Erotomani “psikotik bozukluklar” içerisinde yer alan bir rahatsızlıktır. Ancak bipolar duygudurum bozukluklarında ataklar esnasında yine erotomanik hezeyanlara rastlayabiliriz. Örneğin; manik epizodda olan bir hasta bir pop yıldızının kendisine âşık olduğunu, bir şarkıyı kendisi için yazdığını, bir TV programında sarf ettiği cümlenin aslında kendisine mesaj olduğunun inancı içerisinde olabilmektedir. Bu nedenle halk arasında “Eros hastalığı” olarak bilinen “erotomani”, “hastalıklı, karşılıksız, takıntılı ve platonik aşk” olarak bilinir ve kişinin birinin kendisine âşık olduğuna inandığı sanrılı bozukluktur. Bilindiği gibi “sanrı” yani hezeyan, gerçekte var olmayan şeyleri görmek, işitmek gibi dayanaksız algılamadır ve kişinin yaşadığı sosyokültürel ortamla uyumsuz, aksi ispat edilse bile inanmayı devam ettirdiği, mesleki kişilerarası ve sosyal anlamda işlevselliğini bozan her türlü düşünce ve inanıştır. Erotomanide kişinin sanrısı sistemli ve süreklidir. Âşık olarak kabul edilen “mağdur” genellikle ünlü ya da yüksek statü sahibi bir kişi olmakla birlikte diğer insanlar ya da tanıdık kişiler de olabilir.
Erotomanik kişi çok sevildiğini ve sevdiğini ama çeşitli nedenlerle aşığının bunu belli edemeyip uzaklaşmak zorunda kaldığını düşünür, aşığının kendisini delice sevdiğine inanır ve bir türlü aşığının bu duygularını açıklayamayıp, sadece ima ettiğini, ona fırsatlar tanımasına karşın açıkça söyleyemediğini ama kendisinin anladığını ve emin olduğuna dair takıntı geliştirir, aşığının itirafını nasıl sağlayacağı konusunda kafa yorar ve aşığının kendisiyle gizlice iletişim kurduğuna dair güçlü bir inanca sahiptir. Aşkının yalan olduğunu söyleyen herhangi bir açıklamayı da asla kabul etmez, aşığının naz yaptığını düşünür ve bu nedenle de çoğu zaman yasak aşkını herkesten saklamaya karar verir. Erotomani “De Clerambault Sendromu”nda olarak da anılır ancak Fransız psikiyatrist De Clerambault’un tanımladığı sendromda erotik sanrı, erotomaniden farklı olarak, genellikle cinsel bir çekicilikten çok manevi bir bağlanma ve romantik bir aşkla ilgilidir ve daha çok orta sınıftan kadınlarda görülür. Çünkü sözde aşık genellikle daha yaşlı, ekonomik ve sosyal açıdan daha yüksek sınıftan, evli ve kişiye uygun olmayan bir erkektir.
Karşılıksız aşktan kaynaklı hastalık
Tarihsel süreçte erotomaninin ilk tanımı 18. yüzyıl başlarında “karşılıksız aşktan kaynaklı hastalık” olarak yapılmıştır. 19. yüzyılda yapılan tanımında ise, erotomani, “aşırı fiziksel aşk hastalığı” şeklinde betimlenmiş ancak daha sonraları bu tanımın “seks bağımlılığı” olarak bilinen “satiriazis” ve “nemfomani”ye ait olduğu görüşü kabul edilmiştir. 20. yüzyıla gelindiğinde erotomani “birinin kendisine âşık olduğu sanrısı” olarak tanımlanmıştır. Tam olarak zihinsel ya da ruhsal bir hastalık ya da bozukluk olarak görülmeyen erotomani, genellikle başka bir hastalık ya da bozukluğun belirtisi olarak değerlendirilir. Aslında erotomaniyi tanımlamak için, zihinsel ve ruhsal rahatsızlıkların nasıl sınıflandırıldığına ve teşhis edildiğine daha yakından bakılmalıdır. Popüler medyada psikopat, sosyopat, psikopat, manyak, şizofren vb. terimlerinin özensiz kullanımı bilgi kirliliği yaratmaktadır. Bu terimlerin ruh sağlığı profesyonelleri arasındaki kullanımında da belirgin veya önemli farklılıklar olabilmektedir. Bu nedenle ruhsal ve zihinsel hastalıkların adları ve tanımları için ortak bir terminolojinin kullanımında Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanan bir kılavuz olan DSM (Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) esas alınır. DSM V’e göre erotomani sanrılı bozukluklarının alt türlerinden biridir. Sanrı gerçekte olmadığının kanıtlarına rağmen kişinin gerçek olduğuna inandığı her türlü düşünce ve inançtır. Erotomanide sanrı, belirli bir kişinin kendisine âşık olduğu inancıdır. Bununla birlikte, bu sanrılı inanç, tek başına bir sanrı olarak var olabileceği gibi, şizofreni, psikozlar, bipolar bozukluk gibi diğer psikiyatrik bozuklukların ya da borderline ve paranoid kişilik bozukluklarının belirtilerinden biri de olabilir.