Dünya Denizcilik Konseyi’ne göre, 2008 ve 2021 yılları arasında her yıl ortalama 1.500’den fazla konteyner kaybedildi.
Bu kayıpların bazıları, gemilerin tamamen batmasıyla ilişkilendirilebilir. Örneğin, 2013 yılında MOL Comfort ve 2011 yılında MV Rena gibi büyük olaylarda birçok konteyner, gemiyle birlikte battı.
Standart bir 12 metrelik konteynerin su üzerinde kalabilmesi için yaklaşık 70 ton ağırlığında olması gerekir.
Bu da konteynerin taşıma zincirindeki herhangi bir noktada karşılaşacağı ağırlık limitlerinin çok üstündedir, yani mühürlü 12 metrelik konteyner suya düştüğünde her zaman yüzmeye devam eder.
Ancak bu konteynerlerin suya düşerken tamamen hasarsız kalması oldukça düşük bir ihtimaldir.
Diğer konteynerlere ya da gemiye çarpabilirler ki bu da ciddi hasara neden olabilir.
Örneğin, içinde iki araba olan bir konteyner su aldığında kesinlikle batacaktır.
Ancak aynı konteyner, içinde banyo oyuncaklarıyla doluysa su aldığında bile yüzmeye devam edebilir.
2020 yılında ise Opus adlı bir gemi kötü hava koşulları nedeniyle 1.800’den fazla konteynerini kaybetmişti.
Bunlardan biri, bir gemiyi sahile çekmeyi başaran ya da batmakta olan bir gemiden mümkün olduğunca fazla malzeme kurtaran kişinin, kurtardığı eşyaların değeri kadar yasal olarak maddi tazminat talep etmesine olanak tanıyor.
Denizlerde tehlike altındaki bir gemiyi gördüğünüzde, onu tamamen veya kısmen kurtarabilecek durumdaysanız ve bu görevi kimse sizden talep etmeden üstlenirseniz, bu durum 'pure salvage' olarak adlandırılır.
Bu durumda, mahkemeye başvurduğunuzda, gemideki malzeme miktarı kadar bir tazminat alma hakkınız doğar.
Bize böyle içeriklerle gelin 👍
kaliteli içerik, editörün eline sağlık!
film çeviriliyor😅