Diken’in ulaştığı ifade tutanağına göre ortaokul öğrencisi kardeş C.D., olay günü gördüklerini de şöyle anlattı:
“Olay günü Kasım abi evin önünde bekliyordu. Eve girdiğimizde ablam Amine içeriyi topluyordu. Abim Kasım bana ve anneme ‘Siz dışarı çıkın, ben bunu döveceğim’ dedi. Biz dışarı çıktık. 4-5 dakika kadar oyalandıktan sonra abim, ‘C., içmek için su getir’ dedi. Ben de pet şişe ile su getirdim. İçeri girdiğimde ablam mindere yatmış vaziyette oturuyor ve ağlıyordu. Abimin ise elinde sopa vardı. Abim verdiğim suyu içti, sonra yine bana çıkmamı söyledi.
Babama, ‘Acil eve gel, Kasım abim ablamı dövüyor’ dedim. Babam gelince birlikte eve girdik. Kasım abim Amine’ye ‘Telefonunu çıkar çabuk’ dedi. Telefonu abim aldı. ‘Şifreyi söyle’ dedi ablama, ablam da ‘Bilmiyorum’ dedi. Abim ‘Söylüyor musun yoksa söylemiyor musun’ dedi. Babam abime dönerek ‘Şifreyi söylesin’ dedi. Babam telefon ortaya çıkınca ablama ‘Neden yalan söyledin?’ dedi. Annem içeri girdikten sonra babama ve abime ‘Sakın fazla dövmeyin’ dedi. Arka bahçeye gitti. Abim mutfaktan bir kablo aldı. Ablamın bacaklarına elektrikli teli değdirip çekti. Ablam anında bayıldı. Abim bana seslenerek,‘C., bir sürahi su getir, Amine’nin yüzüne dökelim. Bayılmış’ dedi. Suyu döktü ve ‘Anneni, yengeni çağır. Üstünü başını değiştirin’dedi. Bu esnada ablam hala baygındı. Ambulans geldi ve ablamın öldüğünü söyledi.”