Güvenle karar vermekte zorlanmanızın asıl nedeni kendi kendinizi sabote etmenizdir. Bilseniz de bilmeseniz de, muhtemelen kararlarınıza olan güven eksikliğinizi sürdüren birkaç kötü alışkanlığa sahip olabilirsiniz. Bu alışkanlıkları ortadan kaldırdığınızda tüm karar anlarınızda kendinizi çok daha öz güvenli hissedeceksiniz. Bu içeriğimizde daha öz güvenli bir şekilde karar almanıza yardımcı bazı öneriler derledik. Gelin hep birlikte göz atalım...
Hayatta verdiğiniz birçok kararın doğru ya da yanlış bir sonu yoktur. Kararın boyutu veya etkisi ne olursa olsun, belirsizlik genellikle karar vermenin temel bir özelliğidir. Ve belirsizlikle karşılaştığınızda korkmak insan doğasıdır. Belirsizlik korkusu normaldir ancak kararlarınızı yönlendirmesine izin vermemelisiniz.
Bu bir şeylerin yanlış olduğu anlamına gelmez. Gerçek iç huzur, belirsizliği tamamen ortadan kaldıramayacağınızı kabul ettiğinizde gelir. Kararın belirsizliğini ve bu konudaki kendi endişenizi doğruladığınızda, basitçe bir karar vermek ve devam etmek çok daha kolay hale gelir. Belirsizliği kabul ettiğiniz anda beyninizi belirsizliği bir tehdit olarak değil, bir meydan okuma olarak görmesi için eğitirsiniz. İnsanlar tam olarak bu anda mantıklı kararlar vermeye başlarlar.
Büyük bir kararla ilgili belirsizlik karşısında endişeli hissetmek doğaldır. Ve ne zaman endişeli olsanız, bu kadar endişeli hissetmeyi bırakmak istemeniz doğaldır. Sorun şu ki, kaygınızı hafifletmeye yönelik bu içgüdü, odağınızı gerçek sorun olan karar vermeyi ikincil sorun olan kötü hissetmeye kaydırır.
Güvence arama gibi sorunla başa çıkma stratejileri, o andaki kaygımızı hafifleterek geçici olarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar. Ama aynı zamanda uzun vadede bizi daha endişeli ve daha az öz güvenli hale getirme eğilimindedirler, çünkü zihniniz kaygının kendisinin tehlikeli olduğuna inanması için eğitir.
Bu, sizi biraz bile endişelendiren bir kararla her karşılaştığınızda, beyninizin sizi daha da fazla endişelendireceği anlamına gelir.
Hata yapma korkusunun genellikle iki kaynağı vardır:
Hatalar nedeniyle ciddi şekilde cezalandırılma veya istismar edilme konusunda geçmiş bir travmanız var. Bu korku size yapışır ve potansiyel zarardan kaçınmak için kararlardan tamamen kaçınmaya yönelirsiniz ancak bu, yanlış yönlendirilmiş bir strateji ile sonuçlanır.
Başarmak için o kadar azimliydiniz ki, pek çok büyük hata yapmadan yetişkinliğe geçmeyi başardınız. Ancak hayatta riskler arttıkça, mükemmel olmak için daha fazla baskı hissedersiniz. Bu da yine, iyi sonuçlanacağından emin olmadıkça karar vermekten kaçınma stratejisine yol açar.
Her iki durumda da ortak unsur, şu anda hayatınızdaki kötü hataların sonuçları hakkında gerçek bilgiden yoksun olmanızdır.
Bu, birçok insan için daha güvenli karar vericiler olmanın anahtarının kasıtlı olarak bazı hatalar yapmaya başlamak olduğu anlamına gelir. Kendinizi kasten küçük hatalara maruz bırakmak, beyninizi hataların tehlikeli olmadığına ikna etmenin tek yoludur. Kasıtlı olarak bazı küçük hatalar yaparak, kendinizi hata yapma konusundaki mantıksız korkuya karşı aşılayabilirsiniz, bu da gelecekteki kararlarınızı verirken kendinize daha fazla güvenmenize yardımcı olacaktır.
Hayatlarımız üzerinde kontrol uygulayabilmek genellikle iyi bir şeydir. Ama her şeyi kontrol edemeyeceğimiz hayatın bir gerçeğidir. Ancak kontrolü çok istediğiniz için ve kontrole sahip olduğunuzda bu sizi çok iyi hissettirdiğinden, kontrol sizde olmadığında özellikle kötü hissetme eğiliminde olursunuz.
Geçici olsa da, kontrol yanılsaması oldukça iyi hissettirir. Bu, kontrol eksikliğiyle yüzleşmenin giderek zorlaştığı anlamına gelir. Aslında zamanla kontrol yanılsamasına bağımlı hale gelirsiniz ve bunu durdurmak sizi kötü hissettirdiği için bağımlılığınız gittikçe güçlenir. Sonuç olarak, gerçekle yüzleşme yeteneğiniz giderek zayıflar.
Böyle anlarda çaresiz hissetmeye karşı bir tolerans geliştirin. Böylelikle alacağınız büyük ya da küçük tüm kararlarınızda kendinizi çok daha güvende hissedeceksiniz.
Çok güzel bir içerik olmuş teşekkürler 🙏🏼