Efendim köyde bir yaşlı adam varmış. Çok fakir... Ama kral bile onu kıskanırmış. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki kral, at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.
'Bu at, bir at değil benim için... Bir dost... İnsan dostunu satar mı?' dermiş hep.
Bir sabah kalkmışlar ki, at yok.
Köylü ihtiyarın başına toplanmış.
'Seni ihtiyar bunak. Bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın' demişler.
İhtiyar 'Karar vermek için acele etmeyin' demiş. 'Sadece 'at kayıp' deyin. Çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar. Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç. Arkasının nasıl geleceğini kimse bilemez.'
Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla gülmüşler.
daha ne kadar devam edecek diye hipnotize halde okuyodum ki bitti.. Oğlanın bacağının kırılması şansmıymış şanssızlıkmı öğrenemedik..
Özet: Her şey de bi hayır vardır..
Lao Tzu hangi dine mensup acaba? Allah biliyor.