Ordu'da konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Gençler 30 Mart'ta hepiniz koşa koşa sandığa gidip mümkün olduğu kadar da karanlık sokaklardan geçmeyin. Asfaltlar var, duble yollar var, açık meydanlar var. Oradan demokrasinin o kültürü kazanmış evlatları olarak gidin, iradenizle kararınızı verin' dedi.
Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Ünye ilçesinde halka hitap etti.
Türkiye'nin iyi yönetilmediğini öne süren Bahçeli, 'Türkiyemizde sorunlar çözülemiyor. Nereden başlarsanız başlayın çiftçinin durumu kötü. Esnaf siftah yapamıyor. Birçok tüketici kredisi altında insanlarımız boğulmuş. İşsizlik yaygınlaşıyor. Açıkçası bugünkü iktidarın 11 yıllık döneminde şöyle bir tablo
koyun, içini hep beraber dolduralım' diye konuştu.
'AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik, asayişsizlik ve ahlaksızlıktır'
Bahçeli, şöyle devam etti: 'Bu tablonun bir köşesine açlığı koyduğumuz zaman tabloya aykırı bir hali var mı? Yanına ahlaksızlığı koyduğumuz vakit bir aykırılığı var mı? Asayişsizliği koyduğumuz vakit bir aykırılık var mı? Bir adaletsizliği koyduğumuz zaman bir aykırılığı var mı? Öyleyse AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik,
asayişsizlik ve ahlaksızlıktır. Bir an düşünün, büyük şehirlerde asayiş kalmamış. Hangi gün hangi saatte ne olacağı belli değil. Hiç kimse eşiyle, çocuğuyla kendisi olarak İstanbul'un sokaklarında gezmeye çıktığı zaman başına ne geleceği belli değil.
Her anda birçok yönüyle cinayetler işleniyor. Birçok sıkıntılar yaşanıyor. Hele hele son yıllarda özellikle televizyonların yayınlarıyla da tahrik edilen bir aile yuvası içerisinde ufak tefek rahatsızlıkların nasıl sonuçlandığı, kadınlarımıza nasıl şiddet uygulandığı, bir yuvanın nasıl yıkıldığı, bir babanın cinnet getirerek evlatlarını da dahil olmak üzere nasıl katlettiği ve her gün bir kadın cinayetiyle karşı karşıya kalan bir ülkeyi AKP döneminin huzur ve güven içerisinde ortaya koyduğu bir Türkiye diyebilir miyiz?'
Bahçeli, 17 Aralık operasyonuna değinerek, '17 Aralık 2013 kara gün ve 17 Aralık 2013 AKP'nin yüz karası olduğu gündür. Bu günü unutmamak lazımdır' dedi.
'Yolsuzluk ve rüşvet, sosyal ve toplumsal bir hastalıktır'
Yolsuzluk ve rüşvetin, sosyal ve toplumsal bir hastalık olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu: 'Kangrene ve kansere dönüştüğü anda toplumu çürütür. Dolayısıyla devleti çökertir. Bunun mutlaka tedbirler alınarak önlenmesi lazımdır. Bunda gecikme olursa topluma çok büyük zarar verir. Toplumsal hareketlilik yavaş yavaş kımıldar. Yiyenlerle yemeyenlerin kavgası görülür.
Sıkışmış, dar boğaza düşmüş, geleceği karamsarlaşmış insanlar eğer bir tapede veya bir basında 17 Aralık'ta 41 kişinin tutuklanmasıyla 187 milyon Türk lirası yolsuzluğun olduğu, 63 milyon, 40 milyon rüşvetlerin dolaştığı, birçok evlerde kasaların bulunduğu, para sayma makinelerinin olduğu ve bir genel müdürün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar paranın olması nasıl izah edilecek. Bu ayakkabı nasıl bir ayakkabıdır?
Bu kutu nasıl bir kutudur da 4,5 milyon dolar alınıyor. Şu an 92 gün olmuş, bunun tam yarısında ayakkabı kutusuna sahip olan banka genel müdürü ve diğerleri tahliye ediliyor, çıkarken de diyorlar ki sanki milletle dalga geçer gibi, 'beyefendi güle güle ama ayakkabı kutuların kaldı bunları da alın' diyorlar. Adalet teslimiyetten veriyorlar bunları. Toplumla dalga geçer gibi oluyor.'
'Başbakanlık'ta kurulan algı yönetimi, bazı tavsiyelerde bulunuyor'
Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen ses kayıtlarından söz ederek, şöyle dedi: 'Sayın Başbakan bu durum karşısında gelişmelerin ne olacağını da
zannediyorum tahmin ederek bir algı yönetimi oluşturuyor. Başbakanlık'ta kurulan algı yönetimi, bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyelerden bir tanesi, 'yolsuzluk ve rüşveti kesin reddedin, bunun size karşı bir komplo olduğunu milletle paylaşın, en kısa zamanda, nerede bir açık hava toplantısı yapacaksanız
hemen yapın'. 17 Aralık öğlenden sonra Ordu'da bir açık hava toplantısı yapıldı mı?
Hatırlamıyor musunuz? Arkasından Giresun'da olmadı mı, Trabzon'da yapılmadı mı? Sonra İstanbul'a döndüğünde 17 Aralık akşamı havaalanında bir karşılamayla, bir açık hava toplantısına benzer bir toplantı yapılmadı mı? Oradan geçip Kısıklı'daki villalarına vardığında o bölgedeki insanların toplanmasıyla bir açık hava toplantısı da orada olmadı mı? Bütün bunların hepsinde kendisine yönlendirme yapan, bu aklı uçuk insanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın dostu değil düşmanı gibi hareket etmişlerdir, bu tuzağa da Recep Tayyip Erdoğan düşmüştür.'
Devlet Bahçeli, şunları söyledi: 'Şimdi kalkmış, 'bu bana komplo' diyor. Kalkmış, Bilal Erdoğan'la konuşması 'montaj' diyor veya ayakkabı kutularından veya bir televizyon ve basını satın almak için bir havuz oluşturun, bu havuza da besleme, haram üzerine zenginleşmiş insanlara salma çıkartarak 'sen 100 milyon dolar, sen 100 milyon dolar vereceksin' diyerek 630 milyon doları bir havuzda topluyor. Almak istediği ATV ve Sabah gazetesi. Bu nasıl bir anlayıştır? Sonra birisi soruyor, 'sayın Başbakan bu iş adamlarından böyle bir salmayla para toplanıyor, siz ne diyorsunuz'. Sayın Başbakan cevap veriyor, 'bunlar istikrarlı iş adamlarıdır, havuza girseler de ıslanmazlar' diyor. Yani dalga geçiyor. Havuzda su varsa
ıslanmamak mümkün değil midir, bu nasıl iştir ama havuzda 630 milyon dolar Amerikan yeşil doları varsa ora da döşek gibi olur, insan niye ıslansın?'
'Bu komplodur, bu montajdır dememeli'
Başbakan Erdoğan'ın 'iç inkara yönelmemesi' gerektiğini dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı: 'Bu komplodur, bu montajdır dememeli. Kimseye hain, haşhaşi, alçak vesaire gibi suçlarıyla kimseyi suçlamamalı. 'Hepinizin inine gireceğim, hesabını soracağım' diyor. Bırak sen onu. Önce şu yolsuzluğun dibine bir in de ondan sonra ne olacağını göreceksin. Onun için sayın Recep Tayyip Erdoğan, siz, en kısa
zamanda adalete başvurun, kıydığın savcıları geri çağırın.
8 bin polis kardeşimizi darmadağın etmenin manası yok. Hepsini görevlerine iade edin. Millete deyin ki 'Benim partimin adı aktır, şimdi bir yolsuzluk ve rüşvet olayıyla karşı karşıyayım'. Savcılara, hakimlere, kolluk kuvvetlerine, sivil toplum kuruluşlarına kim varsa, siyasi partilere, 'Elinizdeki bilgi belgeyle gelin, yüksek bir sorgulama başlatalım, yolsuzluk ve rüşvetin kökünü kazıyalım, kime ulaşırsa ulaşsın' diyebilmiş olsaydın Recep Tayyip Erdoğan, 'uzun adam' diye nitelendiriyorsun, iki kat daha uzardın sen ama bunu söyleyemiyorsun.
Şimdi kalkmışsın, herkesi suçluyorsun. Kim kendi görüşünü tasvip etmiyorsa o mutlaka hain, kim kendisine 'doğrusu şudur, bunu böyle yap' dediği zaman, 'siz işbirlikçisiniz' diyor. Peki gerçek işbirlikçiliği senden öğrendi bu millet. PKK ile AKP ile BDP ile işbirliği içerisinde değil misin? Oslo'yla, İmralı'yla, Kandil'le müzakere yapan sen değil misin? Niye bu milleti aldatıyorsun?'
'İki tane vatan evladı Hak'ın rahmetine kavuştu'
Bahçeli şöyle konuştu: 'Hal böyle olunca sandıkla sokak arasında sarkaç gibi sizi sallamaya karışanlara çok dikkatli olun' diyerek, şunları kaydetti: 'Sokaklar karanlıktır, sokaklar kirlidir, sokaklarda kim kimdir bilinmez, sokaklar kanlıdır. Dolayısıyla gençliğin mahvedildiği bir dar sokaktır. Buralarda her türlü sapıklığa yönelmiş, sağlığını kaybetmiş birçok vatan evladı bulunur. Buralara sizi çekmek isteyenler dost değildir. Evlatları bu şekliyle kahredebilecek bir teşviki, tahriki yapanlar Türkiye'nin geleceğini karatmak isteyenlerdir.
Hal böyle olunca şu kısa dönem içerisinde gördünüz, iki tane vatan evladı Hak'ın rahmetine kavuştu. Bir polis memurumuz şehit oldu. Bu olaylar tehlikelidir, bu olaylar Türkiye'de yaşanmıştır, tekrar yaşamamak lazımdır. Onun için sandığa gitmek gerekiyor.
Sandık demokratik bir müessesedir. Milli iradenin yeni bir yönetim şeklini şekillendirmesinin başlangıç noktasıdır. Sandık neyi ifade eder, seçimi. Seçim en yakında hangi tarihtedir, 30 Mart'tadır. Öyleyse 30 Mart'ta 18-25 yaş grubu sandığa gitmeli ve iradesiyle bir oy tercihinde bulunmalıdır. Bunu şunun için söylüyorum, gelecek bu şekille bizi bir karanlığa götüreceğini hissettiğim için söylüyorum. 18-25 yaş grubu, seçilme ve seçme hakkına sahip olan bir yaş grubudur.
Bunun toplam seçmen içerisindeki rakamı 10 milyon 36 bindir. 10 milyon 36 bin gencimiz bu seçimde hem oy verme hem seçilme hakkına sahip olarak sandığa gidecekler. Gençsiniz, dinamiksiniz, Türkiye'nin geleceğisiniz. 10 milyon 36 binle bir karar verdiğiniz vakit, yerden birisini iktidara taşırsınız, iktidarda olanı da yere çakarsınız.'
'Asfaltlar var, duble yollar var, açık meydanlar var'
Devlet Bahçeli, 'Öyleyse bu iradenizi kullanın. Ülkeyi üzmeyin, kırmayın, acılara aileleri boğmayın. Sadece ve sadece sizin bu iradenizle iktidarları değiştirir, iktidarları tekrar birisi olarak getirebilirsiniz. Bu güç sizdedir.
Cnntürk