Adana işte, aşk hikayeleri bile farklı.Adana'nın Ceyhan topraklarında, bir zamanlar Thisbe diye bir genç kız, Pyramus diye de genç bir erkek yaşarmış. Bu iki genç, birbirlerine aşıkmış ama aileleri birlikte olmalarına izin vermezmiş.Günlerden bir gün, buluşmak için sözleşmişler. Şehrin dışındaki dut ağacı olmuş adresleri. Bunun son buluşmaları olduğunu bilmeden...Ama ondan önce gelen davetsiz bir misafir varmış: Ağzında kanlı bir et parçası ile bir aslan! Thisbe aslandan korkmuş ve kaçmaya başlamış. Koşarken eşarbını boynundan düşürmüş.Karnı doyan aslan, eşarpla oynamaya başlamış. O sırada Pyramus gelmiş sevgilisini görmeye. Ama gördüğü şey; Ağzı kanlar içinde, Thisbe'nin eşarbını parçalayan bir aslan olmuş.Aslanın önüne düşüp, son nefesini vermiş. Mağarada saklanan Thisbe, cesaretini toplayıp sevgilisini görmek için koşmuş tekrar dut ağacına doğru...Gözyaşları içinde almış hançeri eline, saplamış kalbine ve düşmüş sevgilisinin yanına. O anda buluştukları dut ağacının meyvelerine Pyramus'un kanı, yapraklarına da Thisbe'nin gözyaşları akmış.Karadut meyvesinin lekesi bu yüzden çıkmazmış. O lekeyi temizleyecek tek şey de, kendi ağacının yapraklarıymış. Pyramus'un kanı, Thisbe'nin gözyaşları...
m.ö 3000... üstat be bu karadutun lekesi neden çıkmaz ?. .... hass....dur anlatayım evlat.
Güzel bir hikaye.