Karadenizli olsanız da olmasanız da, aşağıdaki nedenleri okuduktan sonra Karadeniz’i sevmeye başlayacak, hatta gidip görmek isteyeceksiniz.
Karadenizli olsanız da olmasanız da, aşağıdaki nedenleri okuduktan sonra Karadeniz’i sevmeye başlayacak, hatta gidip görmek isteyeceksiniz.
Karadeniz, hırçın dalgalarıyla güney denizlerinden başka, olağanüstü bir karaktere sahiptir. Karadeniz’de yüzerken kendinizi gerçekten özgür, güçlü ve hiç olmadığınız kadar çılgın hissedersiniz.
Karadeniz’in yemyeşil doğası, adeta bir oksijen bombardımanı tutar sizi, aldığınız nefesi tüm hücrelerinizde hisseder, yenilendiğinizi fark edersiniz. Karadeniz’de geçireceğiniz üç günden sonra kendinizi tamamen yenilenmiş bulursunuz.
Karadenizlilerin en büyük tutkusu şüphesiz horondur ve siz sahil boyunca, yayla yollarının kenarında durup horon eden bir gruba mutlaka rastlarsınız. Aralarına katılmak, onlarla kahkahalar eşliğinde delice horon etmek tarifsiz bir deşarj yöntemidir.
Karadeniz kadınları yaşlandıkça adeta birer bilgeye dönüşür, ağzı bozuk birer bilge. Bahçesinde oturan bir yaşlı Karadeniz kadınının yanına gidip ona dertlerinizden yakınırsanız karşılığında ağız dolu kahkaha ve bolca hayat dersi alacaksınızdır.
Açıklamaya gerek var mı?
Özellikle Doğu Karadeniz insanının doğayla mücadelelerinde buldukları zihni sinir çözümler güldürürken şaşırtan cinsten.
Karadeniz turu yapan arkadaşlarınızdan fıkrayı aratmayan en az bir hikaye dinlemeyeniniz var mı? Yolda yürümek bile Karadeniz’de kahkaha nedeni olabilir.
Yaylanın tertemiz havası, müthiş yayla yemekleri ve tabii ki horon… Saatlerce, yorulmadan, gerçek organik eğlencenin adresi Karadeniz.
Kendinizi bir tablonun içinde hissedeceğiniz, hipnotize eden bir doğal güzelliğe sahip Karadeniz’i mümkünse arabanızla sahil yolundan giderek gezin.
Afkurma, kaybana, fuşki, lahmi… Bunlar ne mi? Sinirlendiğinizde kimseyi rencide etmeden öfkenizi çıkarabileceğiniz harika tabirler. Ve tabii sevgi sözleri de Karadeniz’de bir başkadır: Ballim, muncurlarini yerum…
“Sabahları kahve içmeden uyanamıyorum” diyenleri tiryakisi yapacak kadar lezzetli çayı Karadeniz’de içmeniz lazım. Artık suyundan mı, havasından mı, aynı çay İstanbul’da bu tadı vermiyor. Üstelik muhtemelen gittiğiniz her yerde ikram edileceği için bedava olması da cabası.
Fırtına Deresi’nin azgın sularında, başka yerde tadamayacağınız adrenalinli rafting keyfini deneyimleyebilirsiniz.
Sahil boyunca giderken hızınızı alamayıp Gürcistan’a geçmek, Gürcülerle Doğu Karadenizlilerin kültürlerinin ne kadar da benzediğine şahit olmak Karadeniz’in ayrıcalıklarından biri şüphesiz. Şöyle bir yurt dışına gidip gelmek daha ne kadar kolay olabilirdi ki?
Kemençesiyle, tulumuyla Karadeniz müziği yeri geldi mi kıpır kıpır oynatır, yeri geldi mi içli içli ağlatır. Müziği de kendi gibi dalgalıdır Karadeniz'in.
Ve tabii ki Karadeniz'i bu kadar ilgi çekici, bu kadar eğlenceli yapan, Lazlarıyla, Hemşinlileriyle, Rumları ve Türkleriyle rengarenk, sımsıcak Karadeniz insanı Karadeniz'i sevmek için yeter de artar bile.
İnsallah bir gün kısmet olur kardeş ülke Türkiyeye gelmek sizi seviyoruz Türkiye
Giresunlu olmak nasıl bir gurur bilir misiniz? Hemşerim var mı??
Oyy ne da cuzel iceruk