Kara deliklerinin buharlaşarak yok olduğunu bilen bilim insanları yapılan son araştırmalardan sonra bugün, evrendeki diğer her şeyin de buharlaşarak yok olmakta olabileceğini düşünmeye başladı. Gelin beraber ayrıntılarını inceleyelim.
Kara deliklerinin buharlaşarak yok olduğunu bilen bilim insanları yapılan son araştırmalardan sonra bugün, evrendeki diğer her şeyin de buharlaşarak yok olmakta olabileceğini düşünmeye başladı. Gelin beraber ayrıntılarını inceleyelim.
Yıldızlar, gezegenler, insanlar ve süs bitkileri: her şey özel bir tür radyasyon yayar ve eğer yeterince uzun süre var olursa hiçliğe doğru buharlaşır.
Kara deliklerinde evrendeki en büyük ve en küçük şeyler birbirine sürtünüyor. Böylesi farklı ölçeklerdeki olayları tanımlamak için bilim insanlarının hem Einstein'ın görelilik teorisi (büyük şeylere hükmeden kurallar) hem de kuantum mekaniği (minik şeyler için kurallar) kullanması gerekiyor. Bu da bazı garip etkilere yol açıyor. Ancak yeni hesaplamalar doğruysa, bu sonuçlar her zaman kara deliklerin etrafında olmasa bile yaygın olabilir.
Olay ufkunun hemen içindeki her şey kaçınılmaz olarak kara deliğe düşerken, dışında olan her şey hala kaçma şansına sahip...
Bu çiftler, 'boş' uzay boşluğundan ortaya çıkar ve kuantum mekaniği, onların sürekli olarak her yerde var olup yok olduğunu söyler. Bir parçacık, antiparçacığıyla karşılaştığında bir saniyenin küçük bir bölümünde birbirlerini yok ederler ve evren genelinde varlıklarını farketmez.
Kara deliğin toplam enerjisini korumak ve fizik prensiplerine uymak için, içeri düşen parçacığın negatif enerji (ve dolayısıyla negatif kütle) taşıması ve fırlatılanın pozitif enerjiye sahip olması gerekiyor. Bu şekilde, kara delikler Hawking radyasyonu olarak adlandırılan bir enerji türü yayar ve zamanla bu kaçan pozitif enerji onları tüketir, bu da onların buharlaşmasına neden olur.
Özellikle de bu aynı buharlaşmanın diğer nesneler için de geçerli olabiliceğini merak eden Falcke, “Birkaç uzmana sordum ve çok farklı yanıtlar aldım,” diye anımsıyor.
Üçlü, konuya Schwinger etkisi olarak bilinen bir olgu denklemlerini kullanarak atipik bir açıdan yaklaşmaya karar verdi. Bu etki, güçlü bir elektromanyetik alanın varlığında vakumdan ortaya çıkan yüklü parçacıkların ve antiparçacıkların nasıl parçalandığını açıklıyordu.
Herhangi bir dış kuvvetin olmadığı durumda, hem parçacığın hem de antiparçacığın bulutları örtüşür ve birbirlerini yok ederler. Ancak yerçekimi, bir bulutu diğerinden daha fazla çekerse, her ikisi de biraz kayar ve örtüşmezler. Bu yüzden de yok olmazlar. Bunun yerine, bir kara deliğin olay ufkundan fırlayan bir parçacığa benzer şekilde radyasyon üretirler.
Denklemler, bu sürecin trilyonlarca yıl süreceğini gösteriyor. Bu yüzden muhtemelen insanlığın deneyimlemesi imkansız. Ancak, eğer bu olgu gerçekse beyaz cüceler ve nötron yıldızları gibi ölü yıldızların uzun ömürlü olduğu düşünülen kalıntıları düşündüğümüz kadar da kalıcı değil demektir.
Ancak bazı diğer araştırmacılar ise farklı düşünüyor. Örneğin, Almanya'daki Munich Center for Mathematical Philosophy'den teorik fizikçi Sabine Hossenfelder, 'Tüm önceki hesaplamaların yanlış olduğuna dair biraz şüpheliyim' diyor ve daha dikkatli bir analizin yapılması gerektiğini öneriyor. Şimdiki teknoloji, bu buharlaştırıcı etkiyi tespit etmek ve iddiaları doğrulamak için yeterince hassas değil. Falcke ve ekibi, kendi iddialarını desteklemek için Schwinger etkisinin gözlemlenmesine odaklanabilecek deneyler öneriyor.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Adı üstünde sadece teori kabullenilmesi için uzun yıllar evreni gözlemlemek ve sonuçlar elde etmek lazım şimdilik gerçek şeylerden fikir yürütsek daha iyi.