Kar Küresinin İçindeki Sihirli Değnek: Yeni Yıla Yüklediğiniz Anlamların Psikolojiniz Üzerindeki Etkisi

Aralık ayının ortalarına yaklaştığımızda, alışveriş merkezlerinde ve filmlerde ağırlıklı olarak karşılaştığımız tema; kırmızı tonlarının ve karlı manzaraların hâkim olduğu, yeni yıla ait kompozisyonlar oluyor. Film içeriklerine baktığımızda özellikle, ailelerin bir araya gelerek yeni yılı birlikte ve mutlu geçirdikleri sıcak aile tabloları ile karşılaşıyoruz. Yeni yıla hazırlık aşamalarını ve yeni yıldan önceki son günü nasıl geçirdiklerini görüyoruz.

Yeni yılın ilk günü ise, bir gizem ve hayata açılan beyaz bir sayfa olarak kalıyor.

Bizim de hissettiğimiz bu değil mi aslında? Tüm yılın stresinin üzerine, bir rahatlama ve eğlence aracı olarak gördüğümüz yeni yıl gecesi için planlar yapıyoruz ve ertesi günü bambaşka ve yeni bir dünyaya gözlerimizi açacağımızı hayal ediyoruz belki de. Ancak ertesi günü uyandığımızda böyle olmadığını görüyoruz. 

Bazılarının, “Bu yıla dair hiçbir beklentim yok” dediklerini, bazılarının da “ Bu yıl harika bir yıl olacak. Hissediyorum” dediklerini duyuyoruz. Hangi uçtaki düşüncede olursak olalım, her şekilde kendi yarattığımız kar küresinin içindeki sihirli değneği bulacağımıza dair bir umudumuz var. Yeni yılda bir mucize olsun ve hayatımız eskisinden daha iyi olsun. Kim istemez ki…

Beklenti ve beklentisizlik arasında gidip gelen düşüncelerimiz ve beklentilerin gerçekleştirilmesi konusunda tüm kontrolün elimizde olmamasının yarattığı kaygı sebebiyle kendimizi kötü hissedebiliriz. Yeni bir yıl, yeni bir zaman dilimini, belirsizliği ve geleceği temsil ettiğinden dolayı kaygı yaşarız.

1- Beklenti İllüzyonu

Beklentinin rasyonelini açıklamak için, örgütsel davranışlar adı altında incelenen ve literatüre Vroom tarafından kazandırılan Beklenti Teorisi’nden bahsetmek yerinde olacaktır. Bu teoriye göre, bireyleri bir davranışı yapmaya yönlendiren temel motivasyonları, zihinlerinden geçen beklentiler çerçevesinde gerçekleşir. 

Bireyler, geçmişte yaşadıkları deneyimlerle gelecekte yapmak istedikleri konusunda bir kurgu oluştururlar. Bu kurgudan yola çıkarak, harcayacakları emek ve performansı planlayıp beklentilerini oluştururlar. Bunu yaparlarken de beklentilerini etkileyen 3 parametre ile karşılaşırlar:

- Bireysel Yeterlilik: Bireyin gerçekleştirmek istediği beklenti konusunda kendini ne kadar yeterli gördüğüdür.  

- Hedef Zorluğu: Ulaşılabilir standartların üzerinde kurulan hayaller sonucunda, hedeflere ulaşmak zorlaşır. Bu da beklentilerin düşmesine ya da beklentisizliğe sebep olur. 

- Hissedilir Kontrol: Bireyler, beklentileri üzerinde bir miktar kontrollerinin olmasını isterler. Olaylar bireylerin kontrolü dışında gerçekleştiğinde motivasyonları ve beklentileri düşer. Bunu sağlayabilmek için kendi kapasite ve standartlarımıza uygun gerçekçi ve ulaşılabilir beklentiler kurgulamak önem taşır.

2- Eylemsizlik

Bazen ulaşılabilir beklentiler oluşturabilsek de, gerçekleşmesi için harekete geçmek ve eyleme dökmek gerektiğini fark edemeyebiliriz. Bir bütünü temsil eden beklentiyi davranışa dönüştürebilmek için onu küçük parçalara bölmemiz gerekir. Bütün, kendisini oluşturan küçük parçaların toplamı hatta parçalardan daha fazlasını ifade eder. Çünkü parçaları bir araya getirirken, süreç bizi ulaşmak istediğimiz noktadan çok daha fazla geliştirir. Bu sebeple davranışsal hedefler belirmek ve harekete geçmek önemlidir.

3- Gerçekçi Beklentiler

Belki aranızda Gece Yarısı Kütüphanesi’ni okuyanlar vardır. Orada “ Her şey olmak hiçbir şey olmamaktır.” diye bir cümle vardır. Toplumun ve yakın çevremizdeki insanların bizden istediklerine uygun beklentiler oluşturmaya ve bu şekilde de “her şey” olmaya çalışırız. “ Bu beklenti kime ait?”, “ Uzun vadede beni mutlu edecek ve beni yansıtan bir beklenti mi?” sorularını kendimize sormak gerekir.

4- Beklentisizlik

Sağlıksız beklenti kadar beklentisizlik de bireyi olumsuz etkiler. Beklentisizlik  öğrenilmiş çaresizlik kavramı ile açıklanabilir. Bireyler, deneyimlerinden ve başarısız beklentilerden yola çıkarak beklentisizlik geliştirirler. Martin Seligman ve Steven Maier hayvan deneylerinden yola çıkarak öğrenilmiş çaresizliğe yol açan iki mekanizma olduğunu ileri sürmüşlerdir:

- Algılama: Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalara göre, hayvanlar deneyin kendileri tarafından kontrol edilebilirlik ve edilemezlik boyutunu algılayabiliyorlar.

- Beklenti: Kontrol edilemezliği anladıklarında da, bunu diğer durumlara genelleyerek onların da kontrol edilemez olduğunu düşünüyorlar. Bu da kaçınma mekanizmalarını zayıflatıyor. 

Yani buradan çıkarılması gereken sonuç, bireyler bir durumu kontrol edemediklerini fark ettiklerinde, bunu yaşadıkları diğer olaylara da genelleyerek başarısız olacaklarını ve kontrol edemeyeceklerini düşündükleri için beklentilerini kaybediyorlar. Yapılan araştırmalara göre, öğrenilmiş çaresizlik ile depresyon vs. pek çok psikolojik sorun arasında ilişki olduğu görülmüştür. Peki, bunu nasıl aşabiliriz?

- Odağımızı kontrol edebileceğimiz şeylere yönlendirmeliyiz. Yaşadığımız her olayın bizim kontrolümüz dışında olan bir bölümü olduğu gibi, bizim kontrolümüz dahilinde olan bir bölümü de mutlaka vardır. 

- Herkesin kendi gerçekliği vardır ve bu olayları algılayış tarzı ile ilgilidir. Optimist (iyimser) bir bakış açısı benimsemek beklenti ve motivasyonu arttırır. Ancak burada bahsettiğimiz toksik pozitiflikten farklıdır. Gerçekçi bakış açısından kopuk olmayan iyimserlik sağlıklıdır.

- Olumlu pekiştirme: Geçmişte yaşadığınız olumsuz deneyimleri değerlendirirken, içinde bulunduğunuz koşullar içinde verilebilecek en iyi alternatif karar olduğunun bilincinde olmanız ve bu deneyim sırasında kazandığınız tecrübeleri düşünmeniz diğer durumlara karşı genelleme yapmanızın önüne geçebilir. 

- Profesyonel yardım almak da bu konuda size rehberlik edecektir. 

Instagram

Popüler İçerikler

Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Kadınların Kırmızı Ruj Sürerek "Çiftleşme" Mesajı Verdiğini İddia Eden Uzman
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
30.12.2022

Bu yeni yılda da kişisel hedeflerim var, her yeni yılda olduğu gibi. Ajanda/planlama olaylarıyla haşır neşirim 🤓 Çok büyük idealler yaratmaya, dünyayı kurtarmaya gerek yok, herkesin bi stabili var. Ama yıllara ufak amaçlar koymak, bunları da parçalara bölmek işe yarıyor bende.. Brain Dump’ı da şiddetle öneririm, ilgilenen araştırsın ☺️ Kendi işim+ Eşimin mali işleri+Ev işleri+Çocuk+Hayat derken bir çok şey birikiyor bende takip edilmesi gereken.. Her ne ise.. Şimdiden herkese musmutlu, sağlık dolu güzel bir sene diliyorum 🎄✨🎅✨🥳

30.12.2022

Bu yeni yılda tek dileğim ders çalışma azminin gelmesi 😬

31.12.2022

Abim deniyorum da ya 4 5 saat çalıştıktan sonra beni çok yoruyor cjsnxjd oturup saatlerce kod yazsam bu kadar zorlanmıyorum ama şu dersleri çalışmak beni bitiriyor😬

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ