Kapuçinonun Keşif Hikayesi: Türklerin Viyana Kapılarından Çekilirken Arkada Bıraktığı Kahve Çekirdekleri

Merhabalar. Kahve her ülke için başlı başına farklı bir kültürdür. Ama belki de Türkler ve İtalyanlar kadar onu dünyanın bir numaralı içeceği yapan başka ülke yoktur. Bu içerikte bir kahve türü olan kapuçinonun nasıl keşfedildiğini kahvenin tarihiyle birlikte aktarıyorum.

Keyifli okumalar dilerim.

Hepimizin sevdiğini bir kahve türü olan kapuçinonun nereden geldiğini biliyor musunuz? Bu lezzetli içeriğin uzun soluklu bir öyküsü var.

Hikayesi, 1683'te Osmanlı'nın Viyana kuşatmasını, bir grup İtalyan keşişini ve bir Polonyalı casusu içeriyor. Ama hikaye 700 yıl önce Yemen’in kahve limanı olarak anılan Moka kentinde başlıyor.

Öncelikle kahve kelimesinin kökenine bir bakalım. İtalyancada ‘caffè’ ve Felemenkçede ‘koffie’ kelimeleri İngilizceleşerek ‘coffee’ haline gelmiş; Arapçada ise ‘qahwa’ kelimesinden bizim dilimize geçmiştir.

Kahve esasında ilk olarak Etiyopya’da tüketilmiştir. Burada yaşayan mistik ve çobanlarla ilgili çeşitli efsanelerde kahveyi nasıl içtikleri yer alıyor. 14. yüzyılda ise kahve Yemen’e ulaşmış ve oradan da tüm Orta Doğu’ya yayılmıştır.

Yemen’deki Moka şehri, Osmanlı İmparatorluğu’na ve tüm Avrupa’ya kahve çekirdeği ihraç ederek yüzyıllar boyunca kahve ticaretinin kalbi olmuştur. Öyle ki mocha kahve de adını bu şehirden almıştır.

Osmanlı, bugün bildiğimiz kahve kültürünün ilk ortaya çıktığı yerdi. Tarihi arşivlerde ta 1475 yılında İstanbul’da Kiva Han adlı bir kahvehanenin açıldığı ve bunun sonrasında imparatorluğun her yerinde binlerce kahvehane açıldığı yazılıdır.

Bu mekanlarda adına Türk kahvesi dediğimiz harika içecek, ince çekilmiş kahve çekirdeklerinin cezvede kaynatılmasıyla hazırlanıyordu. Tabii Osmanlı kahvehaneleri sadece kahve içmekten ibaret değildi. Kahvehaneler Osmanlı toplumunun sosyalleşme, sohbet, dedikodu, eğlence ve siyaset konuşma yerleriydi.

Kahvenin Avrupa’ya gelişi, Osmanlı’nın Venedik ve Napoli gibi büyük İtalyan liman kentleriyle yaptığı ticaret sayesinde olmuştur. Bu nedenle günümüzde kahve ile ilgili pek çok kelimenin kökeni İtalyancadır. Fransa’ya gelince, kahvenin oraya ilk gelişi 1669 yılında Osmanlı elçisinin Fransa’yı ziyaret etmesiyle başlamıştır.

Kahve, Avrupa’da karışık bir üne sahipti. Doktorlar, sindirime yardımcı oluyor diye kahveyi severken, akademisyenler çalışırken uyanık kalmaya yarıyor derken dini çevrelerde ona ‘şeytanın içeceği’ demişlerdir. Ta ki Papa 8. Clement kahveye onay verene kadar…

Avrupa’da ilk kahvehane 1640’da Venedik’te kuruldu. Sonraki yıllarda göçmenler ve tüccarlar tarafından kurulan kahvehaneler tüm Avrupa’ya yayıldı. Buradakiler Osmanlı kahvehanelerine benziyordu; sosyalleşme işlevi vardı.

Tarih 1683’ü gösterdiğinde ki hepimiz bu tarihi biliyoruz. Osmanlı, Viyana’nın kapılarına kadar geldi ama Viyana kuşatması başarısızlıkla sonuçlandı. Geri çekilen Türk orduları, arkalarında Jerzy Franciszek Kulczycki adlı Polonyalı bir diplomat ve casusun eline çuvallar dolusu kahve çekirdeği bıraktı.

Kulczycki de o kahve çekirdekleriyle Viyana’da ilk kahvehaneyi açtı ve kahveye süt eklemek gibi devrim niteliğinde bir karar aldı. İnsanlar kahveye birkaç damla süt eklendiğinde, Almancada Kapuziner olarak bilinen Capuchin rahiplerinin giydiği cüppelerin kahverengi rengini aldığını fark etti. Böylece modern kapuçino adını buradan almış oldu.

19. yüzyılda, büyük ölçüde Sanayi Devrimi sayesinde kahve, yeni teknoloji ile modern anlamda küresel bir endüstri olma yolunda ilerledi. Kahve reklamları da tavan yaptı. Avrupa’da kahveye çok talep vardı. 1600'lerden beri Avrupalı güçler kolonilerinde genellikle köleler tarafından çalıştırılan kahve tarlaları işletiyordu.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, Paris'te, Viyana'da, Buenos Aires'te kahvehaneler yazarlar ve sanatçılar için bir merkez olarak ün kazandılar. Picasso, Hemingway ve Gauguin, Paris'teki Le Dôme Café'de vakit geçiren ünlü konuklardan sadece üçü.

İlk espresso makinesi 1884'te Angelo Moriondo tarafından icat edildi ve espresso makinelerinin yaygınlaşması 1950'lere kadar sürdü. Bu icat, kahvenin yapılma ve tüketilme şeklini temelden değiştiren bir devrimdi.

21. yüzyılda kahve kültürünü, büyük uluslararası şirketler ve işin ehli kafelerin yaptıklarının bir karışımı olarak tasvir etmek mümkündür. Ancak kahvehane, altı yüzyıl önce Osmanlı İmparatorluğu'nda kuruluşundan bu yana pek çok yönden neredeyse hiç değişmedi.

Kahvehaneler hâlâ Türk kahvesi gibi Türk kültürünün önemli bir parçası. Kapuçinoyu da kafelerde içiyoruz. Peki siz en çok hangi kahveyi seviyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Bunlar da İlgini Çekebilir

Kahve Sevenleri Böyle Alalım: İçinde Bulunduğunuz Ruh Haline Göre Hangi Kahveyi Tercih Etmelisiniz?
Rafine Şeker Kullanmak İstemeyenler İçin Şeker Yerine Geçebilecek Doğal Tatlandırıcılar
Güçlü Kaslara Sahip Olmak İsteyenler İçin Yüksek Protein İçeren Birbirinden Lezzetli Besinleri Açıklıyoruz

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!