Egemenlerin ideolojisine göre kiliseden camiye, camiden müzeye ve son olarak müzeden camiye çevrilen yapının girişindeyim. İğne atsan yere düşmez bir insan seli kuyruk olmuş. X-ray cihazlarını geçtikten sonra başı açık kadınlar için örtülerin satıldığı yere yöneliyorum. Dokusu peçete gibi olan baş örtü 10 Lira. Görevli, ek olarak yağmurluğa benzer kıyafeti alıp almayacağımı soruyor. O da peçete gibi… Fiyatı 30 Lira. Hırkam var diyorum.
Cuma namazı saati. Kadınların olduğu girişte, iki kadın görevli bıkmış vaziyette içerisinin dolduğunu söylüyor, defalarca: “Bayanlar, içerisi full dolu, gerçekten çıkanlar yer bulamadığı için çıkıyor.” Ayakkabıların çıkarıldığı yerde yalınayak kadınlar bekleşiyor. Yara yara içeriye girmeye çalışanlar var ama yok mümkün değil, benim için en azından.
Şerit çekilmiş, “girilmez” tabelasının olduğu yere seccadeler seriliyor. Geri kalan hemen herkes telefonlara sarılmış. Hemen her dilden görüntülü konuşanlar, selfie çekenler, kıyıda köşede çömelenler, koşuşturan çocuklar… İnanması zor burası bir zamanlar müzeydi.
Sonra avrupa bizi niye almıyor, neden zorluk çıkarıyor. Neden vize vermiyor filan al işte a.q anasını s...
tek başına bu bile işgal için sebep ve akepe bunu bile bile yaptı
İslamcılar için afyonla güdülen şeylerin sırtını sıvazlayıp ekonomik çöküşü perdelemek adına ödenen ufak bir bedel.