Diğerleri Çeşme’de Bodrum’da şezlong kapıp bir lahmacuna 35 lira verip aynı resimleri paylaşadursun, elin Japonu Brezilyalısı dünyanın öbür ucundan kalkıp geldiği Kapadokya’nın dosyasını açıyorum. Göreme açık hava müzesini, yeraltı şehirlerini bir kaç kilise ve manastırı biliyorum ama daha başka ne var derseniz gelin anlatayım:
Kapadokya’da muhakkak yapılacaklar listesinin başı. Sabah, gün doğmadan gelip sizi otelinizden alıyorlar. Yüzlerce balonun kalkışa hazırlandığı bir alana getiriliyorsunuz. Güneş doğarken balonların hazırlığını seyrediyorsunuz. Sonra hop sepete ve yolculuk başlıyor. Tecrübeli pilotla yapılan yolculuk daha keyifli. Hem geçtiği bölgeyi anlatıyor hem balonu uçuruyor.
Kızılırmak üzerinde sevdicekle romantik dakikalar. Tam evlenme teklif etmelik mekan. 15 dakika Venedik gondollarının tıpkısı ile Kızılırmak’ın sakin sularında gezinti ardından kıyıda kutlama. Tam torunlara anlatmalık.
Ne öyle yavaş yavaş, yok mu şöyle bol adrenalininden yapacak bir şeyler derseniz yine aynı mekanda bu sefer sürat motoruyla gezebiliyorsunuz. Benim kullanmama izin vermediler ama Hamilton dönüşü dedikleri sürat motorunun kendi etrafında tam tur spin atması çok eğlenceli.
Sakin sakin tur otobüsünde oturmak yerine şöyle hoplaya zıplaya Camel Trophy tadında bir gezi aradık ve bulduk. Doluştuk dört çekerlere yine bölgeyi bilen bir abi Land Rover’ın direksiyonuna geçti, bir buçuk saat dağ tepe, toz toprak gezdik. Aralarda on dakika mola sonra ver elini karşı tepe.
Kızlardan biri duymuş Kapadokya’nın çamuru şifalıymış, cilde çok iyi geliyormuş diye. Eksik kalmasın dedik, kalktık Katpatuka çamur banyolarına geldik. Giydik mayoları önce sıcak suda gevşedik ardından çamura girdik. (evet mandalar gibi) Yumuşacık pamuk gibi çıktık. Doktor balıklara ayak soktuk, balıklar minik minik ölü deriyi temizliyorlar, o ayaklar poğaça gibi oldu. Nasıl rahatlatıcı anlatamam. (gruptan kimse mayolu görüntü vermek istemediği için internetten bu resmi buldum)
Kapadokya’yı en ekstrem biz yaşayacağız diye kalktım Türkiye’nin garanti, dünyanın sıralı en egzantrik otelini buldum. Taksici Ürgüp’ün ara sokaklarında bizi resmini gördüğünüz kapının önünde bıraktı. Dante’nin İlahi Komedya’sında esinlenerek yapılmış tasarımıyla görülmesi, en az bir gece kalınması şart. Keseyi biraz açtım ama değdi.
Akşam yemekten sonra durun dedim bizimkilere yayılmayın kalkın Zelve vadisine gidiyoruz. 150 metre ötemizde peri bacalarına yansıtılan video mapping ve muhteşem bir ses sistemi. Dünyanın oluşumundan aldı, bugüne Kapadokya’yı anlattı. Yanardağlar mı patlamadı, mehter mi geçmedi, o 45 dakika ağzımız açık seyrettik.