Bazen en uzun yolculuk iki insan arasındaki mesafedir. Minik İpek’in hastalığı yüzünden çıktıkları Ankara yolculuğu Davut ve Gülfem’in yaralı aşkını iyileştirir… Çünkü aşkla çıkılmamış her yol yarım kalır… Ali Gelik’in çirkin oyunlarına, felaketlere, kavgalara, depremlere, fırtınalara rağmen nihayet evlenmeye karar verirler. Ve acılarla renklenmiş o kırmızı kurdele iki altın yüzüğün arasına bağlanır… Bu habere sevinenler de olur, karalar bağlayanlar da… Ali Gelik, Mehveş ve Yavuz bu iki aşığı ayırmak için korkunç planlar yapar. Ama bu savaşı da kazanan Davut ve Gülfem olacaktır. Fikriye için, maden mahallesindeki yaşama ayak uydurmak günden güne zorlaşmaktadır. Ama her şeye kahramanca göğüs gerer Fikriye… Çünkü amaç mutlu olmaksa ıstırap çekmek şarttır. Ve gerçeklerin bir huyu vardır. Er ya da geç ortaya çıkarlar… Yavuz’la evlilik konusunda son derece yanlış bir seçim yapan Behice kocası hakkındaki bütün sırları öğrenecek ve ona hak ettiği cezayı verecektir…