11. yy'da Avrupa'nın ticaret merkezi olan Brugge, seller ve coğrafi değişiklikler sebebi ile bir iki kanal dışında denizle bağlantısını kaybetmiştir. Brugge'un başına gelen bu hadiseler nedeniyle diğer birçok Benelux şehrinde ciddi önlemler alınmaya başlanmıştır.
Brugge Çan Kulesi (Belfry of Bruges) 83 metre yüksekliği ile şehrin en güzel seyir noktalarından biridir. 366 basamaktan oluşan merdiveni ile uzun bir uğraştan sonra çıktığınız bu kulenin manzarası kesinlikle yorgunluğunuza değecektir. 1240 yılında yapılan bu Kule ziyaretçilerini her 15,30 ve 60 dakikada bir selamlamaktadır.
Brugge'da gezmek için yaygın olarak bisiklet ve botlar kullanılmaktadır. Hemen hemen her noktada irili ufaklı botlarla kanal turu yapabileceğiniz imkanlar mevcut. Fotoğraf tutkunları için botla gezerken daha güzel açılarla fotoğraf çekmek mümkün.
12. yy malikanelerinin arasında dolaşan pırıl pırıl kanalları ve çiçek pazarları ile tam bir aşıklar şehri.
The Church of Our Lady ve St. Salvador Katedrali Brugge'un en önemli dini mabetleridir. Özellikle The Church of Our Lady 122.3 metrelik kulesi ile Almanya'nın Landshut kentinde bulunan St. Martin's Kilisesi'nden sonra dünyanın en yüksek 2. tuğladan yapılma kulesidir.
Bu muhteşem şehri gezerken yanınızda partneriniz olmasını ilişkinize ayrı bir güzellik katacak. Yalnız gideceklere ise şimdiden bol şans dilerim. Kim bilir orada sizi güzel bir sürpriz bekliyordur.
Bu şehirde gerçekten tüm dertlerinizden uzaklaşıp 'mutluyum' diyeceksiniz.
Şehre girdiğiniz andan gezinizin sonuna kadar yeşil ile mavinin inanılmaz buluşmasına tanık oluyorsunuz. O şirin Belçika evleri bu buluşmanın tam ortasında kalarak geziniz boyunca 'keşke böyle bir evim olsa' sözlerini sarf etmenize sebep oluyor.
Şehri gezerken dikkatinizi en çok rengarenk ve her biri farklı dizayn edilmiş kapılar çekecektir.
Halep ve Şam da olağanüstü güzeldi, ama artık yoklar.
cok yakininda yasiyorum :) ve gercektende guzel
insan hayatı sorguluyor bunları görünce