Şirin bir kıyı olan Peggy's Cove, yerel halkın sakinliğinin üzerine sindiği bir yerleşim. Buraya gelen turistler de kışın tadını rengarenk balıkçı tekneleri ve kulübelerin arasında dolaşarak çıkarıyor.
Kuzeybatı bölgelerinde bulunan Yellowknife, Kuzey Işıklarının gözlemlenebildiği bir nokta. Nüfusu 20 binin altında olan bu küçük kasabada eğer kuzey ışıkları şiddetli bir parlaklığa erişirse, deniz fenerleri kırmızı ışıkla yanıyor!
Dünyanın en büyük şelalelerinden biri olan Niagara da, Kanada'nın kış incilerinden. Özel ışıklandırmalarla atmosfer tam anlamıyla büyülü bir görüntü oluşturuyor. Burada aynı zamanda her yıl bir Kış festivali de düzenleniyor.
Athabasca, üzerinde dev kamyonların gezinebildiği Kanada'nın en büyük buzullarından. Neredeyse Empire State binası derinliğinde olan buzulun, 10 bin yıldan eski olduğu düşünülüyor.
Özel ışıklandırma sistemleriyle gece vakti yapılan Gece kayağıyla ünlü bölge, 75 yıldır kayak sevdalılarına hizmet veriyor. Aynı zamanda Stefan Zweig öykülerinden fırlamışa benzeyen hayali bir otel burası.
Kanada'nın en önde gelen Botanik bahçelerinden birine ev sahipliği yapan bu bölgede, milyonlarca minik ampülden oluşan ışıklandırma sistemlerine dayanan eşsiz bir Işık festivali de her yıl gerçekleştiriliyor.
Parliament tepesi, dünyanın en büyük doğal kayak sahalarından birine sahip olmasının yanında, 400 bin parçadan oluşan özel ışıklandırmasıyla kışın en önemli cazibe merkezlerinden biri.
Louise gölü, her yıl Ocak ayında heykeltraşların bir araya gelip 10 gün boyunca buzdan fantastik heykeller yaptığı Büyülü Buz Festivaliyle meşhur.
Fransız Kanadası'nın en önemli bölgelerinden olan Québec'nin şehir merkezi. Burası, doğal alanların ve kasabaların ötesinde kışın anlam kazandığı bir şehir. Tüm güzelliğinin yanında sıkı bir gece hayatı ve alışveriş imkanları da mevcut.
Montréal'in her bölgesinde bulunan buz pistlerinin en önemlilerinden biri de Old Port buz pisti. St. Lawrence nehri de aynı zamanda tarihi arkaplanıyla bu bölgenin önemli bir unsuru. Meşhur sıcak çikolatası ve marşmelovları da kışın 'sıcaklığını' iliklerinize kadar yaşamanızı sağlamak için orada bekliyor.
Kuzeybatı bölgesinde bulunan Atlin Parkı, tamamiyle tundralardan, göllerden ve buzullardan oluşuyor. Burayı özel kılan faktörlerden biri de, 301,140 hektarlık alanının doğrudan buz devrinden kalıntı olması!
ABD sınırındaki Tremblant dağı, barındırdığı onlarca doğal kayak pistiyle tam anlamıyla bir kayak pisti merkezi.
Kanada'nın en kuzey bölgelerinden birinde bulunan Inlet gölü, kışın ziyaret etmeniz durumunda güneşe hasret kalmanızı sağlayacak bir konumda bulunuyor. Ama bunun yerine ay ve kuzey ışıkları manzaraları var. Hem de en güzelinden...
Emerald Lake (Zümrüt gölü) bir kayak merkezi olmasının yanında, şık ışıklandırmaları ve ödüllü restoranlarıyla meşhur bir nokta. Aynı zamanda kıyısından kuzey ışıklarına da ev sahipliği yapıyor.
850 bin hektarlık tundralardan oluşan bölgenin bir çeşit 'kış safarisi' imkanı sağlıyor. Burada araçlarla alanı turlayıp vahşi doğaya yakından tanıklık etmek ve fotoğraf çekmek mümkün.
Whitehorse, 2000 km'yi aşan köpek kızağı yarışlarına sahne olmasıyla meşhur. Bu parkur onu aynı zamanda dünyanın en uzunlarından biri yapıyor.
Kanada'yı bir gün kesinlikle ziyaret etme isteğim şuan daha da kabardı :D
Fotoğraflar şahane de Kanada da yaşayan birisi olarak söylüyorum bu fotoğrafların yanında -30 ile -40 derece hava durumuda var ve inanın öyle bir soğuk ki burnunuzu kapıdan dışarı bile çıkarasınız gelmiyor
en büyük hayalim üniversiteyi kanada ya da alaska da okumak..