CTV’deki haberde, British Columbia, Alberta, Saskatchewan, Manitoba ve Quebec eyalet mahkemelerinin her birinde, zorla kısırlaştırıldıklarını ileri süren binlerce yerli kadını temsilen açılmış 5 davanın bulunduğu belirtildi.
Kendisi de bir First Nation yerlisi olan haber ekibinden Creeson Agecoutay’ın edindiği bilgilerle, doğum için hastaneye giden yerli kadınların operasyon sırasında kısırlaştırıldığı ortaya çıktı.
Özellikle sezaryen gerektiren durumlarda hamilelere bir onay formu imzalatıldığı kaydedildi.
Görevlilerin, operasyondan dakikalar önce ve hatta bazen ameliyathaneye giderken söz konusu forma 'tüp ligasyonu'na ilişkin bir madde ekledikleri bilgisi paylaşılan haberde, 'Bu, doğum sancısıyla kıvranan ve bebeklerinin sağlığı konusunda paniğe kapılan kişilere en savunmasız oldukları anda yaşamlarını değiştiren bir işleme rıza göstermeleri için yapılan bir şey' ifadesine yer verildi.
The Canadian Encyclopedia’da yer alan bilgilere göre, zorla kısırlaştırma uygulaması Kanada'da uzun ve genellikle gizli bir tarihe sahip.
Alberta eyaletinde 1928'de kabul edilen ve 1972'ye kadar yürürlükte kalan yasayla 'uygun olmayan kişilerin üremesine sınırlama' getirildi.
Kanada Öjeni Kurulunca özellikle hapishanedeki 'tehlikeli' mahkumlar için verilen karar kapsamında, uygulama süresi boyunca bazı erkek mahkumlar da kısırlaştırıldı.
British Columbia eyaletinde 1933'te yürürlüğe giren ve 1973'te kaldırılan aynı kanun, giderek yerli kadınları hedef aldı.
Kanada'nın yaptığı devede kulak bence. Fransa, İngiltere, Belçika, ABD, İtalya ve daha birçok batılı sözde çağdaş ülke milyonlarca insanı bile bile katletti. Ama şimdi hepsi dünyaya özgürlük ve adalet getirme safsatasından bahsediyor.
kanadayi gozunuzde buyutmeyin. Kendi ulkesinde agacin dalini kirana ceza verir ama bizim ulkemizde altin madeni icin agaclari yok edip siyanurle olumlere neden olur. Tabii bunda bizim idarecilerin sucu var ama madem insan haklari savunucusu oldugunu iddia ediyorsan, kapital katliamlari yapmiyacaksin baska ulkelerde.
suçluların kısırlaştırılması fikri fena değilmiş