Kan Donduran Sakinliği, İşlediği Korkunç Suçlar ve Derin Dondurucusunda Sakladığı Vajina Parçalarıyla 63 Yaşındaki Peter Frederiksen

İçinde yaşadığımız bu güzel dünyada görünüşte sıradan ve huzurlu hayatlarımıza kapılıp etrafımızda olup biten iyi veya kötü şeyleri göremeyebiliyoruz. Etrafımızdaki insanların ve olayların derinliklerine inip onları oldukları gibi göremiyoruz. Suçları ortaya çıktığında 63 yaşında olan Peter Frederiksen için de aynısını söyleyebiliriz. Derin dondurucusunda vajina parçaları saklayan bu adamın yaptıklarını dehşet verici bulabilirsiniz...

Başka bir seri katilden söz edeceğimizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Bu adamın işlediği suçlar herhangi bir seri katilin yaptıklarından daha şeytani ve korkunç sayılabilir. Çoğu insanın aklına gelmeyecek kadar sapkın ve korkunç suçlar işleyen, cinsel saldırılarıyla kadın anatomisini ihlal eden ve derin dondurucusunda sayısız kadının cinsel organını saklayan bu yaşlı adamın kötülüğünün derecesine siz karar verin...

Suçları gün yüzüne 2015'te çıktığında 63 yaşında olan Peter Frederiksen'ın hikayesi doğduğu ve hayatının ilk bölümünü geçirdiği Danimarka'da başladı.

Frederiksen'ın gençliği de sonradan yapacakları kadar tuhaf ve akılalmazdı. Hayatının devamında bu kadar akılalmaz ve berbat suçları işleyecek bu adamın o zamanlarda neler yaşadığı bilinmese de Satanizm ve büyücülükle ilgilendiği biliniyor.

2000 yılında dağlık ve küçük bir Afrika ülkesi olan Lesotho'ya yolculuk etti ve burada birkaç yıl kaldı.

Burada çarpık hikayesinde önemli bir rol oynayacak olan eşiyle tanıştı. 2006'da Danimarka'da silahlı suçlardan hüküm giymiş olsa da Güney Afrika'ya giderek adaletten kaçmasını sağlayacak belgeler edindi. Sonrasında zaten bir silah koleksiyoncusu olan Frederiksen burada bir silah dükkanı açarak Güney Afrika'yı evi kabul etmeye başladı.

Peter Frederiksen'ın ahlaki bozukluğu da aynı Ariel Castro gibi geri dönüşü olmayan bir noktadaydı.

İki kadınla evliydi, Danimarka'da Vivian isimli biriyle ve Afrika'da Anna'yla. Tek başına bu durum bile Frederiksen'ın kadınlara bakışının ne kadar çarpık olduğunu ve ne kadar alışılmışın dışında bir hayat sürdüğünü göstermeye yetiyor. Üstelik Anna'yla aralarında 30 yıldan fazla yaş farkı vardı.

Frederiksen kadın sünneti konusundaki fikirlerini açıkça ifade etmekten çekinmiyordu.

Hatta bir röportajında çakma bir cerrah olduğunu ve prosedürü defalarca gerçekleştirdiğini de dile getirdi. Frederiksen muhtemelen üstü kapalı dini sebeplerden ötürü bu yöntemin bir savunucusuydu. Bunu sadece eşi üzerinde değil arkadaşlarının üzerinde de gerçekleştirdiğini de söyledi.

Bunu yapmayı "Dr. Penis" isimli bir doktordan Danimarka'dayken öğrendiğini söyledi.

Gerçek ismi Jorn Ege olan bu doktor aslında penis büyütme konusunda uzmandı. Görünüşe göre Frederiksen'a genital mutilasyon ve cerrahi prosedürler konularında da dersler vermişti.

Peter Frederiksen özellikle eşine karşı merhametsiz bir tacizciydi.

Kayıtlara göre vahşi suçları ve genital bozum çabaları 2010 yılında (kimisine göre 2004'te başlamış sayılsa da) başladı. Anna bu konuyla ilgili 2014 yılında ihbarda bulundu ama polis Anna'nın şaka yaptığını düşünüp ciddiye almadı.

Polis 2015 yılı Eylül ayında şüphelenmeye ve Anna'nın hikayesini ciddiye almaya başladı.

Anna, Frederiksen'ın şampanyasına ağır bir sakinleştirici ilaç katarak onu bayılttığını ve zorla cinsel organını kestiğini ileri sürdü. Uyandığında vajinasının dış bölümleri (vulva olarak bilinen kısım) rızası dışında cerrahi bir şekilde alınmıştı. Aynı zamanda Anna Peter Frederiksen'ın kendilerini Satanist ve 'cadı doktoru' olarak tanımlayan şüpheli insanlarla vakit geçirdiğini ve davranışlarının dini veya spiritüal olabileceğini söyledi. Bu suçlamalar sonucunda polis evi soruşturmaya ve sonrasında Frederiksen'ı tutuklamaya karar verdi.

Bu noktada Frederiksen'ın hiç kimseyi öldürmediğini ya da öldürdüğünün bilinmediğini belirtelim, yine de seçtiği kurbanlara ve karısına yönelttiği cinsel saldırılar mide bulandırıcı ve seri haline gelmişti.

Polis evini aradığında kabuslara konu olacak ve sonrasında mahkemede onun kişiliğindeki ahlaksızlığı ispatlamak için kullanılacak nesneler buldu. Polis evinde çocuk pornografisi, cerrahi ekipmanlar, anestezi bileşenleri ve yasa dışı yollarla elde edilmiş silahlar buldu. İlk olarak eşi tarafından, sonraysa kanıtlarla gösterildiği üzere Frederiksen bunları önce kadınları bayıltmak, sonra da cinsel organlarını zorla kesip almak için kullanıyordu.

Bütün bunların 2010'da başladığını söyleyen kayıtları hatırlarsınız, bu kanıtlar Frederiksen'ın kendi tuttuğu kayıtlardı.

Frederiksen her kurbanıyla ilgili detaylı ve özenli kayıtları kendi el yazısıyla tutmuştu. Kendisi hiç cinayet işlememiş olsa da Frederiksen'ın bu kayıtları bir seri katile yakışır şekilde günlük gibi tutulmuştu. 'Sübyancı Domuz' başlıklı bir kaydında Frederiksen mahkemeye çıktığında 9 yaşında olan bir kız çocuğuna tecavüz etmesini anlatıyordu.

Polis, Frederiksen'ın suçlarıyla ilgili en kapsamlı bilgiye içinde sübyancılığını ve diğer kadınlara yaptıklarını da içeren günlüğü sayesinde ulaşabildi.

Peki, bu günlükte anlatılanlar ne kadar detaylıydı? Çok detaylıydı. Evinde cinsel organlarla ve klitorislerle dolu, her biri özenle işaretlenmiş ve yerleştirilmiş 42 torba vardı. Aynı zamanda iki klitoris daha evin garajında kuruması için asılmış şekilde bulundu. Bu bulgulardan sonra Anna'nın söylediklerinin kesinlikle şaka olmadığı anlaşıldı, bu adam kadınları birkaç yıldan beri bayıltıyor ve cinsel organlarını kesiyordu.

Frederiksen tutuklandıktan sonra olayların seyri hızlandı.

Ekim 2015'te kilit tanık Anna Matseliso Molise Lesotho'daki evinin önünde vurularak öldürüldü. Evinden çıktığında silah sesleri duyuldu ve Anna'ya isabet eden dört kurşun daha sonra hastanede hayatını kaybetmesine sebep oldu.

Yürütülen bir soruşturma oldu.

Cinayet Frederiksen'a doğrudan bağlanamasa da herkesin bu konuda bir şüphesi vardı. Her şey mahkemede Frederiksen'a karşı kusursuz bir davanın Anna dışındaki tanıklarla sunulması sonucunda açıklığa kavuştu.

Frederiksen tutuklandıktan sonra düzinelerce suçlamayla mahkeme karşısına çıkarıldı.

Frederiksen tutuklandıktan sonra düzinelerce suçlamayla mahkeme karşısına çıkarıldı. Bu suçlamalar arasında sübyancılık, onlarca çocuk pornografisine sahip olmak, çocuk pornografisi üretmek ve dağıtmak, insan dokusunun yasa dışı şekilde alınması, vücuda zarar vermek ve hatta cinayete teşebbüs de vardı. Bu cinayet teşebbüsü ile ilgili suçlamalar dah sonrasında 11 yıl hapse mahkum edilen Motlatsi Moqeti'nin üzerine yıkıldı. Tekerlekli sandalyeye bağlı olan Moqeti daha sonraki davalarda Frederiksen'ın eşi Anna'yı öldürmesi için ona 1,500$ ödediğini iddia ederek bir tanık haline geldi.

Frederiksen aynı zamanda akıl sağlığı değerlendirmesine girerek sağlık açısından mahkemeye çıkmaya uygunsuz bulunacağı umuduyla mahkemeyi ertelemeye çalışıyordu.

Mahkeme suçlunun değerlendirilebilmesi için ertelendi fakat Frederiksen hakim karşısına çıkmaya uygun bulundu. Bu sırada, hayatta kalan bir kurban Danimarkalı bir gazeteye Frederiksen'ın onu ilaçlı bir içkiyle bayılttığını ve uyandığında inanılmaz bir baş ağrısına ve korkunç bir acıya sahip olduğunu anlattı.

Duruşma sırasında Frederiksen evinde bulunan nesnelerle ilgili sıra dışı açıklamalar da bulundu.

'Büyülü bir koruma' olarak nitelendirilebilecek bir nesne takan Frederiksen, aynı zamanda insan parçalarının eşine ait olduğunu ve eşinin bunları pagan merasimler için kullandığını iddia etti. Hatta eşine defalarca anestezik ve cerrahi araç gereci toplamasını ve dondurucudaki insan parçalarından kurtulmasını söylediğini küstahça dile getirdi. Neden bu konuda polise gitmediği sorusuna da cevap veremedi. Frederiksen'ın çeşitli büyücülük veya Satanizm faaliyetlerine katıldığı ve sıkıntılı insanlarla vakit geçirdiği biliniyordu. Yine de bu suçlamaları ölen karısının üstüne atmaya çalıştı.

Peki, sübyancılıkla ve çocuk pornografisiyle ilgili suçlamalar için ne dedi?

Bu sorulara verdiği cevaplar da ilginçti. Frederiksen çocuk pornografisine sahip olmakla, onun yapımıyla ya da dağıtımıyla ilgilenmediğini ve bunları araştırma için kullandığını, işinin de neredeyse bittiğini söyledi. Araştırmasının ne ile ilgili olduğuna dair bilgi vermedi.

Davayı duyan kadın hakları toplulukları bu adamın suçlarını protesto için sokağa döküldü.

Deliye dönen aktivistlerin bazıları Frederiksen'a tehdit mektupları gönderdi. Bu mektupların bazıları 'Sen de karının öldüğü gibi öleceksin.' gibi ölüm tehditleri de içeriyordu. Bu mektuplar ve öldürülme riski yüzünden Frederiksen'a kefalet almaması ve hapishaneden çıkmaması önerildi. Davayı işleyen hakim tecavüz suçlamalarından Anna'ya yönelik olan ikisini yaşayan bir tanığın ifadesi olmadan ispatlanması güç olduğu için düşürme kararı aldı. Sonuç olarak Frederiksen düşürülmeyen bütün konularda suçlu bulundu.

İnsan dokusu kesmekle ilgili suçlamalar da Ulusal Sağlık Yasası'nda böylesi bir davranışın cezasının ne olabileceği kesin olmadığı için düşürüldü.

Bununla birlikte bu suçlarını gerçekliğe kavuşturan Frederiksen'ın Danimarkalı bir gazeteciyle yaptığı bir röportajın videosu oldu. Bu videoa Frederiksen kadınları sonrasında cinsel organlarını tahrip etmek için nasıl da ilaçladığını ve bilinçsiz bıraktığını kendi kelimeleriyle anlatıyordu. Ölen karısına yaptığı saldırılardan da suçlu bulunan Frederiksen iki ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Frederiksen'ın suçlarının gizemine tuttuğu günlük açıklık getiriyor olsa da bazıları en az 21 kurbanı olduğuna inanıyor.

Bu hikayenin en korkunç kısmı ise muhtemelen Frederiksen'ın derin dondurucusunda bulunan ve Anna'ya ait olmadığı bilinen diğer 20 vajina parçası daha olması olabilir. Bunların kimlere ait olduğu henüz bilinmiyor ve görünüşe göre bu polisin yapacak çok fazla işi olduğu anlamına geliyor. Soruşturmacıların kesin bir bilgisi olmaması ile birlikte en az 7 kadının daha bu adamın kurbanı olduğu düşünülüyor.

Popüler İçerikler

Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
Tebliğciler Yine Ortaya Çıktı: Bu Kez Milli Piyango Bileti Satıcısını Taciz Ettiler
YORUMLAR

yok ebenin a*ı diyeceğim ama korkuyorum,ona da göz dikebilir.

20.02.2019

Senelerdir fotoğrafta kompozisyon ve kadraj konusunda kafa patlatan biri olarak, neden böylesi duruşmalarda son derece kaliteli fotoğraflar çekildiğini anlamıyorum.

19.02.2019

abi bu nasıl pisliktşr ya

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ