Terör örgütleri de, sözde aydınlar ve bazı gazeteler aynı hain planın parçası olarak hareket ediyorlar. Sözde akademisyenler bizleri suçlayan ama terör örgütüne tek laf etmeyen bildiri yayınladılar. Artık bu maskeler inmiştir. Kim terörün yanındaysa, kim karşısındaysa net tavrını ortaya koysun. Sizler bu milletin iradesini sarsamayacaksınız. Sözde barış havarilerine soruyorum. Onlarca insan katledildi, şehitlerimiz var neredesiniz nerdesiniz ey akademisyenler?
Neden PKK’ya karşı bir cümle eleştiri yapamıyorsunuz. Bir kez daha herkesin sınavda olduğunu, bugünlerde aldığı tavırla tarihe geçeceğini söylüyorum. Maalesef Türkiye’de bu olaylar sırasında ülkeyi karamsarlığa sürükleyen bazı yayın organları var. Bazı gazeteler teröre tek cümle etmez, yer yer överler. Terör örgütleriyle birlikte çalışanları dünyanın hiçbir yerinde görmezseniz.
Medya ve basının aldığı tavır da önemlidir. Türkiye düşmanı medya kuruluşları da var. Ben eylemimi yapayım, bu medya beni aklar diye canice saldırmaya devam ediyorlar. Belçika’da medyada saldırı sonrası bir hassasiyet ortaya çıkar ama Türkiye’de hükümet suçlanır.
'Teröre sahip çıkan partilerimiz var, terörist cenazesine gidenler var'
Teröre sahip çıkan partilerimiz var. Terörist cenazesine gidenler var. HDP’yi size ve milletime açıklamama gerek yok. Asıl şaşırtan CHP’nin durumu… Kılıçdaroğlu’nun ezber bir tutumu var. Net bir tutum görmüş değiliz kendisinden. Tek bir cümle ciddi söz demeden AK Parti’yi eleştiriyor. CHP ana muhalefet olmasına rağmen değişik bir topluluğa bürünüyor. Paralel yapının ele başısı Amerika’da kalıp Rus gazetesine demeç veriyor, sonra masum olduğunu iddia ediyor, bizlere beddua ediyor. Yeni bir beddua kaseti çıkmış görmüşsünüzdür. Bizi milletin duası korur.
Türkiye yönetilemiyor diyor Sayın Kılıçdaroğlu, sürekli bizi eleştiriyor ama Türkiye’yi kimin yöneteceğini siz değil halkımız karar verir ve kararını verdi. Şimdi Belçika’da ana muhalefet çıkıp hükümeti eleştirir mi eleştirmez, terör örgütüne destek verir mi, vermez.
Halk bir bize baktı, bir CHP’ye baktı ve kararını verdi. Terör saldırıyla birlikte acılarımız henüz tazeyken, saldırılar sonrası bizi bizzat arayarak görüşmek isteyen Sayın Bahçeli’ye buradan teşekkür ediyorum. Bakanlar Kurulu'nu yarıda kestim, görüştük, 'sadece ve sadece destek için geldik, Bakanlar Kurulu etkilenmesin, desteğimiz yanınızda’ dedi.
Umarım Sayın Kılıçdaroğlu bundan ders alır, beklediğimiz ana muhalefet tavrı işte budur. Lütfen teröre karşı net tavrınızı ortaya koyun ve sesinizi çıkarın. Kılıçdaroğlu sen önce partini yönet de sonra bizi eleştirirsin.
Taşeron bir tarafta, kpss ile kamuya girmeye çalışanlar bir tarafta. Öğretmenlik, polislik, hukuk, uzmanlık kadroları felan bunların dışında olanlar taşeron mantığıyla kamuda bir yerlere gelebilir. Ya filan filan meslekler kpss ile alınacak geri kalan taşeron benzeri kadro alımı yapılacak dense tamam da, kpss gibi bir şeye milyonlar giriyorsa ve kadro meçhulse neden girilir, girdirilir anlamak güç. Taşeron olmaya bakın bu devirde sistem onu öngörüyor sınavlarla, stresle boğuşmaya değmez.
Bir ara ilk 100 gün hedefi vardı bunun. Ne oldu o iş?
Sayın Davutoğlu, bu kadar rahat olmayı hem bireysel hem de parti olarak nasıl başarabiliyorsunuz? Ülkemizde, en öenmli tehlikelerden biri olan "terör" sorunu varken bu çalışmaları hangi amaçla ya da kimi kandırmak için yapıyorsunuz. İnsanlar, kim olduğu fark etmeksizin, yönetimin de siz varken hiç bir nedeni olmadığı halde ölüyor... Bunların açıklamasını, "lanetliyorum ya da kınıyorum" şeklinde yapıyorken hangi konularla insanların akıllarını karıştıyorsunuz. Sizin için hayat, nasıl oluyor da bu kadar basite indirgenebiliyor. Anlamayı geçin, gülüncek haliniz bile korkutucu...