Başbakan Davutoğlu, Şiddet üzerinden hak talep etmenin dünyanın hiçbir yerinde kabul görmeyeceğini belirterek, kamu düzeninin bozulmasına izin verilmeyeceğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP'nin, '1 Kasım'da Kobani için bir kez daha sokağa çıkarak küresel eyleme güç verilmesi' çağrısına ilişkin, 'Bu tür çağrılarla halkı sokağa dökmek siyasal yöntem değildir. Toplantı ve gösteri yapma hakkını kullanmanın belli kuralları var. Bu kurallar yerine geldiğinde, herkes bu hakkını kullanabilir, ama bu kurallar ihlal edilip, halkımız şiddete teşvik edilirse bu şiddetin en büyük zararı, bu şiddet çağrısını yapanlara döner' dedi.
Cami çıkışında vatandaşlarla selamlaşan Davutoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Isparta Yalvaç'ta midibüsün devrilmesi sonucu ölenlerin 16 kişiye yükseldiğini belirten Davutoğlu, 'Elma toplamaya giden çoğu hanım vatandaşlarımız, kardeşlerimiz. İçişleri Bakanımızdan ve biraz önce de Valimizden detaylı bilgiler aldık. Allah rahmet eylesin' ifadesini kullandı.
Yaralılara gereken müdahalenin yapıldığını aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:
'İnşallah yaralılarımız da bir an önce şifa bulur. Çok elim bir kaza. Ancak yine maalesef şoförün -ki kendisi de rahmetli oldu- küçük bir minibüsün kapasitesinin üstünde yolcu alması buna temel sebebiyet veren husus. Bütün vatandaşlarımıza, bütün işverenlere, bütün şoförlerimize buradan bu mübarek cuma günü şu ricada bulunuyorum. Kendilerinin ve yanlarında çalıştırdıkları kardeşleri olan işçilerin hayatlarını göz önünde bulundursunlar. Onların mutlulukları, onların hayatı garanti edilmeden kazanılan hiçbir para, hiçbir kazanç gerçek anlamda mutluluk vermez.'
Ermenek'te kömür ocağında işçilerin mahsur kalması
Karaman Ermenek kömür ocağında işçilerin mahsur kaldığını hatırlatan Davutoğlu, buradaki incelemeleri sırasında maden ocağına kadar indiğini belirterek şunları kaydetti:
'Orada gördüğüm tablo, orada maden işçilerimizin maden içinde yemek yemeye zorlanması ki şartlarını bildiğiniz gibi yasal olarak çok iyileştirmiştik. Maalesef bu kazalarda insan unsuru önem taşıyor. Bütün vatandaşlarımıza bir kez daha sesleniyorum: Yasal olarak işçilerimize sağlanan imkanları sonuna kadar uygulamaları onlar için bir vecibedir. İşçilerimizden de rica ediyorum, kendi haklarının takipçileri olsunlar. Hiçbir şekilde yasal olarak onlara tanınan hakların ihlal edilmesine izin vermesinler. Hükümet olarak bütün bu kazalar ve diğer gelişmelerle ilgili tabii yakın takip içindeyiz. Ancak dediğim gibi bütün insanlarımızın, vatandaşlarımızın bilinçlenmesi ve bu çerçevede adım atması ancak ve ancak kazaları engeller. Tekrar Allah rahmet eylesin diyorum. İnşallah yaralılarımızın tez zamanda şifa bulması için dua ediyoruz.'
HDP'nin çağrısı
Bir gazetecinin, '6-7 Ekim olaylarının ardından HDP'den bir çağrı daha geldi. Yarın için özellikle Kobani için tekrar sokak çağrısında bulundu' sözleri üzerine Davutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Bu, olan olaylardan ders alınmadığını gösteriyor. Ben bütün vatandaşlarımıza başka bir çağrıda bulunuyorum; hiçbir şiddet olayının içinde yer almamaları gerekir. Şiddet üzerinden hak talep etmek dünyanın hiçbir yerinde kabul göremez, hiçbir demokratik ülkede şiddet kullanarak, etrafa zarar vererek hak talebi mazur görülemez. Bütün valilerimize gerekli talimatlar da gitmiştir. Kesinlikle kamu düzeninin bozulmasına izin verilmeyecek.'
HDP'nin, barışçıl bir siyasi parti olduğunu göstermesinin vakti olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
'Bu tür çağrılarla halkı sokağa dökmek siyasal yöntem değildir. Toplantı ve gösteri yapma hakkını kullanmanın belli kuralları var. Bu kurallar yerine geldiğinde, herkes bu hakkını kullanabilir, ama bu kurallar ihlal edilip, halkımız şiddete teşvik edilirse bu şiddetin en büyük zararı, bu şiddet çağrısını yapanlara döner. Halkımızı sükunete, basirete ve özellikle de bölgedeki kardeşlerimizi, vatandaşlarımızı bu tür şiddet çağrılarına kesinlikle cevap vermemeye davet ediyorum. Huzur içinde, hep beraber varolan meseleleri, barışçıl bir ortamda konuşma imkanı varken, sokağa dökülme çağrıları hiçbir şekilde yasal da değildir, iyi niyetli de değildir, çözüm perspektifine ve şu ana kadar yürüttüğümüz samimi çabalara da zarar verici mahiyettedir. Bunu ümit ederim; HDP yetkilileri bu gelişmelerden gerekli dersi alırlar ve gerçek bir siyasi parti gibi davranma yönünde hareket ederler. Siyasi partilerin her şeyden önce toplumsal huzuru koruma sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu yerine getirmeleri ve bu sorumluluk içinde davranmalarını bekliyoruz.'
AA