Bazı üzücü verilere göre son 20 yıldır 4.5 milyondan fazla insan kayboldu. Kayıpların arasında sürekli gözler önünde olan ünlü insanlar da bulunuyor. Bir milyonerin oğlu Yeni Gine ormanlarında kaybolurken, dünyanın ilk kadın pilotu da Pasifik üzerinde uçarken kayboldu.
Kayıp ünlülerin gizem dolu hikayelerini sizler için derledik.
Amelia Earhart havacılık sektörünün öncülerindendi. Aynı zamanda yazar olarak bilinen Amelia, 1928 yılında Atlas Okyanusu'nu geçen ilk kadın pilot oldu. 1937 yılında Fred Noonan ile dünya turu yapmaya karar verdi. İki pilot yolun birçoğunu tamamlamıştı. Hedefe varmaya 11.000 kilometre kalmıştı.
Fakat bir müddet sonra uçak kayboldu. Uzmanlara göre hava şartları oldukça kötüydü, yakıtları bitmek üzereydi ve bağlantıyı kaybetmişlerdi. 2 hafta boyunca kayıp uçak için aramalar yapıldı ama herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Amelia'ya olanlarla ilgili birçok ilginç teori atıldı ortaya. Bazıları Japonların Amelia'yı kaçırdığını düşündüler. Ama Tennessee Üniversitesi araştırmacılarından biri 1940 yılında bulunan kalıntıların büyük olasılıkla ünlü pilota ait olduğunu düşündü.
Milyoner Nelson Rockefeller'ın oğlu Michael Rockefeller etnograf ve antropolog olarak biliniyordu. Çocukluğundan itibaren tarihe ve antropolojiye ilgi duyuyordu. Sonrasında bilim insanı olmaya karar verdi ve Harvard Üniversitesi'ne başladı. Çalışmalarını bitirdikten sonra yerli insanların hayatlarını gözlemlemek için Okyanusya'ya keşfe gitti. Babası da oğlunu destekledi ve yolculuğun maddi yükünü karşıladı.
1961 yılının sonbaharında Michael ve Hollandalı etnograf René Wassing Yeni Gine'ye gittiler. 2 rehber eşliğinde yolculuk yapan bu değerli bilim insanları yerlilerin yaşadığı yerleri ziyaret ettiler. Bir süre sonra eşi benzeri olmayan bir koleksiyonları oldu. Ama Michael durmak istemedi. Michael, yamyam olarak bilinen Asmat Kabilesi'nin yaşadığı yere gitmeye karar verdi.
Adaya olan yolculuğu sırasında gemi alabora oldu ve Michael dışında herkes dönmeye karar verdi. Michael ise adaya kadar yüzmeye karar verdi. Bir daha da görülmedi. Birçok insan Michael'ın boğulduğunu veya timsahlar tarafından yendiğini düşündü. Ayrıca kabile üyeleri tarafından öldürüldüğünü ve yenildiğini de düşünenler oldu.
Ünlü Fransız yazar, pilot ve şair Antoine de Saint-Exupéry 31 Temmuz 1944 yılında Fransız bir uçağa pilotluk yapıyordu. Alp Dağları'nın fotoğraflarını havadan çekmek amacıyla bu yolculuğa çıkmıştı. Ama o uçak bir daha geri dönmedi ve kayıp uçaklar arasında yerini aldı.
Yıllar boyunca ünlü yazara ne olduğuna dair birçok teori üretildi. Ama 7 Eylül 1988 yılında 'Horizon' gemisinin kaptanı Akdeniz'in derinliklerinde, üzerinde yazarın ve eşinin ismi yazılı olan bir künye buldu. 2000 yılında ise bir dalgıç künyenin bulunduğu yerde bir uçak gördüğünü belirtti.
2008 yılında hala gerçeği öğrenmeye çalışan araştırmacılar yazarın uçağını vuran Alman pilot Horst Rippert ile iletişime geçtiler. Rippert 31 Temmuz 1944 yılında Fransız uçağını gördüğünü ve saldırmaya karar verdiğini söyledi. Uçağın denize doğru düştüğünü gördüğünü ekledi. Eski Alman pilot, Saint-Exupéry'nin kitaplarını çok sevdiğini, dolayısıyla uçağın içinde onun olduğunu bilseydi asla o uçağı vurmayacağını söyledi.
90'ların ünlüleri arasında yer alan İngiliz müzisyen Richey Edwards, birçok rock müzisyeni gibi depresyon ve anoreksiya sıkıntıları yaşıyordu. 1 Ocak 1995'te Manic Street Preachers adlı grubunun turne için Amerika'ya uçması gerekiyordu ama Richey gelmedi. Sabah saat 7'de müzisyenin otelden grubun üyeleriyle buluşmak üzere ayrıldığı belirtildi. Grubun diğer üyeleri her yeri aradılar ama Richey'e ne olduğuna dair hiçbir şey bulamadılar.
Bu durum oldukça garip çünkü Richey'nin Newport'ta bir taksi durağında ve Severn View'da bir durakta görüldüğü söylendi. Ünlü müzisyeni arama çalışmaları 10 yıldan fazla devam etti. 23 Kasım 2009 yılında öldüğü kabul edildi ve ilan edildi.
Amerikalı basketbol oyuncusu Bison Dele, bütün hayatı boyunca tuhaf davranışlarıyla tanındı. Kariyerini 30 yaşındayken zirvede bıraktı. 2002 Haziran ayında kız arkadaşı ve erkek kardeşiyle beraber Pasifik Okyanusu'na tekne turuna çıktılar. En son 8 Temmuz 2002'de Tahiti'de görüldüler. Kardeşi birkaç hafta sonra döndü.
Eylül ayında Bison'ın kardeşi tutuklandı. Ondan iki gün önce de basketbol oyuncusunun yatı Tahiti yakınlarında kurşun delikleriyle bulundu. FBI, Bison'ın kardeşi ve kız arkadaşı tarafından vurulduğunu düşündü. Cesedin ise bulunmaması için okyanusa atıldığına inanılıyor. Bison'ın kardeşi bir müddet sonra intihar etti. Onun ölümünden sonra yeni bir bilgi de bulunamadığı için soruşturma durduruldu.
Oscar Zeta Acosta Amerikalı avukat, yazar ve aktivist olarak biliniyordu. Hunter S. Thompson ile arkadaşlardı. 1974 yılında ünlü avukat Meksika'ya gitti ve orada da kayboldu. 1974 yılı Mayıs ayında oğlunu aradı ve bembeyaz karla dolu bir gemiye bineceğini söyledi. Acosta'nın hayatta olduğuna ve Miami'de saklandığına dair dedikodular vardı ama bir süre sonra arkadaşı Thompson, Acosta'nın vefat ilanını yazdı. Thompson'a göre Oscar'ın uyuşturucu sorunları vardı. Avukatın cansız bedeni ise hala bulunamadı.
1950'li yılların şarkıcı ve söz yazarı Connie Converse genellikle New York'ta sahne alıyordu ama hiçbir zaman ünlü olamamıştı. 1970 yılında kendisini depresyona sürükleyen bir kriz yaşadı. 1970 yılı Ağustos ayında arkadaşlarına ve ailesine yazdığı mektuplarda başka bir yerde yeni bir hayata başlamak istediğini yazıyordu.
Bir gün ailesine yazdığı mektuplarda bir günlüğüne göle gideceğini yazmıştı. Ama mektuplar iletildiğinde o çoktan eşyalarını alıp uzaklaşmıştı. Yapılan aramaların hiçbiri sonuç vermedi. Connie de kayıplar arasında yerini aldı.
Sean, ünlü Hollywood oyuncusu Errol Flynn'ın tek oğluydu. Başarılı babasının aksine Sean sinemada iyi değildi ve hayal kırıklığına uğramıştı. Yaptığı 10 filmden sonra foto muhabiri olmaya karar verdi. Fotoğrafları büyük gazetelerde basıldı. 6 Nisan 1970'te arkadaşıyla beraber Kamboçya'ya bisiklet turu yapmaya karar verdiler. O zamandan beri kimse ünlü fotoğrafçıyı görmedi. Yıllar sonrasında Meksika'da görüldüğüne dair dedikodular oldu ama herhangi bir kanıt bulunmuyor.