Çoğumuz en azından bir kez üzücü bir ayrılık ve kalp kırıklığı yaşamışızdır sevgili dostlar. Yaşanan bu olayların izleyen zamanlarda yarattığı etki ise kendini perişan hissetme, iştahın kesilmesi ya da durmadan yemek yeme, uykusuzluk çekme gibi çeşitli sıkıntılar olmaktadır. 28 yaşındaki Koby Soto'nun başına gelenlere bakıldığında, kalp kırıklığının vücutta başka birtakım değişiklikler de yaratabildiğini görüyoruz...
Hukuk fakültesi öğrencisi ve bir şirketin kurucusu olan Soto, birkaç ay önce erkek arkadaşı tarafından telefonda terk edilmiş ve yaşadığı bu ânı, kolundaki 'Fitbit' bilekliği anbean kaydetmiş.
Cihazın kaydettiği verilere göre günün ilk saatlerinde Soto rahat ve sakin bir durumdaymış ve kalbi, dakikada 72 atım yapıyormuş. Öğle yemeği saatlerinde erkek arkadaşından ayrılığı bildiren telefonu aldığında ise, bu sayı birden dakikada 88'e kadar yükselmiş.
Soto'nun Fitbit verilerinin ekran görüntüsünü şahsi Twitter hesabından paylaşmasıyla hikayesi hızla yayıldı ve büyük ilgi gördü. Bu görüntüde, Soto'nun kalp atışlarının öğle vakti dramatik bir biçimde artış gösterdiği rahatça fark edilebiliyor.
Bir sevgiliden ya da eşten ayrılma durumunda, vücudumuz yüksek miktarda kortizol ve adrenalin salgılamaya başlıyor ve bu iki hormon da stresle ilişkili. Bu hormonların aşırı salgılanmasıyla da kalp atışları hızlanıyor ve kimi zaman ritim bozuklukları ortaya çıkıyor.
Jackson'a göre en riskli zamanlar elbette ayrılığı izleyen ilk gece. Bu andan itibaren de genellikle iki hafta süreyle bu risk devam ediyor. Doktor, yaşanan yoğun endişe durumlarında adrenalin seviyelerinin arttığını ve kalp krizine bağlı ölümlerin yaşandığını belirtiyor.
'Kalp atışlarınız hızlandığı zaman, kalbe giden damarlar daralmaya başlıyor. Bu, normalde sıkıntılı bir durum değil ancak, işin içine stres karıştığı zaman bu daralma tehlikeli olmaya başlıyor. Bir kalp krizine sebep olmasa bile rahatsızlık verecek derecede hızlanabiliyor, kimi zaman düzensiz atışlara sebep olabiliyor.' diye devam ediyor Jackson.
Dr. Jackson'a göre kadınlar, ayrılığı izleyen zamanlarda kalp krizi geçirmeye daha yatkın. Ancak uzun vadede bakıldığında, kalp krizi oranlarının erkeklerde daha yüksek olduğu görülüyor. Doktor, bunun sebebini de, erkeklerin kendilerine bakmak konusunda daha başarısız olmalarına bağlıyor. Yalnız erkekler sağlıklarını önemsemiyor, yiyip içtiklerine dikkat etmiyor, spor yapmıyor, doktora gitmiyorlar.
Ayrılık gibi bir durumda beynimizin uyarılan kısmı, herhangi bir bağımlılığın uyardığı kısımla aynıdır. Yürütülen beyin çalışmaları, reddedilmiş ya da terk edilmiş bir insanın beyninin, kokain yoksunluğu çeken bir insanın beyniyle hemen hemen aynı olduğunu gösteriyor. Ayrılık yaşamış bir insanın beyni, aynı zamanda bir yakını ölmüş insanların beyniyle büyük benzerlik gösteriyor. Yaşanan bu zihinsel durumları incelediğimizde, tüm ayrılık ve kayıpların arkasında şok, inkâr, yas, öfke, suçluluk, aciziyet, gelecek korkusu ve depresyon gibi süreçlerin ve duyguların yattığını görüyoruz.
Yoğun duygusal acı, aynı zamanda fiziksel acıya sebep olan sinirleri uyarma özelliğine sahiptir. Bu yüzden, reddedilme ya da terk edilme durumlarında göğüs ağrıları çekmek oldukça sık rastlanan bir durumdur.
Stres çoğu zaman kilo artışına, özellikle de karın bölgesinde kilo artışına sebep olmaktadır. Aynı zamanda bu tür süreçlerde vücudun şeker ve yağ isteği artış gösterdiği için aşırı yemek yeme gibi durumlara sebep olabilmektedir.
Ayrılık yaşamış insanlarda sıklıkla görülen bir başka durum da, bacaklarda kuvvetsizlik, kısa mesafeleri yürümekte ya da merdiven çıkmakta yaşanan zorluklardır. Kaybın yarattığı stres, aynı zamanda kas spazmlarını ve krampları artırabilmektedir.
Yoğun stres ve depresyonun aynı zamanda sedef hastalığı, egzama, saç dökülmesi ve hatta sivilce problemine sebep olduğu da bilinenler arasındadır.
ee o zaman ölmüşüz,ağlayanımız yok
Adam da çok tatlişmiş terk eden utansın
demek bizim saçlar ondan dökülüyo