Kısıtlamalar sonrası ülke genelinde satılık, kiralık konut fiyatları rekor artışlar gördü. Üniversitelerin de açılmasıyla bir de bu dertlerin üzerine yurt sorunu eklendi. Ünlü yayıncı Jahrein de bununla ilgili bir soru sordu. Gelen yanıtlara kendisi de şaşırdı.
Valla bende böyle bir yurtta kaldım 8 kişi kalıyorduk iki kişi aynı anda odanın içinde yürüyemiyordu. İnılmaz küçük bir odaydı. Ranzadan karşı ranzadakinin elini neredeyse tutuyorduk. Dolaplar 20 cm genişliğindeydi eşya sığdırmak imkansız. Odalarda priz yoktu telefonunuzu şarj için koridordaki kutulara koyuyorduk. Her katta 6 oda vardı. Banyolar katta 3 adet ortaktı 48 kişi bu üç banyoyu kullanırdık. Çamaşır makinesi yoktu. Hemen yurdun yanında para ile yıkayan bi yer vardı 2 tl fazla verirsen kurutuyolardı. Ama pek çok kişi o 2 tlyi vermeme için yurt koridorlarına asıyordu çamaşırlarını. Tabi durumu çok daha kötü olanlar yıkamaya hiç vermeyip elinde yıkıyordu. Yurtta yaklaşık 1200 kişi kalıyordu ve sadece kantinde ve bir odada televizyon vardı. Hergün kavga oldugu için ben hiç inmiyordum televizyon izlemeye. İnternette yoktu yurtta yine yurdun dışında internet kafe vardı oraya gidiliyordu. Ben mimarlık okuyordum mimarlar için çizim odası 10 metre kare falan bir alandı bu odayı konservatuar ve dişçilik okuyanlarla paylaşıyorduk. Yani çizim yaparken ya keman dinlemek zorundaydık ( ki maalesef hepsi iyi çalmıyordu) yada alçı kalıp yapan bir dişçi arkadaşın alçısı çizimlere dökülmesin diye savaş veriyorduk.
Türkiye'de üniversite yok arkadaşlar hemen hemen hepsi aynı artık. Yazın kendi memleketinizi, ne ailenizi zora sokun ne de böyle saçma sapan yerlerde sürünün. Sırf başka şehirde ortam yapmak için 4 sene vakit öldürmeye gerek olduğunu düşünmüyorum.
Bunu İstanbul özelinde söylüyorum çünkü diger illerin uygulamalarını bilmiyorum. Ekrem imamoğlu'u bir kez daha taktir ettim. Öğrencilere elinden geldiğince yurt açtığı için.