Bunca çeşit kahve arasında seçmek de zor oluyor...
Bunca çeşit kahve arasında seçmek de zor oluyor...
Çoğu insan kahvenin bozulmayacağını düşünür ancak bu bir şehir efsanesidir. Çoğu kahve uzun bir süre de olsa zamanla bozulur ve tadını yitirir. Bu nedenle en iyi kahve her zaman en taze olan kahvedir. Kahveyi bir meyve olarak düşünün, en tazesi her zaman en iyisidir.
Peki ya kahvenin tazeliğini nereden anlayabilirsiniz?
Kahve paketlerinin üstünde ne zaman kavrulduğunu belirten tarih bulunur. Ancak bu tür bir tarih bulunmayan kahvelerde ise '... tarihinden önce tüketin.' gibi ibareler mevcut olur.
Kahvelerinizi mümkün oldukça taze kavrulmuş bir şekilde almaya çalışın ve en iyi lezzet için 3 hafta içinde tüketin. Kahvenin en üst seviyeye ulaşan tadı genellikle kavrulduktan 7 ve 14 günleri arasında ortaya çıkar. Evet 4 haftalık kahve çekirdeği de kullanabilirsiniz ama kahvenin kavrulduktan sonra zamanla tadını ve kalitesini kaybettiğini unutmayın...
Bu kısımda yanlış bir cevap yok, nasıl seviyorsanız kahvenizi o şekilde demleyebilirsiniz.
Espresso roast ve filtre roast. İsimlerinden de anlaşıldığı üzere kahveler bu yöntemlerle kavrulur. Espresso roast, karamelleşme ve tadı daha lezzetli bir hale getiren bir şekilde kavrulur. Filtre kavrulmuş kahvede köpük ve asit fazla olur.
Özetlemek gerekirse; kahvenizi sütle içmeyi tercih ediyorsanız blend, sade içmek isterseniz single seçebilirsiniz. Karışım olan harman kahveler çoğu zaman süt ile tüketilmek için en iyi hale getirilerek üretilir.
Tek kökene sahip single kahveler ise tek bir coğrafi konumdan olduğu için, direkt olarak bu bölgenin özel olan tadını almak için sade kahve içen kişiler tarafından tercih edilir.
Tıpkı şarap gibi, kahvenin tadı da bölgeden bölgeye değişmektedir. Sıcak bölgelerde yetişmeyi seven kahve çekirdekleri genel olarak Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi arasındaki sıcak enlemlerde yetişir. Bu enlem grubuna genel olarak 'kahve kemeri' denir. Bu bölgede yetişen kahveler; rakım, yağış, toprak koşulları ve güneş ışığı gibi pek çok değişkene göre tadını alır.
Eğer meyvemsi ve çiçeksi aromalar isterseniz; Afrika kahvelerini seçebilirsiniz.
Güney ve Merkezi Amerika'daki kahvelerin ise çikolata tadı gibi karakteristik özellikleri bulunur.
Ben sert kahve ve toprak esintileri olan kahve içmeyi seviyorum derseniz; Hint ve Endonezya kahvelerini tercih edebilirsiniz.
En yaygın kahve çeşitleri Bourbon, Typica ve Caturra'dır. Pek çok ülke spesifik olarak belirli bir çeşit yetiştirmek ister. Geyşa çeşidi ise en çok aranan kahve çeşitlerinden biridir. Doymuş tatlı bir tadı ve mango ve şeftali gibi meyvelerin esintilerine sahiptir.
Bir kahve seçerken, işleme yönteminin yazdığını fark edebilirsiniz. Bu genellikle kahve menüsünde veya paketinde 'yıkanmış' veya 'doğal' (yıkanmamış) olarak yazar.
Yıkanmış veya 'ıslak işlenmiş' kahvelerde kahve çekirdeği çıkarılır ve yıkanmadan önce fermantasyon tanklarına yerleştirilir ve kurumaya bırakılır. Sonuç olarak mükemmel tada sahip bir kahve ortaya çıkar. Bu işleme yönteminde daha az hata yapıldığı için üreticiler arasında oldukça popülerdir.
Doğal olarak işlenen kahvelerde ise kurutma işlemi boyunca kahve çekirdeğinin tadı tamamen meyve, hatta şarap aromalarına sahip olur. Bu tür kahvelere 'meyve bombası' bile diyebiliriz.
Yüksek rakımlara çıkıldıkça kahve daha tatlı ve asitli olur. Bu nedenle kahvenin yetiştiği bölgenin yüksekliği, çekirdeğin tadında önemli bir etkiye sahiptir. Sonuç olarak deniz seviyesinden 1500 metre yükseklikle büyüyen kahveler daha tatlı ve asitliyken (Kenya kahveleri gibi), 1000-1250 metre arasında daha aşağıda büyüyen kahveler daha az asitli ve toprak tadına sahiptir (Brezilya ve Hindistan gibi).