Kahraman Güler Yazio: İnsan Kimdir?

Keşke bütün pişmanlıklarmızı da içip içip işeyebilseydik.

Sevgili 46lıklar bu sayımızda kendi doğamızı anlamaya ve anlatmaya çalıştık.

Benim vardığım ama şimdilik vardığım birkaç şey var, bunları öyle sıralamak istedim bunlara katılmak zorunda olmadığınızı anlatmama gerek yok. Bu arada yazdıklarımın işemekle bir ilgisi de yok.

İnsan elinden tutulması gereken bir canlı olduğu için başkalarının varlığına duyduğu ihtiyaçtan kaynaklanan varoluşsal utancını yenmelidir. Bunun yegane yolu koşulsuz kabuldür kontrolü dışında olanları. Aslında insanın doğası özetle budur; bu utanç öfke yaratır, bu utanç korku yaratır, bu utanç başkasıyla tamamlanma hayali yaratır. Bu böyle uzayıp gidebilir.  İnsanın doğası zayıftır çünkü insanın içinde olduğu doğa çok güçlüdür. Doğadaki bu büyük güce insanın duyduğu büyük özlem de aynı zamanda insanın kendi sonudur. Gerçi eninde sonunda o doğaya karışıp o gücün bir zerresi olduğunu da unutandır ama bilinci kaybettikten sonra. Açıkçası insan bazı özellikleri diğer hayvanlardan belki üstün ancak bazı özellikleriyle de alçaktır, pardon aşağıdadır.

İnsan kendini keşfetmenin yükümlülüğünü sırtından indiremez, sanat ve edebiyat bunun için fena bir yol sayılmaz. Ben bir tek şeyden eminim kendini keşif kendi kıyında olur, sahile vurulan her ne varsa onlar işte anlaşılması gereken. 

Kendini arayan insanın herhangi bir renk aramasındansa rengini keşfetmesi anlamlı olabilir.

Bilgi yer kaplamaz ama kendini bilmek dünyaya sığmayacak kadar yer kaplar. İnsan bilgi edinme ve dile sahip olma özelliğiyle farklıdır. Bu fark daha fazla kelimeler arası bağlantılar kurmakla ilgilidir. İnsan iki kelime yan yana getirmeden ölmemelidir. İnsan ölümle alay etmeyi öğrenmeli ama sonunda ölümün kazandığını unutmamalıdır. İnsan zamanın sahibi değildir. Zamanı ancak tadabilir. Zamanı mülk edinmemelidir, anda kalmayı öğrenmelidir.

Alışkanlıklarının, vazgeçemediklerinin kölesidir. İnsan, ancak vazgeçmeyi becerdiğinde belirsiz bir miktarda özgür olur. Buna özgür olmaya çalışmaktan vazgeçmekte dahil. Vazgeçmek kendine yetmeyi artırır. Kendine yetmenin en iyi yolu o yolu kendinin buluyor olmasıdır. Kendine yetebilen kendinden vazgeçebilendir.

Hayatın bir amacı olmak zorunda değildir. Anlamanın da fazlası zararlıdır. Anlam boğulmak ve anlamın dışında kalmanın dengesini kurmak zorundadır. İnsan dengeyi bozması ile meşhurdur. Bozduğu dengenin altında kaldığını son nefesinde anlamayı beklememelidir.

İnsan kendi değiştirebilendir ancak öylece çevresini değiştirme gücüne erişendir.

İnsan şikayet etmekten vazgeçmeli, bir yaşam tarzına sıkı sıkı bağımlı olmaktan kendini olayı koymalıdır. İnsanın olduğu yerde sabitlik, stabilete beklemek ahmaklıktır; sabit kalmak da.

Kimsenin bir şeyi olmak gibi bir derdi olmayanın varlığı da olmaz. İnsan varoluşunun yegane nedenlerinden biri de bir şey olmaktır. Bu şey tartışılır; aşk fena fikir değil, ancak insan tasarruflu sevmeyi öğrenmelidir.

Aşk bilgelik işidir, bilge kendini arar; belki tanrıda belki doğada bulur kendini ama bunu kimseye dayatmaz (Tanrı bile insanın iradesine karışmıyor, insan neden kendinde böyle bir hak görür ki), ve bilir ki kendi doğasında keşfedilmeyen şeyler onu kendi zamanından alıkoyar.

Güzel nesnelerin karşısında öznelliği değişken olandır insan. Duygularına tanıklık etmeli, mantığa sığınmamalıdır. Duyguları kapsamayan bir mantıktan daha büyük mantıksızlık olamaz bunu bilmelidir.

Konuyu uzatmanın bir manası yok, herkesin kendine ihtiyacı var. Tamamlanmak arzusundan vazgeçip elimizdeki parçayı tanımalıyız. Kendini tanımazsan başkasında tanımlanamazsın. İNSAN POTANSİYELİ OLAN BİR CANLI OLDUĞU İÇİN KENDİNİ BULMASI MUHTEMELDİR.

46'lık Dergi Genel Yayın Yönetmeni

Kahraman Güler

Instagram

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı