Dört yanı kendi doğasına uygun olmayan safsatalarla donatılmış artık istese de bu koşullara vermiş olduğu doğal reaksiyonun önüne geçemiyor. Çünkü koşullar her gün bu yaşam alanını göz göre göre daraltarak onların bireyselliğini hiçe saymıştır. Şimdi sahip olmak zorunda bırakıldıkları ne varsa (mesleki gelecek, sıradan toplumsal yaşam, ihtiyaçlarını karşılamayan bir maaş, dayatılan bir ev bir araba mantığı ve daha fazla sözcük ziyan olmasın diye yazmadığım bir sürü şey) artık onlar için vazgeçilmeyecek kadar değerli olmaktan çıkmış, böylelikle boşalan bu yaşam alanına kendi duygularını kendi düşüncelerini ve barışçıl eylemlerini inşa ederek ortak yaşam gayelerini biz seyircilerin gözlerinin önüne bir kere daha sermiştir.
2000’li yıllarda çocuk olanlar bir kriz içerisinde oyunlarını oynarken o yıllarda doğanlar süperegonun geliştiği 2-5 yaş arası dönemde bütün kitle iletişim araçlarında ve aile içi söylemlerde daha önceki sistemler gibi hiçbir soruna kökten çözümcü yaklaşmamış bir otoriteye maruz kalmıştır. John Lennon’un 'Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey, şiddet dışı eylemler ve mizahtır.' sözünü de adeta manifesto olarak benimsemişlerdir.