Kahraman Güler Yazio: Bağlanma Korkusu Yaşadığımızı Nereden Anlarız?

Bağlanma korkusu, bir ilişkiyi sürdürme ya da ilişkiye bağlanmaktan korkma anlamını taşır. Birey, kişisel alanına girileceği, özgürlük alanlarının engelleneceği, iradesini kaybedeceği yönündeki düşüncelere kapılır. Bu durum ise ilişkiden aldığı/alacağı doyumu engeller. Tutarlı ve düzenli ilişkiler yaşamasının önündeki engel haline gelir. Nedenini bilmediği ayrılıklar, sebepsiz kaçınmalar gözlemlenir. İlişkiye baktığımızda bir şeylerin yolunda gitmediğini ve tutarsızlıkları gözlemleyebiliriz. Ancak bu tutarsızlıkların nedenini tam olarak bilmeyiz. Peki asıl önemli soru; “Bağlanma korkusu yaşadığımı ya da partnerimin bağlanma korkusu yaşadığını nasıl anlarım?”.

Bağlanma korkusu olan insanlar nasıl düşünür/davranır?

1. Duygularını ifade etmez.

Duygularını ifade etmek, bağlanma korkusu olan kişiye göre, onu güçsüzleştirecek, savunmasızlaştıracaktır. Adeta ipin ucunu kaybedeceğini düşünen ve bundan endişe eden birey duygu ifadelerinden kaçınacaktır. Çünkü onlar için duygu ifadesi, teslimiyettir.

2. İlişkide uzak ve mesafeli durmayı tercih eder.

Bağlanma korkusu yaşayan kişiler, genellikle ayrılık acısıyla baş edemeyeceklerini düşünürler. Bu acılarla baş etmek, dayanılmaz olduğu için ilişkilerde geri planda kalmayı tercih eder.

3. Partnerlerinden koşulsuz kabul beklerler.

Partnerlerin ilgi talepleri, bağlanma korkusu yaşayan kişilerde huzursuzluk ve sıkışmışlık hissi yaratır. Bu ihtiyaca karşılık vermeyeceği gibi daha da uzaklaşacak, kopuk tutum ve davranışlar sergileyecektir.

4. İlişkilerde sık sık kaçınma yaşarlar.

Yakınlaştıklarında kaybolma, içe çekilme, yok olma endişesi yaşayan bu kişiler, yakınlaşmaların ardından mutlaka uzaklaşma yaşarlar. Partnerleri bu tutarsızlığı anlamlandırmaya çalışsa da genellikle sonuçsuz kalır. Onlara göre bir gün önce kendisini önemsediğini gösteren bu kişinin bir gün sonra ortada olmaması anlamsızdır. Ancak nedenin tam olarak farkında değillerdir. Fakat onların uzaklaşması, kaygılarının yükseldiği anlamına gelmektedir.

5. İlişkiyi her an bitirecek havasındadır.

Her an bir ayağı dışarıdaymış, her an gidecekmiş gibi davransa da genellikle bu kadar cesur değillerdir. Çünkü daha fazla beğendiği/hoşlandığı kişi karşısında yetersiz ve güçsüz olma, terk edilme, aldatılma korkuları oldukça güçlüdür. Bu nedenle süreğen ilişkilerini sonlandırma konusunda cesaret gösteremezler. Çünkü bu kişiler, hayran oldukları, kendilerini çok beğenen kişilerle ilişki yaşamaktansa kendilerine hayran olan, onları çok beğenen kişilerle ilişki yaşama eğilimindedirler.

6. Kimseye ihtiyacı yokmuş gibi davranır.

Zayıflıklarını, güçsüzlüklerini örterek olmadıkları düzeyde güçlü görünmeye çalışırlar. Aidiyet içeren davranışlardan kaçınır. Öncelikli amacı, partnerine göründüğü kadar bağlı olmadığını kanıtlamaktır. Tek başınalığın önemine vurgu yapar. Hatta terk edilmekten kaçınıyor olmasına rağmen partnerin de kendisine bağlanmaması konusunda sık sık vurgu yapar.

7. Konuşma içeriklerinde sürekli ayrılık ya da boşanma vardır.

Buradaki öncelikli amaç, sorumluluk almaktan, yakınlaşmaktan, dolayısıyla sevgi karşısında kontrolü kaybetmekten kaçınmaktır. Partneri gerçekten kendisini sevmeyen biriyle birlikte olduğunu düşünse de tüm bunlar bağlanma korkusu yaşayan kişinin kendini koruma yollarıdır.

8.  Aşırı ilgi ve sevgi verebilir.

Tüm bağlanma korkusu yaşayan kişilerde benzer özellikler gözlemlenmez. Yukarı da saydığım tüm maddelerde kaçınan, ilgi ve sevgi vermeyen kişilerden bahsetmiştim. ancak bağlanma korkusu yaşayan bir birey bunların tam aksi şekilde aşırı ilgi ve sevgi de verebilir. Bunun nedeni ise; partnerinde güçlü duygular oluşturarak, terk edilmeyi, istenmemeyi, aldatılmayı önlemektir. Onda yoğun duygular hissettirdiğinde kendini güvende hissedecektir.

Ancak hangi çerçeveden bakarsak bakalım, bağlanma korkusu, sağlıklı, tutarlı, süreğen ilişkiler yaşamanın önünde engeldir.

Bu yazıyı okuduğunuzda bazıları bağlanma korkusu yaşadığını, bazıları da ilişki içerisinde bulundukları partnerlerinin bağlanma korkusu yaşadığını fark etmiş olabilir. Bunun ardından “Tamam, bağlanma korkusuna sahip olduğumuzu fark ettik. Peki ya bu neden olur? Bağlanma korkusuna ne neden olur?” ya da “Peki ya şimdi ne yapacağız?” soruları zihninizde belirmeye başlamış olabilir. Belki de ilerideki yazılar da buna değiniriz. Ne dersiniz? 😊

Instagram 

Twitter

Facebook

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''