Derinleşen ekonomik kriz kendisini A’dan Z’ye her şeye gelen zamlarla gösteriyor. Bir zamanlar para üstü yerine sakız verilirken şimdi hem esnaf hem de tüketici o sakızın bile fiyatını hesaplamaya başladı. Maaşlara yapılan zamlarla birlikte her etiketin fahiş şekilde yükselmesi vatandaşı çıkmaz bir krize sokuyor.
Bir başka kesim ise kafeler ve restoranların doluluğundan ekonomik kriz olmadığını iddia ediyor. Bu düşünceye sahip olanlara iktisatçı Mahfi Eğilmez’den çarpıcı yanıt geldi.
İktisatçı Mahfi Eğilmez, internet sitesinde 'Ne krizi?' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ekonomik krize değinen Mahfi Eğilmez, yüksek enflasyonun başlı başına bir kriz olduğunu dile getirdi. Ekonomi eleştirisinde bulunan Eğilmez, kafelerin doluluğuna bakarak ekonomik krizin olmadığını iddia edenlere de yanıt verdi.
Eğilmez, “Bazıları bu yazdıklarıma tepki olarak ‘ne krizi, kafeler, restoranlar tıklım tıklım dolu, yollar otomobil dolu, böyle kriz mi olur’ diyor. Krizin esasen böyle bir şey olduğunu, yatırım yapıp para kazanmaktan umudunu kesenlerin eline geçen parayı kafelerde, restoranlarda yediğini yani kriz dönemlerinde hizmetlere talep artışı olduğunu anlatmaya çalışıyorum” dedi.
İşsizlik verilerine değinen Eğilmez, nisan ayında işsizlik oranının yüzde 8.6 olarak açıklanmasına yorumlarda bulundu. İşgücünün üçte birinin işsiz olduğunu vurgulayan Eğilmez, dörtte birinin iş aradığını kalanların iş bulmakta umudu kestiği için iş aramadığını kaydetti.
Peki bundan sonra ne olacak? Mahfi Eğilmez, “Enflasyonu bir kez normal düzeye indirmeyi başarmışsanız bir daha asla yukarı gitmesine izin vermeyin. Tekrar düşürürüz havasına asla girmeyin, çünkü her şeyin bedeli vardır ve bazen bu bedel ağır olur” ifadeleri kullanarak şu yorumda bulundu:
“Bizde siyasetçiler büyüme ile enflasyon arasında kaldıklarında daima büyümeyi seçmişlerdir. Eğer bu tespitim doğruysa siyasal iktidar yarım yamalak da olsa tek başına para politikası hatta faiz politikasıyla sürdürülmeye çalışılan enflasyonla mücadele işinden yavaş yavaş vazgeçecek demektir. Önümüzdeki günlerde kredi garanti fonu aracılığıyla devlet garantisi altında bankaların iş âlemine yeni krediler açması, işgücü ödemelerine devlet desteği getirilmesi, vergilerin azaltılması ve son olarak da faizin düşürülmesi gündeme gelecektir diye düşünüyorum.”
Aynı sığır sürüsünün "Çadırda kalan yok. Bu nasıl kriz?!" savunması yakındır. Keza artık köye dönmek çözüm değil. Kırsala kadar geldi kriz.
İnsanlar ciddi anlamda açlıktan ölmeye başlayınca mı kabul edeceksiniz kriz olduğunu gerçi bunlar ona da kulp bulurlar ..
işte insan yatırım yapamayacağını anlayınca e kalanı da yiyeyim bari diyor ... ne acı