Bilim dünyasında oldukça popüler olan bu hikaye, o güne kadar akıllara gelmemiş pek çok soruyu gün yüzüne çıkarmıştı.
Ruh ve beyin arasındaki bağlantı neydi?
Bilim dünyasında oldukça popüler olan bu hikaye, o güne kadar akıllara gelmemiş pek çok soruyu gün yüzüne çıkarmıştı.
Ruh ve beyin arasındaki bağlantı neydi?
Phineas Gage, 13 Eylül 1848'de, Rutland & Burlington Demir Yolları şirketinde çalışmakta ve büyük bir işçi grubunda ustabaşı olarak hayatını sürdürmekteydi.
İşinin gerektirdiği bütün özelliklere sahip olan Gage, oldukça verimli ve becerikli bir adamdı. Ekibini de oldukça iyi yönetmekteydi.
Buradaki görev, bir kaya parçasını deldikten sonra barutu, fitili ve kumu doldurup, karışımı deliğin içine demir bir çubuk yardımıyla sıkıştırmaktı.
Sıradan bir iş günüydü. Gage bu işlemleri bir işçisine düzgünce yaptırdığını sandığı sırada, kumu dökmeyi unutan işçisi demir çubukla barutu sıkıştırmaya başladı. İşçinin yaptığı bu hata sonucunda, demir çubuk o sırada arkadan seslenen kişiyle konuşan Gage'in yüzüne doğru patladı.
Patlama o kadar şiddetliydi ki bu demir çubuk, Gage'in kafasından çıkıp 30 metre kadar uzağa fırladı. Bu andan itibaren herkes sırt üstü düşmüş olan Gage'in öldüğünü zannederek şaşkına dönmüştü. Çünkü Gage hayattaydı! Hatta bilinci de tamamen yerindeydi. Öyle ki, doktorunun yanına yürüyerek gidiyor, çevresindekilere olayın nasıl gerçekleştiğini anlatıyor, kontrollerde canının yanıp yanmayacağını soruyordu.
Başlangıçta doktorları bu kişilik değişiminin geçici olduğunu savunuyordu. Fakat Gage'in huyu, hoşlandıkları, hayalleri tamamen değişmişti. Vücudu tamamen iyileşmiş olsa da, Gage artık tamamen yeni bir ruha sahipti.
Gage artık düzensiz, düşüncesiz, eskiden kullanmadığı en kaba küfürlere düşkün, adamlarına karşı saygısız, isteklerine ters düşüldüğü zaman sınırlara ve öğütlere tahammülü olmayan, bazen sonuna kadar inatçı, bir yandan da kaprisli ve kararsız, gelecekle ilgili planlar kurup ardından hemen vazgeçen bir insan olmuştu.
Gage'in aldığı yara beynin 'prefrontal korteks' dediğimiz kısmında meydana gelmişti. Bu kısım geleceği planlama, sosyal kurallara uygun davranma, kendi yaşamını sürdürmesine yararlı olacak kararlar alıp uygulanmasını sağlayan beynin bir bölgesidir. Bir başka deyişle bu kısımda, beynin diğer bölgelerinden gelen uyarılar alınıp, burada değerlendirilmesi yapılır ve davranışlara yansıtılır.
Gage dikkat, algı, zeka, konuşma konusunda sıkıntı yaşamıyordu. Ama beyninden aldığı bu hasar dolayısıyla çevreye uyum sağlayamıyor, uygun kararlar alamıyor ve insanlara karşı saldırganlaşıyordu.
İşlerinden disiplinsiz ve huzursuz davranışları yüzünden çıkartılıyordu. En sonunda bir sirkte atraksiyon olarak gösterilmeye başlandı. Bu gösterimde yanından ayırmadığı demir çubuğu gururla sergiliyordu. Çubuğa bu kadar bağlılığı bile hasarlı hastalarda görülen, 'koleksiyoncu davranış' olarak adlandırılan bir sorunun göstergesiydi.
Bir süre sonra hiçbir şehirde kalıcı halde yaşamamaya, batak semtlerde içki içip, insanlarla itişip dalaşmaya başladı.
Bundan 120 yıl sonra kafatası ve demir çubuğu Harvard Tıp Okulu'nun Warren Tıp Müzesi'nde sergilenmeye başlandı.
Akıllardaysa hala cevaplanmamış şu soru kaldı:
Acaba Gage'deki bu değişimin sebebi aslında neydi? Yoksa beyin gerçekten ruhun organı mıydı?
Neymiş huyu değişmiş,insanlara küfür etmeye başlamışmış,lan malın biri yüzünden adamın kafasından 1 metre demir geçmiş,ne yapsın hidayete mi ersin.
Ruh diye bir şey yoktur şıkkı ekleseydiniz keşke -_-
ruh denen kavramın hiçbir bilimsel geçerliliği, sınanabilirliği yoktur. ispatlarım diyenler sadece ontolojik şekilde anlamlandırabilirler. kaldı ki bu olay da bize açıkça biyokimyasal reaksiyonlardan ibaret olduğumuzu göstermekte. zaten ruh dediğimiz de yalnızca duygudurum, moral ve sağlık konularında kullandığımız basit bir terim, farklı anlamlarla yüceltmeye gerek yoktur.