Kafası Karışıklar Buraya: Birine Gerçekten Aşık Olup Olmadığımızı Nasıl Anlarız?

Çoğumuz aşkın aniden gerçekleşen bir olay olduğunu düşünürüz: Bir anda kalbimize yerleşir, yoğun duygular yaşatır, midemizde kelebekler uçuşmaya başlar ve 'o' insanı bulduğumuzu anlarız. Aslında durum pek de öyle değil...

Aşk, aslında yaptığımız bir dizi seçimden ibarettir.

Bu yolda yaptığımız ilk seçim, pek çok faktörden etkilenir: kimya, prensipler, mantık, mizah anlayışı, zeka, vücut şekli, hayatımızın hangi noktasında olduğumuz, ne istediğimiz ya da neye ihtiyaç duyduğumuz... Liste sonsuzdur ve hangisinin diğerlerinden daha önemli olduğu kişiye göre değişiklik gösterir.

Ve tüm bu değerlendirmelerin sonucunda aşık olup olmayacağımıza kendimiz karar veririz.

Eğer aşık olma sürecine girmeyi seçersek, en başta bahsettiğimiz âni gelişen duyguları yaşayabiliriz. O, size baktığında, sizi güldürdüğünde, cebinize fark ettirmeden bir not koyduğunda, kısacası size bir şey hissettirdiğinde yoğun duygular yaşar ve bunun ilk görüşte aşka işaret ettiğini düşünürsünüz.

Ancak dalgalanmalar hayatın her alanında mevcuttur ve bir süre sonra çatışmaya başlarsınız.

Kavga, anlaşmazlık... Ufak tefek şeyler sizi ve karşınızdakini rahatsız etmeye başlar ve gerçekten doğru seçimi yapıp yapmadığınızı merak etmeye başlarsınız. Şüphenin ardında ise kararını vermeniz gereken bir başka seçim vardır: Bu yolculuğa onunla devam mı edeceksiniz, yoksa paraşütünüzü takıp uçaktan atlayacak mısınız?

Eğer atlamaya karar verirseniz, bu korkutucu iniş ya sizi daha güçlü kılar ya da yere çakılmanıza sebep olur.

Ancak korkulacak pek bir şey yoktur çünkü er ya da geç, kendinizi havaalanında bir başka uçuşu beklerken bulursunuz. Ve sonu belirsiz olan bu yeni uçuşta ya tekrar türbülansa girersiniz, ya da bu kez uçuş rotası konusunda fikrinizi değiştirdiğiniz için daha rahat bir uçuş geçirirsiniz. Her ne olursa olsun, yapmanız gereken seçim yine aynıdır: Atlamak mı, yoksa devam etmek mi?

Her ne kadar bizler, aşkı başımıza gelen bir şey gibi görüp yüceltmeyi sevsek de, o aslında her gün yeniden yaptığımız bir seçimdir.

Böyle düşünmeyi sevmemizin nedeni, aşkı mantığın alanından çıkarmak ve ona daha yüce bir anlam kazandırmaktır. Çünkü mantığın alanında yer alan konular daima sallantıdadır; yanlışlanabilir. Bizler ise sallantıda olan bir ilişki değil, sorgusuz sualsiz hayat boyu devam edecek bir ilişki isteriz. İşte tam da bu yüzden, duyguların mantıktan tamamen bağımsız işlediklerini hayal ederiz ve içimizi bu şekilde rahatlatırız.

Söz konusu ilişkiler olduğunda, bir insana sevgi beslemek ile o insanı sevmek arasında ciddi farklar vardır.

O insana karşı ömrünüz boyunca sevgi besleyebilirsiniz; ancak bu, o insanı ömür boyu seveceğiniz anlamına gelmeyebilir. Çünkü sevmek, yalnızca bir his değil, bir eylemdir de. Aşk, bir şeyler yapmanızı gerektirir ve bu sadece çiçek almak değildir. Bu, kimi zaman onun ihtiyaçlarını kendinizinkilerden daha fazla düşünmektir.

Ayrıca aşk, yalnızca "o" insanı bulmakla değil, kendinizi bulmakla ilgilidir.

Çünkü 'o' insan sandığınız kişi, hayatınızın farklı dönemlerinde aynı anlamı ifade etmeyebilir. Aşık olmak hayatın kimi aşamalarında çok zordur, kimilerinde ise çok kolay. Ancak günün sonunda, yalnızca bir seçimden ibarettir.

Ancak aşk yalnızca değişmez; kimi zaman derinleşir de...

Uçuşunuz çok uzun sürdüyse, kimi zaman yaptığınız fedakarlıklar size geri dönmeye başlar: Çok daha rahat karar almaya, çok daha kolay yaşamaya başlarsınız. Bir çift olarak güçlenmenin yanı sıra, bir birey olarak da güçlendiğinizi görürsünüz. Yalnız unutmadan söyleyelim ki, bu ancak iki tarafın da görevlerini eşit şekilde yerine getirdiği, eşit ölçüde fedakarlık yaptığı durumlarda mümkün olabilir.

Peki şimdi siz, gerçekten aşık mısınız?

Çoğumuz kendimize bu soruyu sorarız ancak esas sorulması gereken, 'Bu insana aşık olmayı seçiyor muyum?' olmalıdır. Ve bu kararı kesinlikle şu andaki siz vermelidir; gelecekte olmayı beklediğiniz kişi değil.

Şimdi kararınızı verin: Evet mi, hayır mı? Eğer cevabınız evet ise, sevebildiğiniz kadar çok sevin. Ve eğer cevabınız hayır ise, düşüşün sizi daha güçlü kılmasını sağlayın...

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
Daron Acemoğlu'nun Atatürk Hakkındaki Yorumlarına Gelen Tepkiler
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
12.12.2016

Yine hiçbir şey anlatmayan dolu dolu içerik sjsueudleşeş

12.12.2016

*Yine hiçbir şey anlatmayan dolu dolu içerik sjsueudleşeş

12.12.2016

Ona aşık olmayı seçmiyorum ama aşığım.Onu napıcaz?

12.12.2016

Valla daha çok kafa karıştırdın sağol :D

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ