13 Maddede Kafası Karışanlar için Hükümet - İmralı Görüşmeleri

Elbette haşmetli devletimizi yöneten zat-ı alilerin her istediğini söyleme hakkı saklıdır. Lakin biz faniler de merak ediyor, ne oluyor ne bitiyor öğrenmek istiyoruz. Görüşmeler yapıldı mı, yapılmadı mı, yapıldıysa kim görüştü ve ne görüştü memleket ahvalinin merakını celbediyor. İçerikle ilgili bir şey söyleyemesek de, görüşme yapılıp yapılmadığına ilişkin tüm beyanları derledik. Artık Allah kerim, karar sizin.

1. Yıl 2009 - İçişleri Bakanı Beşir Atalay: "Devletin muhatabı Öcalan değil millet"

18 Ağustos 2009 tarihinde dönemin AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile birlikte Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'u ziyaret eden Beşir Atalay yaptığı açıklamada '“Bu devletin, Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışmasıdır. Muhatap millettir. Kendi sürecimizi yürütüyoruz' dedi. (Kaynak: Habertürk)

2. Yıl 2010 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Şerefsizler hesap verecek"

2010 yılında yapılan halk oylaması kapsamında Kayseri'de bir miting düzenleyen dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ağustos 2010 tarihinde yaptığı konuşmada şunu söyledi: 'Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir'' (Kaynak: Haber 7

O tarihte Oslo görüşmeleri henüz ortaya çıkmamıştı.

3. Yıl 2011 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "PKK ile görüşen hükümet değil devlet!"

2011 yılı Haziran ayında yapılan seçimlerde hemen sonra Oslo görüşmelerine ilişkin bazı kayıtlar internete sızdı. Muhalefetten yoğun eleştiriler geliyordu. Erdoğan ABD ziyaretinden hemen önce 20 Eylül 2011 tarihinde Esenboğa havalimanında konuyu değerlendirerek şöyle dedi: 'Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı hiçbir zaman 'devlet ada (İmralı) ile ya da bu tür kişilerle görüşme yapamaz' diye bir yaklaşımın içinde olmamıştır. Hükümet olarak biz yapmadık, ama devlet olarak bu görüşmeleri yaptığımızı ben parlamentoda dile getirdim. Eğer parlamentodaki tutanaklara bakılırsa orada bunlar görülür. 'Benim şahsımın veya hükümet üyesi arkadaşlarımın hatta hatta MKYK vesaire, buradaki arkadaşlarımdan birisinin, ispat etsinler' dedim, 'ispat edemezlerse, şerefsizdirler, alçaktırlar' dedim. Ne oldu? İspat ettiler mi? Devletin görevlisi MİT Müsteşarı herkesle görüşme yapar. Sadece terör örgütü mensubuyla değil, başkalarıyla da yapar. ' (Kaynak: Türkiye Gazetesi)

Yani Erdoğan'a göre hükümet İmralı ile görüşme yapmıyordu, görüşmeleri 'devlet' yapıyordu. Devlet hükümetten ayrı bir şeydi, hükümet devleti yönetiyordu ama devlet belli ki 'hükümetten bağımsız' olarak da bir şeyler yapıyordu. Ya da hükümetin emriyle hareket eden devlet görevlileri hükümeti temsil etmiyordu. Türkiye'nin kafası karıştı.

4. Yıl 2011 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Biz İmralı olsun Oslo olsun bu adımları attık"

Erdoğan Esenboğa havalimanında yaptığı açıklamadan 6 gün sonra (26 Eylül 2011) Kanal 7'de yayınlanan İskele Sancak programına katılarak gazetecilerin sorularını yanıtladı. Burada Oslo görüşmelerinin sorulması üzerine bu kez şöyle dedi: 'Biz kimsenin adım atmakta tereddüte düştüğü, İmralı olsun, Oslo olsun çok açık net... bu adımları da attık. Niye? Acaba nerede bir şey var, bunu görelim, bununla bunu yapalım. Oslo'da olacaksa, Osloyla bunu yapalım. Onun içinde Milli İstihbarat Teşkilatı müsteşarı olarak Emre Bey zamanından itibaren başlattık görüşmeleri. Sonra Hakan Bey geldi, Hakan Beyle de aynı şekilde devam ettik. Ve şu anda bu kesilmenin bazı sebepleri oldu. O kesilmenin sebepleri neydi, bu iletişimdeki samimiyetsizlikti. Tabi bu samimiyet olmayınca ister istemez bu işi bir keselim dedik.' (Kaynak: DHA)

5. Yıl 2012 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "İmralı ve Oslo'ya ben gönderdim"

Erdoğan 2012 yılının Nisan ayında Çin Halk Cumhuriyeti'ne bir ziyarette bulundu. Gezinin son durağı Şangay'da gazetecilerle bir araya gelen Erdoğan 2012 yılının Şubat ayında MİT Müsteşarı'na da yönelen KCK operasyonlarını değerlendirirken şu açıklamada bulundu: 'MİT Müsteşarımızı İmralı'ya gönderen benim, Oslo'ya gönderen benim. O benim sır küpüm' (Kaynak: Sabah)

Her şey birbirine girmişti. Terör örgütüyle görüşen şerefsizdi ama terör örgütüyle hükümet görüşmemiş devlet görüşüyor, devletin memurunu da hükümet gönderiyordu. Üstelik görüşmeleri yürüten memur Erdoğan'ın sır küpüydü! Türkiye'nin kafası karıştı.

6. Yıl 2012 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "İmralı ile görüşüyoruz"

28 Aralık 2012 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan TRT Özel yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mustafa Karaalioğlu, İsmet Berkan, Hatem Ete ve Taha Özhan'ın sorularını yanıtlayan Erdoğan isim vermeden terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşüldüğü söyledi.

Erdoğan her zaman İmralı'yla görüştüklerini ve görüşmeye devam edeceklerini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: 'Ben risk alıyorum, müsteşarım risk alıyor. Başına her şey gelebilir. Görüştükleri kişiler malum. Ben siyasetçi olarak bu görüşmeyi yapamam, ama onların eli ayağı durumu olan devletteki ajanları, temsilcileri vardır ve bunları yapar. Ada ile de görüşür, adanın kanaatlerini, düşüncelerini arar, sorgular.  Adayla görüşmeler halen var. Çünkü netice almamız lazım. Bunun ışığını görüyorsak adımı atmaya devam ederiz.'  (Kaynak: Habertürk)

Tamam bilmece çözüldü. Erdoğan 'bizzat' görüşmüyordu ama temsilcileri aracılığıyla görüşüyordu. Temsilcisi 'sır küpü' olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan'dı. Yani 'hükümet Öcalan ile görüşüyor' denebilirdi, değil mi? Hayır. İş gene değişti.

7. Yıl 2013 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Biz siyasetçi olarak görüşmenin içerisinde olmadık"

6 Ocak 2013 tarihinde, yani yukarıdaki programdan 9 gün sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan  Gabon, Nijer ve Senegal’i kapsayan Afrika Turu öncesinde Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ile Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Ömer Çelik ve Numan Kurtulmuş da katıldı. Bu toplantıda yaptığı açıklamada Erdoğan siyasetçi olarak asla bir görüşme içinde olmadıklarını ve olmayacaklarını belirterek şunları söyledi: “Müzakere ile görüşme farklı şeylerdir. Bu görüşmeleri de yaparsınız, gelişmelere göre adımınızı atarsınız. Bundan önce bir Oslo olayı vardı. Şu anda bizim gündemimizde Oslo yok. Gelecekte buna benzer farklı gelişmeler olabilir mi? Olabilir. Bunun önünü kapamanın bir anlamı yor. Bu Oslo olmaz başka bir yer olur. Avrupa bölücü terör örgütünün siyasi ayağıdır. Ama nerede? Kendi içinde siyasi ayağıdır. Onlar şu anda İmralı’ya karşı farklı yaklaşmaktadır. Bu hassasiyetleri incelikleri görmemiz lazım' (Kaynak: Milliyet)

8. Yıl 2013 Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: "Öcalan'ın düşünceleri bizi bağlamaz"

Aynı yılın 20 Mart tarihinde kürsüde bu sefer Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç vardı. Arınç, o dönem BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ilettiği Abdullah Öcalan'ın notuyla ilgili, Öcalan'ın düşüncelerinin kendilerinin düşünceleri olmadığını belirterek, 'Mecliste şöyle bir komisyon kurulsun, bunlar yapılsın, şunlar yapılsın. Bu aşamada bizim hükümet olarak dikkate alacağımız şey değil bunlar' dedi. (Kaynak: Haber Vitrini)

Yani 'siyasetçi' bizzat görüşmüyor ama emriyle 'sır küpü' olarak tanımladığı kendi temsilcilerini Öcalan'la görüşmeye gönderiyor ve fakat Öcalan'ın düşünceleri kendisini bağlamıyor, dikkate de almıyordu. O zaman orada neden görüşülüyordu? Kimse anlayamadı.

9. Yıl 2014 Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: "Öcalan’ın mesajları bizim de düşüncemiz"

İmralı'ya bir HDP heyeti giderek Öcalan ile görüştü. Heyet daha sonra Öcalan'ın mesajlarını kamuoyuna iletti. 6 Haziran 2014 tarihinde Diyarbakır’da yapılan Çözüm Süreci Çalıştayı’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay yeni bir yol haritası üzerinde çalışıldığını açıklarken, Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya giden HDP heyetiyle verdiği mesajları da önemli ve olumlu bulduklarını belirterek “Bunlar bizim de düşüncelerimiz” dedi. Atalay sözlerini şöyle sürdürdü: 'Biz aslında devleti, kurumları kendisiyle hesaplaştırdık. Geçmişiyle, geçmişte yaptıklarıyla yüzleştirdik. Yapılan yanlışlıklar, haksızlıklar, zulümler, yasaklar, korkular, tabular, endişeler, faili meçhuller, bütün olumsuzlukları tekrar gözler önüne serdik. Büyük sorunlar daima zor çözülür, inişler çıkışlar gösterir. Uluslararası aracılar kullanılmaması bile önemli sorun oldu ama biz büyük bir özgüven ve cesaretle yürütüyoruz.' (Kaynak: Hürriyet)

10. Yıl 2014 İçişleri Bakanı Efkan Ala: "Görüşmeyi AK Parti yapıyor"

Aynı toplantıda Efkan Ala da bir konuşma yaparak ilginç bir açıklamada bulundu. Efkan Ala konuşmasında tam olarak şöyle söyledi: 'Kürt sorunu eski Türkiye'nin besin kaynağıydı. Türkiye başka ülkelerin aracılığıyla yapıyordu. Bu devreden çıkınca taarruz başladı. Bir şey gözden kaçıyor Türkiye görüşmeleri eskiden de yapıyordu. Ancak başka ülkeler aracılığıyla yapılıyordu. Biz onları da aradan çıkardık. AK Parti kendisi görüşüyor.' (Kaynak: İnternethaber)

11. Yıl 2014 Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay: "Öcalan ile direkt diyaloğumuz var"

5 Ağutos 2014 tarihinde çözüm süreciyle ilgili açıklama yapan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay bu sefer bir gerçeği daha ortaya koyuyor, hükümetin Öcalan ile doğrudan bağlantı kurduğunu ifade ediyordu.  Çözüm süreci ile ilgili eylem planının yaz sonunda çıkacağını belirten Atalay,  Öcalan'ın avukatı vasıtasıyla 'Sabır taşı çatladı, dilerim bir hafta içinde müzakere başlar' sözlerine ise 'Kendisiyle doğrudan görüşüyoruz, bir avukatın dolaylı açıklamalarını esas almayız' dedi. Atalay açıklamasına şöyle devam etti: 'Biz bu çalışmalarda o açıklamaları esas almayız. Dolaylı açıklamalar filan yapıyor kendisi, onlar bizim bu çalışmalarımızı etkilemiyor. Yürüttüğümüz çok ciddi bir iş. Bizim direkt diyaloglarımız var. Bizzat kendi kurumlarımız ve çalışanlarımız gerek İmralı, gerek başka heyetlerle görüşüyor; siyasi kesimle de biz görüşüyoruz. Dolayısıyla o tür konuşulacak şeyler direkt konuşuluyor. Bir avukatın çıkıp dolaylı açıklamalar yapmasına ihtiyaç yok. Sağlıklı diyaloglar var ve her şey konuşuluyor.' (Kaynak: T24)

Böylelikle Türkiye görüşmelerin sürdüğünü, hükümetle Öcalan'ın fikir birliği içerisinde olduğunu ve doğrudan görüştüğünü öğrenmiş oldu, demek isterdik ama, işler yine karışacak.

12. Yıl 2014 Başbakan Ahmet Davutoğlu: "İmralı ile görüşmedik"

26 Ekim 2014 tarihinde Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir dizi programa katılmak üzere geldiği kayseri'de, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu şu ifadelerde bulundu: 'Kılıçdaroğlu, geçen gün yaptığı bir açıklamada, Öcalan’ın benimle görüştüğü anlamında böyle ihanet içeren bir açıklama yaptı. Hiç kimse böyle bir açıklama yapma hakkına sahip değildir. Bizim Öcalan’la görüştüğümüzü iddia etmek, ne kadar sorumsuz davranıldığının da bir göstergesidir.' (Kaynak: Kayseri Yerel Haber)

Önceki Başbakan Erdoğan İmralı ile görüşüldüğünü söylüyor, ancak siyasetçi olarak görüşmediğini ifade ediyordu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a göre Öcalan'ın düşünceleri kendi düşüncelerini yansıtıyordu üstelik hükümet 'doğrudan diyalog' içerisindeydi. Efgan Ala 'AK Parti görüşüyor' diye açıkça söylüyordu ama Başbakan Davutoğlu'na göre 'görüşülmüyordu.' Davutoğlu'nun 'bizzat kendisinin görüşmediğini' mi açıkladığı, yoksa hangi İmralı görüşmesini yalanladığı da anlaşılamadı. Derken,

13. Bugün - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: "Terör Örgütü yöneticisi muhatabım değil"

3 Kasım 2014 tarihinde Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD'nin çözüm sürecinde gözlemci olması yönündeki iddialara ilişkin, 'Gazeteye şöyle yazıyordu, 'Terör örgütü yöneticisi Cemil Bayık böyle bir söz söyledi'. Terör örgütü yöneticisi olarak bilinen bir insan ne söylerse söylesin, benim muhatabım değil. Ben bu konuda bir şey söylemek durumunda kalırsam, bu da Türkiye Cumhuriyeti'ne yazık olur'  dedi. 

Böylece konu bir kere daha belirsiz hale geldi. Cemil Bayık'ı muhatap almayan hükümet herhalde Öcalan'ı muhatap alacak değildi ama AK Parti görüşüyor, direkt diyalog içerisinde oluyor, Öcalan'ın mesajları düşüncelerini yansıtıyordu. 

Türkiye'nin aklı bir kere daha karıştı.

Açıklamalardan hükümetimizin Öcalan ile görüştüğü anlaşılıyor. Ancak belli ki 'hükümet üyeleri' bizzat Öcalan ile görüşmemişler. Yani kendileri kostere binip İmralı'ya gitmemiş, Öcalan ile yüzyüze masada oturarak hasbihal etmemişler. Onun yerine MİT Müsteşarı Hakan Fidan gibi devlet bürokratlarına emir vermek suretiyle bu görüşmeleri icra etmişler. Her halükarda herhalde biz faniler de -bizim de içinde yaşadığımız ülkeyle alakalı olduğu için- böyle bir görüşme yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa ne görüşüldüğünü bilsek iyi olur. Kimbilir, belki içinde yaşadığımız ülkenin geleceğiyle ilgili bir konuda fikir bile beyan edebiliriz. Haşmetli hükümetimiz tasvipleri uyarınca bizlere bu açıklamayı açıkça yapıncaya kadar kafası iyice karışanlar için manzara yukarıda, herkes kendi kararını kendi versin.

Popüler İçerikler

Domuz Eti Skandalıyla Gündeme Gelmişti: Köfteci Yusuf Yeni Bir Sektöre Giriş Yapıyor!
Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı