Ailenin hizmetçisi Bridget Sullivan, Lizzie üst katta uyurken Andrew ve Abby Borden'a kahvaltı servisi yaptı. Çok geçmeden Andrew kasabaya gitti. Ve Abby, önceki gece Lizzie'nin amcasının uyuduğu misafir odasını düzeltmeye karar verdi.
Eşinin nerede olduğunu sorduğunda ise kızı Lizzie'den Abby'nin hasta bir arkadaşı için evden ayrıldığını öğrendi.
Andrew Borden'ın cesedinin bulunmasından kısa bir süre sonra, hizmetçi Sullivan bir doktor bulmak için evden ayrıldı.
Doktorla görüştükten sonra eve geri dönen hizmetçi, yukarı çıkar çıkmaz Abby'nin cesediyle karşılaştı.
Andrew'un gözlerinden biri yarı yarıya kesilmiş ve burnu yüzünden tamamen ayrılmıştı. Abby'nin kanının pıhtılaşmış olduğunu tespit eden polisler, onun Andrew'den çok daha önce öldürüldüğünü keşfetti.
Cinayetle ilgili pek çok göçmen tutuklansa da hiçbiri cinayetle alakalı çıkmadı.
Bu arada, Lizzie Borden'ın hikayesi değişmeye devam etti.
O günü araştıran müfettişler cinayetlerin işlenmesinden bir gün önce Lizzie'nin bir eczaneden zehirli prusik asit almaya çalıştığını keşfetti.
Üstelik Lizzie, cinayetlerden birkaç gün sonra evindeki ocakta elbiselerinden birini yakmıştı.
Cinayetler sırasında Lizzie'nin ahırdan ayrıldığını gördüğünü iddia eden ve Borden mülkü çevresinde garip karakterler gören tanıklar bir bir konuştular.
19 Haziran 1893'te Lizzie, Andrew ve Abby'yi öldürmekten suçsuz bulundu.
Ortalık yatıştıktan kısa bir süre sonra, babalarının mülkünü devralan Lizzie ve kız kardeşi Emma, Lizzie'nin her zaman yaşamak istediği Fall River'ın daha şık bir bölgesinde bir ev satın aldı.
İlk resimler başka bir cinayet olayina ait.