Yaşadığımız dönemde aynı anda düşünmemiz gereken birçok şey var. Fakat bazılarımızın düşünmesi gereken çok fazla şey var. Bu durum maalesef bir noktadan sonra günlük hayatın zorlaşmasına da sebebi olabiliyor...
Yaşadığımız dönemde aynı anda düşünmemiz gereken birçok şey var. Fakat bazılarımızın düşünmesi gereken çok fazla şey var. Bu durum maalesef bir noktadan sonra günlük hayatın zorlaşmasına da sebebi olabiliyor...
Abi, şu şu şu maddeye katılıyorum diyecektim en başta, için işinden çıkamadım hepsinin altına imzamı atarım. Kafamın doluluğundan yemek yemeyi kaç kez unuttum, karşıdaki insanlar sürekli kendilerini yargıladığımı düşünüyor alakası yok çoğu zaman, hatta bu yüzden çok sıkıntı yaşadım. Şu lafı çok duydum: "seni tanımadan önce havalı, burnu havada biri falan zannediyordum alakan yokmuş çok samimisin", kaç arkadaşım söyledi bunu. Yorgun uyanmadığım gün yok. Niye üzgünsün sorusunu çok çok çok duydum, üzgün falan değilim sadece düşünüyorum kardeşim ya.
Ekip çalışması da ayrı, bireysel çalışma da ayrı bela. Yin-yang misali. Her ikisinin de kötü ve iyi tarafı var. Bireysel çalışsam rahat rahat işimi tıkır tıkır görürüm ama şayet sunum olacaksa kürsü başında sincap gibi kalır, telaşa ve heyecana gömülürüm. Toplu olsak da çekingenlikten fikrimi söyleyemeyip çekinirim ve başkalarının belirlediği paragrafı ezberlemeye koyulurum ama sahnede 5 - 6 kişi olduğumuz için de sahne korkusu arka planda kalır. Olay bu. Aynı şu anda bunları nasıl yazıyorsam, internette milletle de böyle rahat konuşuyorum ama sınıfta ketum, ahraz bir varlık kesiliyorum. Gerçi konuşsam da iplemeyecekleri tutuyor ama neyse. En gıcık olduğum şeylerden birisi de; insanların çok da matah bir şeymiş gibi çekingenliğimi yüzüne vurması. Mesela ilkokulda tahtaya kalkıp bir soruyu, sessiz kalmayıp hemen cevapladığımda hoca ''Vay! ilk defa susmayıp hemen cevap verdi, alkışlıyoruz Onur'u!'' dedi ve sınıf alkışladı. Hocam yaptı bunu hocam! Bazen birçok insandan nefret ediyorum.
Neredeyse her madde bizzat bana şayan. Yine uzun yazacağım şimdi de içim dolu be abicim. Yıllarca ailem bile yeri geldiğinde sessizliğimden kişisel bir problem yarattı ve bazıları da gelip sorgulamadı bile. Çocukluğumdan beri içine kapanıklık ile savaşan birisiyim ve bir ben onu yeniyorum, bir o beni. Çekingen olduğum için insanlarla konuşamıyorum ve ben, insanlardan iletişim beklerken onların bana 'ne havalı, snop, artist, itici birisi' deyişine şahit oluyorum ya da öyle hissediyorum. Çekingenliğimi kırıp insanların içine girsem de bu sefer onlar bana pas vermiyor. Beni çoktan havalı bellediklerinden midir yoksa normal olduğumda hevesleri bittiğinden midir bilmem ama başka zaman da 'Sen niye hiç konuşmuyorsun' diye yanıma gelmeyi de biliyorlar.