Biz buna “çok düşünmek” diyoruz. Ancak düşünmek deyince aklınıza hemen felsefi, sosyolojik, bilimsel birtakım düşünceler gelmesin. Bu insanlar vitrinde gördükleri bir elbiseyi, yanlarından geçen insanın yürüyüşünü, izledikleri filmin nerede ve nasıl çekildiğini kısacası aklınıza gelebilecek her şeyi düşünürler.
Beyinlerinin dinlenmesine asla müsaade etmezler. Bu onlar için bir zevk mi? Neden bunu yapıyorlar? Belki bazıları için öyledir bilemiyoruz, ancak bu yorucu ve yıpratıcı eylemden zevk alıyor olmak biraz sadistik olurdu. Çünkü onlar böyle olmaktan dolayı sıkıntılar çekiyorlar. Yaşamları, ilişkileri, uykuları, kısacası dünyaları bundan ziyadesiyle etkileniyor.
Nasıl mı? Bizce şu şekilde…
Uzun süredir beni bu kadar iyi anlatan bir yazı görmemiştim. Tespitler müthiş yerinde :) 9-10 yaşlarımdayken 1-2 dklık içimde bir sessizlik olmuştu. Kendi kendime konuşmayı-tartışmayı kesmiş ve düşünmeyi durdurabilmiştim. O kadar şaşırmıştım ki şuan bile hatırlıyorum, insanlar gerçekten düşünmeden durabilir mi acaba diye düşünmüştüm. Bana göre insanın içten konuşması, kendiyle tartışması, gördüğü, duyduğu, hissettiği her şey hakkında durmadan düşünmesi yaradılıştan gelen, nefes almak gibi kaçınılmaz bir şeydi. Sürekli yöneltilen hasta mısın, kuzum niye yüzün asık, heyy bizi dinliyor musun gibi sorular artık rutinimde. İnsanlar sıkılıp kaçıyor yanımdan :( Kova burcu olmamında vermiş olduğu 'aklı başka yerde'cilikle iyice hayalperest görünüyorum. Sonuç; deli görünen ve yalnız olan ben :(
Oh ruh hastası değilmişim kafam sürekli bir şeylerle meşgulmüş
çok isterdim. vurdumduymaz, rahat, “amaaan hallederiz” tipli olmayı. beceremedim. kendi ömrümü kendim yiyorum.