Biliyorsunuz, birkaç haftadır herkesin finans uzmanı olmasını sağlayan bir gündemle karşı karşıyayız...Bugün neredeyse bütün global enformasyon akışını üstlenen İnternet’i ABD’de borçluyuz. ilk kullanıcı bilgisayarını (PC) da öyle. İlk akıllı telefon çok muğlak bir paye olsa da, bugünkü anlamda ilk akıllı telefon olan iPhone’un da Amerikalı olduğunu zaten biliyoruz.Şu boykot işi elektronikte biraz sınıfta kalacak gibi.Kötü bir haberim var: Türk kahvesi olarak içtiğimiz kahvelerin hiçbiri Türkiye’de yetişmiyor. Hatta bırakın Türkiye’yi, meşhur Yemen kahvesini dahi herhangi bir mekanda Türk kahvesi olarak içebilmek pek mümkün değil.Yani maalesef Türk kahvemiz o kadar da yerli ve milli değil.Belki çekirdekleri bize ait değil ama, Türk kahvesi çekirdekten ziyade, bir öğütme yöntemi olarak Dünya’da nam salmış durumda. Türk kahvesi yapımında kullanılacak kahvenin çok ince çekilmiş olması gerekiyor. Bu öğütme ölçüsü de genellikle ‘Turkish’ olarak adlandırılıyor.Hikayesi ise Charles Cunningham Boycott’tan geliyor. Hikaye Arkadaş Sözlük’teki boykot maddesinde kısaca izah edilmiş: Charles Cunningham Boycott (1832–1897) adlı bir İngiliz subayı, İrlanda'da bir kontun çiftliğinin yönetimine getirilir. Boycott, çok sert biridir, çiftçilere sert davranır. Çiftçiler, 1880’de, bu kişiye karşı toplu bir eyleme girişirler, hayvanları sakatlarlar, satışları önlerler; çiftliği maddi ve manevi bir baskı altına alırlar. Bu tepkiye de “boykot” adı verilir. Sözcük, başka dillere de anlamıyla geçer.Bir sonraki sondajı beklemede kalın.