Kafa Sondajı 19 - 'Bu Kadar İnsan Yanılıyor Olamaz' Diyerek Aklı Emekli Etmek, Çoğunluğa Güvenin Yan Etkileri

19. Kafa Sondajı'nda çoğunluğun sesini biraz kısıp azınlığa mikrofon uzatacağım, aslında onları da çok konuşturmadan kendi meramımı anlatacağım.

Burada birbiriyle yer yer alakalı, sık sık alakasız fakat zihinlerde karıncalanma yaratacak konulardan bahsediyorum. Bu sebeple aşağıdaki satırlar bir köşe yazısı da sayılabilir, sonra 'Ne okudum ben ya?' demeyin, ne okuduğunuzu bilin.

Önce hafızaları biraz mıncıklayalım, hazır 2018'in son sondajındayken bu yıla damgasını vuran Çiftlik Bank macerasını bir hatırlayalım.

Bu vurgun sonrasında sisteme dahil olan kişilerle bir mülakat yapılmıştı, hatırladınız mı? Bir kadın 'Bu kadar insan yanılıyor olamaz diye düşündüm' demişti, hepimiz de müstehzi bir tonda bu açıklamaya gülmüştük. Aslında olay gerçekten de komik, daha doğrusu trajikomikti. Fakat bu 'çoğunluğun aklına iman', sadece bu tip olaylarda mı karşımıza çıkıyor?

Ya da daha açık sorayım, sırf çoğunluk imzasını attı diye bizim de altına imzamızı attığımız 'sözleşmeler' yok mu?

Çiviler üzerinde yürüyelim ve dini inançlara dair yaklaşımımıza bir bakalım.

İnanç tartışmalarında bazı mucizelerden bahsedilir, hipotetik bir evrene bilet keselim ve düşünelim:

Tüm dünyada 1 milyar kişinin inandığı bir Kahve dini olsun ve bu dine inananlar Kahve tanrısı olan Espressona'yı mutlu etmek için günde en az 5 fincan kahve içmemiz gerektiğine iman etsin. Bilimsel araştırmalar yürüten bir grup araştırmacı bu seviyede kafein alımının bünyenin sağlığını adeta topuğundan vuracağını söylediğinde tartışma şuraya evrilir.

Verilecek yanıtın önemi yok, bu öylesine kuvvetli bir tavırdır ki siz ne derseniz diyin bu zihinden bir taşı yerinden oynatamayabilirsiniz. İnançlar klasörünü kapatalım ve içinde yaşadığımız dünyaya geri dönelim.

Ya da durun, biraz daha ilginçlik katalım. Sizi daha önce hiç gitmediğiniz bir şehre ışınladık, sokakta yürüyorsunuz, karnınız guruldamaya başladı, ne yaparsınız? Bir şeyler yemek için etrafa göz gezdirmeye başlarsınız.

Muhtemelen sıfır ön bilgiye sahip olduğunuz bu şehirde karnınızı doyurmak için in cin top oynayan şöyle bir mekânı seçmezsiniz:

Onun yerine görece dolu mekânları gözünüzün ucuyla bir süzer ve kendinize daha yakın gördüğünüz müşteri profiline sahip bir yerde karnınızı doyurursunuz. Muhtemelen memnun da kalırsınız fakat ya herkes oraya sadece ucuz diye geldiyse ve bir ihtimal, zehirlenirseniz ne olacak?

Bu kadar insan yanılıyor olacak, çünkü çoğunluğun onay verdiği hemen hiçbir şey sadece çoğunluk etkisiyle gerçeği yansıtmaz.

Bir anda doğru olduğuna inanıp bu sefer bize doğrulayıcı biçimde kafa sallayan çoğunlukla çevrili olduğumuzda neler olduğunu aylar evvel şurada anlatmıştım. 👇

'Bu Gerçeği Göremiyorsan Satılmışsın' Sözünün ve Tutarsız Seçim Tahminlerinin Ardında Saklı Etki: Yankı Odası

Çoğunluğa imanın yanıltıcı etkisi elimizdeki en iyi, en güvenilir aygıt bilimde bile geçerli olabilir.

Bilim felsefesi üzerine çalışan Macar filozof Imre Lakatos, bilginin her ne kadar insan iradesinden münezzeh de olsa madalyonun diğer yüzünü göz önünde bulundurmanın şart olduğunu söyler. Bilimsel aktivitelere fon sağlayanların, araştırma sonuçlarını derleyip yayınlayanların insanlar olduğunu, bu yüzden de insan faktörünü yok saymak komiktir.

Bu sebeple bilimsel yöntem tartışmalarında da çoğunluğun kuvvetini gözümüzde büyütmeme konusunda uyarır ve sorar: Bir gün bilimsel yetkiyi elinde tutan çoğunluk 'Biz yanılmışız, Dünya dönmüyor, Güneş onun etrafında dönüyor' dese bunu sırf kişi olarak sayıları fazla diye kabul edecek miyiz?

"2019 yılına giriyoruz, kim bu soruyu sorabilir?" diyenlerin saçını okşuyor ve insanın her daim içinde doğaüstüne, gerçeküstüne ve akıl dışı olana açık bir kapısı olduğunu hatırlatıyorum.

Her ne olursa olsun Britanyalı filozof Bertrand Russell'a kulak vermeyi öneriyorum: 

'Aptalca bir şeyi milyonlarca kişi söylese de o şey yine aptalcadır.' 

Güzel söz, değil mi?

Güzel tabii, hakkıyla uygulamak önemli. Neyse, bu sondajı Çoğunluğun Sondajcısı Partisi Genel Dans Başkanı'nın önerisiyle kapatalım.

Bir sonraki sondajda görüşmek üzere.

Takipte kalınız, sevgi dolu selamlar! 🌹

Sanatın Bile Fazlası Zarar! Büyüleyici Bir Sanat Eseri Karşısında İnsanı Kendinden Geçiren Bir Rahatsızlık: Stendhal Sendromu
Göğsünüz Kabaracak: 2018 Yılındaki Başarılarıyla Tüm Türkiye’ye İlham Veren 27 Türk Genci!

Popüler İçerikler

MasterChef Beyza Şiddete Uğradığını İtiraf Etti: "Yüzüm Yanınca Bu Yüzden Üzülmedim!"
Yönetmen İlker Canikligil'in "Kaçak Film" Çıkışına Röportaj Adam'dan Aşırı Haklı Tepki
Temsilcimiz Ege Karabenli İlk 10'da: Mr. World 2024 Erkek Güzellik Yarışması'nın Birincisi Belli Oldu!
YORUMLAR
25.12.2018

her sondaj isabetli olacak değil ya. arkadaşım çoğunluğun söylediği doğruya mukavemet gösterme fikrinin zaten bir adı var 'muhalefet' ama muhalefet kavramının ihtiva ettiği anlam buradaki sığ ve cıvık değil. mesela körü körüne reddetmek değil idealize etmeye çalışmaktır. çoğunluğun söylediği yanlış olabilir evet ama bu ihtimal bir kişinin yanılıyor olma ihtimalinden güçlü değildir. bu mantıkla %99'u ve %1'i birbirine eşitlemiş oluyorsunuz. sabah bir uyanıyorsun tüm %99lar gitmiş artık herşey %50, %50. böyle bir durumda gerçek ortadan kaybolur. başa dönüp idealize etme durumunu dikkate alırsak %1'in pasta payını arttırdığınızda aynı zamanda %99'dan eksiltmiş olursunuz. bu sayede çatışma yerine uzlaşı, zarar yerine kar elde edersiniz. yani aklıma bir fikir geldi öyleyse herkes yanılıyor demekle olmuyor, fikrinizi nitelendirmelisiniz. ve bu nitelendirme size göre değil umuma göre olmalıdır. ağaoğlu gibi ben yaptım oldu desen de o işler öyle olmuyor güzel kardeşim.

25.12.2018

Çoğunluk var diye doğru kabul etmek bana ters.

25.12.2018

World War Z filminde psikolojinin bu özelliğinin olumsuz etkilerinden korunmak için İsrail'in kurduğu 'Onuncu Adam' sisteminden bahsediliyordu. Yahudiler milli tarihleri süresince bir çok konu da yaklaşan tehlikeleri küçümseyip defalarca kez yok oluşun eşiğine geldikleri için Onuncu Adam sistemini kuruyorlar. Bu sisteme göre hangi konuda olursa olsun İsrail'deki tüm devlet adamları ve askerler bir fikirde birleşiyorsa çoğunluğun aklına uyup diğer fikri yok saymıyorlar. Onuncu adam diye isimlendirilen bir kişi diğer fikri gerçek kabul edip araştırmak ve bu yönde tedbirler almakla görevli oluyor. Böylece çoğunluk yanılıyorsa da onuncu adam sayesinde hazırlıksız yakalanmıyorlar.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ