Ah be canım, benden önceki 16 sevgilin de bu konuşmaları sevmiyordu,
bundan sonrakiler de sevmeyecek. İnan bana, ne Burcu'nun yeni sevgilisi,
ne de Melisa'nın çantası beni ilgilendiriyor. Sen konuşurken kankalarımla yazışmak, tweetlerime bakmak, eski sevgilimi stalklamak inan senin dırdırından daha zevkli. Tanrım, ne olurdu ki bana entelektüel bilgi seviyesi yüksek, en azından çenesi az düşük bir sevgili verseydin ya? O sussaydı da ben onu izleseydim... Garson Bey, buranın yangın çıkışı neredeydi?
Toplu taşıma araçlarında bayana yer vermek, delikanlılığın yazılı olmayan kurallarındandır. Fakat nice koçyiğitlerin bu nazik hareketi, bazı bağyanlar tarafından yürüme, askıntı olma olarak anlaşılmış, bayanlar oturmamak için ayakta yolculuk yapmayı tercih etmişlerdir. Sonra 'vay efendim erkekler bacaklarını ayırarak oturuyor...' Adamın hakkı tabii. Ayakta gitmeye devam et sen.
Bir erkek olarak bu kuralı kim koydu, neden tüm kadınlar bu kurala uymak zorunda inanın hiçbilmiyorum. Haftanın 6 günü çalışıyor, yorgun argın eve geliyorsunuz. Pazar günü akşamı yapılacak tek aktiviteniz topu topu 2 saat sürecek futbol eğlenceniz. Geri kalan 6 günü bayanlara hediye ediyorsunuz. Dizi izliyorlar, magazini takip ediyorlar. Pazar günü hemen gelip 'ya bugün pazar sen ne yapıyorsun' deyiveriyorlar. Pazarsa ne olmuş diyecek olursanız, o saçma bakışa maruz kalıyorsunuz. Paramparça, O Hayat Benim ve benzerleri hanımefendilere yetmiyor tabii.
'Canım yaa, bu senin suçun değil, toplumun genelinde görülen ama tedavisi pek tabii ki mümkün olan bir rahatsızlık. Geçecek bi tanem.' diyebilecek bir erkeğe bile ısrarla 'olmuyo işteee bühüüü' diye ağlamak.Her şeyin bilimsel bir izahı, bir çözümü olduğuna inanmamak.
'Aşkoomm bugüüün biziim tanışmamızın 48. günüü.' diye dayatan bir kız
arkadaşın varlığı kadar hiçbir şey insanı rahatsız edemez. 48. günümüz
ne abi? 4. ayımız ne? 1 sene olsa tamam, eyvallah. Bir de gariban çocuğa
yapılan 'illa hediye alacaksın, çiçek alacaksın!!' dayatması yok mu?
Faturalar, borçlar, kredi kartı ekstresi derken neymiş efendim? Hediye
alacakmışsın. Alırsın, sonra kafanda deli sorular:
Berke : 'Şimdi bunu beğenmez. Cıks, bu çok pahalı be. Bu nasıl, samimi olur bence. Tamam tamam, bu olsun'
Merve: 'Yaa Allah belanı versin. Melis'in sevgilisi ona pırlanta almış, pırlantaaa!!'
Hem dekolte giyeceksin, hem de 'memelerime bakıyorlar ühühü' diye zırlayacaksın. Yok öyle yağma kızım. O memeler hava alsın diye açıkta bırakılmıyor, bunu biliyoruz. Bakınca da öküz oluyoruz. İnek gibi memelerini sallandırsan daha çook öküz görürsün.
Hele sizden şekilce daha fit olursa hiç şansınız yok beyler. Zaten hemen ardından utanmadan derin bir nefes alıp 'Sen de böyle olsana aşkım' derler. Ama gözleri size bakmaz, hedefe kilitlenmiştir çünkü. sizin saçınız yoktur, göbeğiniz vardır. Ama hani sizi bu halinizle sevmişti? Kendinizi kandırmayı bırakın ve tez zamanda ayrılın.
Başbaşa geçireceğimiz, romantik olmasını dilediğimiz gece senin Mervelerle oturup 'kim kiminle sevgili olmuş, Nalan'ın bebeği mi olmuş, acaba kimden?' diye dedikodu yapman, bunun için de beni evden gönderip kışın ortasında 'aman ne bileyim, annenin evine filan git' deyip kovman normal. Benim bozulmam kimin umrundaysa artık.
Erkeğin tamamen hormonal durumundan, erkekliğinden kaynaklanan son
derece olağan bir durumun böylesine mide bulandırıcı, hastalıklı bir hale
sokulması. Çalışıyoruz, eve gelir gelmez duş alıyoruz. amma velakin duş
almadan durabildiğimiz 15 dakika içinde 15 türlü hakarete maruz kalıyoruz. Alışın artık, çalışıp yoruluyoruz. Siz de terliyorsunuz. Bu iğrenilecek ve şikayet edilecek bir durum değil.
Bir erkek, bir bayana dilediği kadar destek versin, hatta beraber diyet yapsınlar, o bayan sizden önce diyeti bozup sizi de yoldan çıkarır. Acı gerçek budur. Sevgili bayanlar, 'ama aşkoom su içsem yarıyoo' diye kendinizi kandırmayın. Efendi efendi bir diyetisyene gidin ve kıçınızı kaldırıp spor yapın. Nutella kaşıkla, sonra kilo vermeye çalış. Öyle bir dünya yok.
Ruh hastalığının belirtisidir. Sanki Abramovic ile yemeğe çıkmış hanımefendi. Hadi fiyatını geçtim, biraz insaflı olsun. Gitsin 'Tagliatelle' söylesin. söylemeyi becerebilirse tabii. 'Ayh, nasıl okunuyo buu?'
Ah garibim, onun makarna olduğunu bilse...
Bu çok ama çok tehlikeli bir durumdan kurtulmanız için ilk adımdır. Burada caydınız, caydınız. Cayamazsanız ömrünüzün geri kalanını karamsar bir birey olarak geçirirsiniz. Neden mi? Bundan sonraki adımda kendi kendinize şu soruları soracaksınız: Düğün? İstemek ? Nişan yüzüğü hangi parmağa takılıyor? Babası manyak olabilir mi acaba? Abim yeni çıktı diyordu? İçerden mi çıktı nooluyoz lan?
Bu şeyler aceleye gelmez canlar. ilk aydan aileyle tanışma olmaz. Panik yoook, Berke Ç. Abinizi dinleyin.
Biz sizin en beğendiğiniz ilk üç erkeği bilmek, onların ne kadar seksi olduklarını dinlemek, kaslarının nasıl biçimli olduklarını anlatmanızı duymak istemiyoruz.
Bunları yapana "kezban" yapmayana "orospu" dersiniz. Bu galeriyi paylaşan arkadaş gibi olan erkekler için, onları beğenmeyen her kadının bir kusuru vardır. Kendileri 10 numaradır, alemin kralıdır. Aynen böyle devam edin ki hayatınızdaki tek kadın "Elizabeth" olsun ;)
Hiç bir şey erkeğe toplu taşımada bacaklarını pergel gibi açma hakkını vermemeli :):)
Yalnız diğerlerini anladım da kadınlar dekolte giydiğinde niye sen bakmak zorundasın öyle bir kanun mu var .Nerde biri bi yerini açınca bak kardeşim onun sorunu deniliyo böyle diye diye örtüsünün altından görünen saça bile azdırıcı diyenler çıkıyo.O açıyosa sen bakmak zorunda deilsin.