Kız arkadaşınızla yemeğe mi çıkacaksınız, ona yemeğe mi gideceksiniz, hafta sonu sevgilinizle brunch mı yapacaksınız, sizi nelerin beklediğini bilin.
Kız arkadaşınızla yemeğe mi çıkacaksınız, ona yemeğe mi gideceksiniz, hafta sonu sevgilinizle brunch mı yapacaksınız, sizi nelerin beklediğini bilin.
Eğer bir erkek 3 kız arkadaşı ile yemeğe çıkar ve kendisine sipariş veremezse doğru bir hareket yapmış olur. Çünkü arkadaşlarının tabaklarında bıraktığı yemeklerle tıka basa doyması mümkündür. Kızların bu davranışının altında yatan dürtü ise 'çok yemedim' hissiyatıyla mutlu olmalarıdır.
Hemen hemen bütün kadınlarda görülen ilginç davranıştır. Pidenin iki ucu daima tabakta bırakılır. Sert ve içinin boş olması bunda temel etmen. Pideyi bile ekmekle yiyen erkekler için bunlar sorun değil tabii ki.
Serpme kahvaltı, fiks menü, vs. yerlerde kadınlar tek servisin iki kişi için gayet yeterli olduğu inancındadırlar. Bu sebeple ısrar etmeyin dediklerini yapın. Aksi halde size bunu ispatlamak için bilerek az yiyecekler ve 'gördün mü tek servis isteseydik fazlasıyla yetecekti' diyeceklerdir. Tek servis alın, doymazsanız ikincisini alırsınız.
Küçük lokmalar yemek inanışının yansımasıdır. Bir erkeğin 2 ısırıkta yediği poğaçayı, kadınlar asgari 15-20 ısırıkta tüketir.
Bu nasıl oluyor anlamak mümkün değil. Bir erkeğin salata ile patlayacak kıvama gelmesi için komple 3 göbek marulu ekmekle yemesi lazım. Ama kadınlar el kadar sezar salata ile patlayabiliyor?!
Bu kadınların, erkeklerin hayallerinde bile göremeyeceği bir başarısı. Hepsini aynı anda bitirebilmek bir matematik, mühendislik ve tasarım harikası.
'Şimdi sezar salata istiyorum ama içinde mısır olmasın, zeytinyağı yerine mısır yağı kullanın. Kıtır ekmekler salatanın üstüne konulmasın, ayrı getirin, roka taze değilse hiç kullanmayın onun yerine tere veya kuzukulağı koyun, yeşil zeytin olmasın, siyah zeytinler yeşillendirilip getirilsin. Tavuk eti iyi pişmiş olsun, iyi pişmezse çiğ getirin ben burada pişiririm, teşekkürler... Ha bir de sezar salatanın adı hoş değil, bana servis ederken 'brütüs salatanız' diye servis edin, tekrar teşekkürler'
Yemeğin içinde bir toz zerresi kimyon bile varsa onun tadının yakalama becerisine sahiptirler.
-aa bunda kimyon mu var?
-hayır
-var var aldım ben tadını
-yok yahu koymadım
-emin misin
-yenibahar diye kimyonun kapağını açmıştım ama...
-hah işte oradan uçup üç-beş toz düşmüş içine
Çorba dışında bir kadına kaşık kullandırtamazsınız. Çatal sevdalısı olurlar.
Çatalı ısırır gibi yapıp, üzerindeki yemeği o şekilde sıyırırlar. Başka yolu var mı? diyenler aşağı bakabilir.
Dudak denen bir şey var...
Nasıl oluyor da oluyor anlamak mümkün değil. Islak hamburger yeseler bile ağız tertemiz! O kadar salça nereye gidiyor düşün dur işin yoksa.
Hatta sırf bu sebeple masada aynı şeylerin sipariş edilmesine karşı çıkarlar. Farklı farklı söyleyelim ki her yemeğin tadına bakalım pragmatizminin yılmaz savunucusudurlar. Sevgilinizle yemek yerken, eğer ona kendi yemeğinizden tattırmazsanız akşama başınız çok ağrıyacak demektir.
Bu da özel bir kadın pratiğidir. Erkek gibi ekmeği eline dolayıp tabağı sıyırmak yerine, çatala taktığı ekmekle küçük küçük yemeğin balını suyunu emdirir.
Fast food bile onlar için aceleye gelmez. Sindire sindire, tadını ala ala yemeyi severler. O sebeptendir ki bir erkek yemeğini bitirip, çayını içip, kalkmak için sabırsızlanmaya başladığında kadın hala çatalına pilav itikliyor olur.
Erkekler tabaktaki şeyleri orantısız şekilde alırlar. Önce et, ardından bulgur pilavı, biraz domates, sonrasında yoğurt, vs. Ama kadın asla öyle yapmaz, bütün bu lokmaları aynı çatalda dengeli olarak buluşturarak tek lokmada bütün hazzı almayı hedefler ve bunu her defasında başarır.
Ryan Gosling bile bunu yapıyorsa biz ne yapmayalım?