Kadın Vücudunun Metalaştırılmasını Çarpıcı ve Oldukça Rahatsız Edici Bir Dille Anlatan Gerilim Filmi: Fresh

Son yıllarda gerilime epey bi' doyduk! Candyman, Malignant, Speak No Evil ve son olarak Smile derken, rahatsız edici ve bir o kadar da çarpıcı bir film daha yayınlanmıştı bu yıl; Fresh. 

Kadın bedeninin metalaştırılması ve kadınların her an karşı karşıya kaldığı tehlikeleri çarpıcı ve bir o kadar da rahatsız edici dille anlatan Fresh'i inceleyeceğiz bugün. 

Uyarı: İçerik spoiler içerir!

Fresh, bu yılın en dikkat çekici gerilim filmlerinden biri!

Mimi Cave'in yönettiği ve Lauryn Kahn'ın kaleme aldığı Fresh, kadın bedeninin metalaştırılmasını ve özellikle internet ilişkilerinin kadınları tehlikeli durumların içine sokabileceğini oldukça rahatsız edici bir dille anlatıyor.

Filmin başrollerini ise Normal People dizisinden aşina olduğumuz Daisy Edgar-Jones ve Kaptan Amerika serisinden hatırladığımız Sebastian Stan paylaşıyor.

Peki Fresh filmi ne anlatıyor? Dijital flört uygulamalarının olumsuz sonuçlanmasından sıkılan Noa, tam yalnızlığa alışacağı sırada markette doktor Steve ile tanışıyor.

Steve'den ilk görüşte etkilenen Noa, Steve'in telefon numarasını alma isteğini geri çevirmiyor ve numarasını Steve'e veriyor. Noa sonra, Steve'den gelecek mesajı beklemeye başlıyor...

Beklediği o mesaj bir süre sonra geliyor ve ilk görüşme gerçekleşiyor. Öyle ki bu ilk randevu kelimenin tam anlamıyla muhteşem geçiyor.

Uzun zamandır bu uyumu yakalamak için çalışan Noa'nın aşk resmen başını döndürüyor ve Steve'in birkaç günlük kaçamak teklifini büyük bir zevkle kabul ediyor...

Yakın arkadaşı Mollie, her ne kadar bu yüzünü bile görmediği gizemli erkeğe güvenmese de Noa'nın mutluluğu karşısında bir şey diyemiyor ve Steve'le Noa, resmen hiçliğin ortasındaki Steve'in evine gidiyorlar.

Steve her ne kadar Noa'ya başka bir yere gideceklerini ve yağmur dinene kadar bir gece onda kalmaları gerektiğini söylese de bunların hepsi planın bir parçası tabii... Steve'in bu hiçliğin ortasındaki evine gelen Noa, içkiden bir yudum alır almaz bayılıyor ve daha sonra kendisini zincire vurulmuş bir şekilde buluyor!

Spoiler'ın dozunu artırıyoruz, belki bir koşu gidip filmi izlemek isteyebilirsiniz...

Sonra Steve'in, genellikle annesi, babası ya da kalabalık bir çevresi olmayan; ortadan kayboldukları bile anlaşılmayacak kadınları bu eve getirdiğini ve bu kadınların etlerini; insan eti yiyen oldukça varlıklı insanlara sattığını öğreniyoruz...

Öyle ki Steve de bu etlerden çeşitli yemekler yapıp, bunları afiyetle yiyen bir insan... Bir odaya zincirlenen Noa, bu evde yalnız olmadığını ve kendisi dışında iki kadın daha olduğunu fark ediyor.

Gelgelelim ki filmi heyecanlı kılan şey şu: Steve'in Noa'dan hoşlanması ve bunun farkına varan Noa'nın da bu evden kaçabilmek için Steve'in kendisine olan ilgisini kullanacak olması...

Film ilerledikçe gerilimin dozu da artıyor ve film gitgide çok daha rahatsız edici boyutlara ulaşmaya başlıyor... Birçok kadının etlerinin ameliyatla alındığı, satıldığı ve zamanla öldürüldüğü bu evden Noa'nın kurtulup kurtulamayacağını merakla beklemeye başlıyorsunuz.

Peki Noa, Steve'in elinden kurtuluyor mu? Bu sorunun cevabını tabii ki vermeyeceğim ama filmle ilgili söylemek istediğim birkaç şey var!

Film, özellikle kadınların vücutlarının metalaştırılmasını çarpıcı ve bir o kadar da dikkat çekici bir dille anlatması bakımından oldukça başarılı. Klişe bir şekilde başlayan filmde, Noa'nın başına bir şeyler geleceğini çok net bir şekilde anlıyorsunuz ancak böyle bir yere varacağını da kestiremiyorsunuz.

Steve'in sosyal medya kullanmaması ve Noa'ya arkadaşı Mollie'ye kendisinden bahsedip bahsetmediğini sorması gibi detaylar, Noa'nın başına gelecekleri az çok tahmin etmenizi sağlıyor tabii.

Cinsel bir tatmine bağlanacağını düşündüğünüz bu film, paranın ve güç arayışının nasıl kadın bedeni üzerinden yüzyıllardır sürdürüldüğünü tekrar fark etmenize neden oluyor aslında. Filmde ters köşe olduğunuz nokta da bu.

Yönetmenin tek anlatmaya çalıştığı şey bu değil tabii ki. Günümüz flört uygulamalarının kadınlar için ne kadar tehlikeli olabileceğini de gözler önüne seriyor aslında.

Tabii film içerdiği mesajdan öte, muazzam oyunculuklarla ve gitgide gerilimin dozunun artmasıyla kendisini izlettiriyor desek daha doğru olur. Özellikle Sebastian Stan'in oyunculuğu çok iyi ve Steve karakterini çok iyi yansıtmış. Bu bile başlı başına filmi başarılı kılıyor aslında.

Anlayacağınız film, romantik komedi tadında başlayıp, kanlı bir korku filmi tadında devam ediyor...

Eğer gerilim seviyorsanız Fresh, hem oyunculuklarıyla hem de gerilimi gitgide tırmandıran; bolca da rahatsız edici yanıyla izlenmeyi hak ediyor!

Peki siz Fresh'i izlediniz mi?

Üzerinizdeki Kara Bulutları Dağıtıp İçinize Tarifsiz Bir Mutluluk Aşılayacak 55 Film
Her Dakika Gerilimin Dozunu Artırarak Seyirciyi Rahatsız Eden "Speak No Evil" Filmini İnceliyoruz
Güç Yüzükleri Dizisinin Ana Karakteri Galadriel Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz 26 Gerçek

Popüler İçerikler

Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
YORUMLAR
07.10.2022

Belli bir yere kadar okudum ve durdum. Benim için akşama izlemelik bir film.

07.10.2022

Tamam da flört uygulamasında tanışmamışlar ki.uygulamadaki buluşmalarda hayal kırıklığı yaşayıp, markette yüzgüze tanıştı diyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ