Kadın İntiharları Araştırmasında 'İntihar Süsü Verilen Cinayetler' Vurgusu

Kadın intiharları ile ilgili Siirt ilinde yapılan ve 10 yıllık bir zaman dilimini kapsayan araştırma tüyler ürpertici bir tablo ortaya koydu. Adli Tıp Dergisi’nde yayımlanmak üzere yapılan araştırmada, Siirt’te 2000-2013 yılları arasında yaşanan kadın intiharları incelendi.  İncelenen 10 yıllık dönemde kadın intiharlarında 5 kata varan artışlar olduğu belirtilen araştırmada 'intihar süsü verilen cinayetler’’ uyarısı yapılıyor... 

Neylan Ziyalar, Aysel Sarıpınar, Can Çalıcı’nın Adli Tıp Dergisi’nde yayımlanmak üzere yaptıkları araştırmada, Siirt’te 2000-2013 yılları arasında yaşanan kadın intiharları incelendi.

Siirt Adliyesi ve bağlı bulunan yerlerdeki savcılık dosyaları incelenerek belirlenen 60 intiharda yaş, medeni durum, eğitim, meslek, olay yeri, intihar nedeni, yöntem, kullanılan araçlar istatistiki olarak değer­lendirildi. 

Birgün’den Nurcan Gökdemir’in haberine göre, araştırmada Siirt'te, kendini öldüren kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu belirtiliyor. Bunların bazılarının ''intihar süsü verilmiş cinayetler’’ olduğu iddiaları anımsatılıyor.

Rakamlar çelişkili

Veri toplamanın güçlüğüne de değinilen araştırmada, damgalanma kor­kusunun yaygın olduğu toplumlarda birçok intihar ve girişiminin gizlendiği ya da başka bir tanı ile bildirildiği vurgulandı. Siirt’te yapılan çalışmadaki veriler ile TÜİK verileri arasın­da farklılıklar olduğunun bildirildiği araştırmada, bunun nedenlerine ilişkin şu tespitler yapıldı:

“Çalışma verilerinin farklı sayılar içermesinin; ilçelerde meydana gelen intiharlara dış muayene bulgularına göre de­fin verilmesi, otopsi için merkeze gönderilmeme­si ve büyük illere tedavi için gönderilen olgulara öldüğü ilde defin ruhsatı düzenlenme­sinden ve hazırlık soruşturması aşamasından önce intihar olarak değerlendirilen olgunun da­vanın seyrinde kaza ya da cinayet davasına dönüşebilmesinden kaynaklandığı iddia edilmektedir.'

Beş kat arttı: İntihar eden kadınların en küçüğü 9 yaşında, en büyüğü 82 yaşında

Araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan bazıları şöyle:

İncelenen 10 yıllık dönemde kadın intiharlarında 5 kata varan artışlar oldu. 2000 yılında yüzde 3,3 olan kadın intiharı oranı sadece 2001’de yüzde 1,7’ye düştü. Ancak sonraki yıllarda sürekli artış eğilimine girerek 2012 yılında yüzde 15’e kadar ulaştı.

  • Yarısı kendini evde astı

Kadınların yüzde 50'sinin kendini astığı, yüzde 38,3'ünün ateşli silah ve yüzde 8,3'ünün de yüksekten atlama yöntemini kullandığı belirlendi.

  • Erkek silahıyla intihar

Ateşli silah ile intihar eden kadınlardan yüzde 43,4'ünün av tüfeğini, yüzde 21,8'inin taban­cayı, yüzde 8,7'sinin de kalaşnikof kullandığı adli raporlara geçti. 

Araştırmaya göre kadınlar, ailesinden yakınları olan erkeklere ait silahları kullandı.

  • Geride mektup yok

Adli soruşturma konusu olan ölümlerde, kadınların tamamına yakını intihar neden­lerini açıklayan bir intihar notu ya da mektup bırakmadı.

Çalışmada yer alan 14-18 yaş arasında 5 kadın, çocuk sayılacak yaşta dini nikâh ile evlendirilmiş

Geleneksel ev içi rollerine ha­zır olmadıkları bir yaşta henüz çocukken eş, çocuk, aile, ev gibi sorumluluklarının altına giren bireyler, fiziksel ve ruhsal çöküntü yaşıyor. Kötü yaşam, aile içi şiddet, istismar gibi yaşam zorlukları çocuklarda travmaya neden oluyor ve çocukları intihara sürüklüyor.

Popüler İçerikler

Fabrikada Grup Seks Skandalı: 4 İşçi Kovuldu!
Ünlü Restorandaki Bir Buçuk Porsiyon Adana Kebabının Hesap Tutarı Dudak Uçuklattı
İlk Buluşmada Alman Usulü Hesap Ödediği İçin Buluştuğu Kişinin Cimriliğinden Dem Vuran Kadın Tartışma Yarattı
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
16.09.2016

Ne denir ki mq ne denir yani? Siksinler böyle insanlığı.

16.09.2016

Küçük yaştaki çocukları evlendirmeleri bu toplumda en nefret ettiğim şeylerden biri.

16.09.2016

Adli Tıp Dergisi son sayısında bu konuyu irdeledi ancak çıkarılan sonucu "İntihar eden olguların büyük çoğunluğunun bekar ve ailesiyle yaşayan, işsiz kadınlar olduğu, okuryazarlık oranlarının düşük olduğu ortaya çıkmaktadır." ifadesiyle görebiliyoruz. Bunun haricinde hipotezi destekleyen tek kısım defin işlemi ile ilgili tıbbi ve resmi argümanlar. Zaten bunun dışında da görünen tek şey hassas bir konu hakkında yazılmış retorik bir yazı.

TÜM YORUMLARI OKU (5)