Almodovar'ın kırmızıları, Penelope Cruz'un sert bakışları...
Filmimiz kendisine tacizde bulunan babasını bıçaklayan genç bir kız çocuğu ile başlıyor. Annesi de bıçağı yıkıyor ve hikayemiz akıyor. Yer yer gözyaşlarına boğulacağınız, yer yer kahkahalar atacağınız; kadın ruhunun gücünü ve inceliklerini yansıtan muazzam bir film!
Filmlerde hep erkekler maceralara atılıyor. Kadınlar genelde 'kız arkadaş' rolünde. Tek dertleri aşk! Tabi tabi...
Tabir-i caizse tam anlamıyla bir öküz olan kocasından bıkan Louise, garson arkadaşı Thelma ile şöyle felekten bir haftasonu çalmak ister ve bir araba seyahatine çıkar. Lakin eğlenmeye çıktıkları ilk gece Thelma'ya tecavüz girişiminde bulunan bir adamı Louise öldürmek zorunda kalır. Ondan sonra gelsin size macera...
'Bir kız olmanın mahkumiyetini hissettik; baskının zihni nasıl daha aktif ve hayalci bir hale getirdiğini, sonunda da hangi renklerin birbirine yakıştığını anlayacak hale gelmeyi...'
Masumiyetin İntiharı depresif, hüzünlü bir film. Böylesine bir dünyada kadın olmanın ne olduğunu muazzam semboliklerle gösteren, şahane bir film...
Bir anne, bir rahibe, bir fahişe... Kadınların her yüzü bu filmde tüm renkleriyle ortada! Yine Almodovar kırmızısının sıcaklığında sevgiyle, tutkuyla, bağlılıkla...
80'lerde evliliğiyle başı dertte, orta yaş krizi ve kilo verme gibi dertleri olan bunalmış bir kadının, bir huzurevinde yaşayan görmüş geçirmiş bir yaşlı kadın ile başlayan dostluğu, hayata dair sohbetleri... Kah güleceksiniz, kah ağlayacaksınız. Fakat şundan eminiz ki, film bittikten sonra içiniz coşkuyla dolacak!
'Bir kalp kırılabilir, lakin yine de atmaya devam edecektir.'
Ülkemizde artık bir mizah malzemesi haline gelmiş Slav seks işçileri konusunda surata sert bir tokat gibi çarpan hikaye... Sovyet artığı bir ülkenin varoşlarında tek başına kalmış 14 yaşlarında bir kızın, erkek egemen dünyada hayatta kalma çabasını en sert ve gerçekçi bir şekilde anlatan; etkisini haftalarca üzerinizden atamayacağınız bir film.
Çok serttir, şimdiden uyaralım.
'Candy' yani 'şeker', yaşı küçük kızlar için kullanılan, pedofili imalı bir internet terimi...
Pedofil bir adamın, ava giderken avlanma hikayesi; erkek izleyiciler için adeta işkence tadında bir film. 14 yaşındaki 'şeker'in, bir pedofiliden intikam alışını, içiniz eriyerek izleyeceksiniz.
'Camları kırıyoruz, yangın çıkarıyoruz! Çünkü erkeklerin anladığı tek dil: Savaş!'
'Ne yapacaksınız?! Hepimizi tutuklayacak mısınız?! Biz insan nüfusunun yarısıyız! Her evde varız! Bizi durduramazsınız!'
Kadınların oy hakkını nasıl söke söke aldıklarını anlatan, muazzam bir film. Darısı bizim Nezihe Muhiddin'lerimizin başına!
'Mrs.Dalloway, çiçekleri kendisinin alacağını söyledi.'
Evet, bu Virginia Woolf'un hayatından esinlenen ve tıpkı onun eserleri gibi, içsel sorgulamalarla, hüzünle dolu bir film. Virginia'nın ruhunu başarılı oyuncular sayesinde hissedeceksiniz.
Frida Kahlo'nun tabloları kadar renkli! Gözler için gerçek bir şölen!
Acısıyla, neşesiyle, mücadelesiyle hayatını adeta bir sanat eseri gibi yaşayan Frida'nın hayatını, yine bir kadın yönetmen bir sanat eseriyle anlatıyor.
Kadınların hakları için verdikleri mücadeleyi göz önüne seriyor. Dünya kadınları olarak, böylesine mücadele veren büyükannelerimiz olmasaydı, olmazdık!
Biricik Sylvia Plath'imizin hikayesi... Ve aslında küçük boyutta, hepimizin!
Başarılı bir öğrenci, dahi derecesinde bir şair, özgür, önünde ışıltılı bir kariyer uzanan bir kadının; bir anda kendisini evli, iki çocuklu bir ev kadını olarak bulmasının sancısını hissedeceksiniz.
Kocası tarafından iftiraya uğrayan Süreyya'nın şeriat kanunu gereği recm edilerek öldürülmesini anlatan, gerçek bir hikayeden alıntı olan bir film. Kadının nasıl ikinci sınıf insan muamelesi gördüğünü tüm çıplaklığıyla gösteriyor. Acı dolu, fazlasıyla gerçekçi, farkındalık yaratan bir eser.
20 yıldır İran'ı ziyaret etmesi bile yasaklı olan Shirin Neshat'ın filmi. İslam devrimi öncesinin İran'ında, halk demokrasi mücadelesi verirken, yolları kesişen dört farklı kadının hikayesini anlatır. Fazlasıyla sembolik! Evlenmeyi reddeden Munes, hayat kadınlığına zorlanan Zarrin, tecavüze uğradığından evini terk etmek zorunda kalan Faezeh ve mutsuz evliliğinden bunalan Fakhri’nin öyküsünde dünyanın tüm kadınları kendisinden bir şeyler bulacaktır.
İran sinemasının son şaheseri!
Geceleri karanlık İran sokaklarında, siyah çarşafını savurarak kaykay üzerinde süzülen bir vampir kızı her filmde kolay kolay göremezsiniz!
Genel olarak İran'ın İslam Devrimi hikayesini anlatsa da, aslında bir kadının hayatının her anına; kimliğini, milliyetini, cinselliğini ve özgürlüğünü sorgulayışına şahit olduğumuz, muazzam bir eser! İzleyin, izletin!
Dışarıdan 'normal' gözüken bir aile hayatı... Annesi ve üvey babası ile yaşayan genç kadının yavaşça çöken psikolojisi...
Aile içi istismarı, toplumun ve aile kavramının ikiyüzlülüğünü, gerçek anlamıyla delirten baskıyı anlatır, Teyzem filmi. Türk sinemasının ciddi anlamda en iyilerinden biri. Sinir bozar, ürpertir; sonunda ise hüngür hüngür ağlatır.
Bir fahişenin 'kurtulma' çabasıdır; yüzleşmek istemediğimiz gerçekleri yüzümüze çarpar.
'Her taraftan tıkadınız yolumu
Yoksullukla bağladınız kolumu
İstemeden seçtirdiniz sonumu
Şimdi kolay sayın bayan öl demek'
Bu filmi bilmeyen yoktur. Trajik bir hikayeyi anlatmasına rağmen elbette ki erkek egemen toplumumuz tarafından, filmin tecavüz sahnesi yıllardır mizah malzemesi haline getirildi. Çünkü yaratıcı bir yöntemle tecavüz etmek çok komiktir. (!)
Filmin sonunda İffet, tecavüzcüsünü tüfekle vurarak öldürür.
Ekonomik olarak özgür şehirli bir kadının, yarattığı bir reklam karakteri içerisinde sıkışıp kalmasını anlatır. Adeta trajikomiktir! Görmek isteyene, Türk sinemasının en güzel ve en anlamlı örneklerinden biri!
As bayrakları, as!!!
Mustang yurtdışında ödülleri sildi, süpürdü! Yoksa siz hala izlemediniz mi?!
Tarantino'ya ilk gerçekçi, yani fantastik bir süper kahraman olmayan, kadın savaşçıyı dünyamıza soktuğu için teşekkür ediyoruz. Bu film serisini izleyen her kadın en az bir kere 'keşke benim de keskin bir katanam olsa' diye içinden geçirmiştir!
Kadınların seks kölesi ve üremek için damızlık gibi kullanıldığı düzenden bıkan Imperator Furiosa'nın hikayesi Hollywood gözünden! Ne?! Mad Max deyince maceradan maceraya atlayan erkeklerle alakalı bir film mi sandınız? Artık devir değişiyor!
Kahkahalarla güleceğiniz, rengarenk bir film! Yine Almodovar gözünden!
'Kadın fıtratı' bu filmler için geçerli değil, ağlarken gülmeye, şaşırmaya ve hayran kalmaya hazır olun.
Tina Fey ve Amy Poehler ana akım medyayı ve Amerikan televizyonunu müthiş mizahlarıyla istila etmeye çoktan başladılar. Kız kardeşler filminin sizi kahkahalara boğacağına eminiz.
Her şeyiniz tam ama aşkınız mı yok? Hoş geldiniz dünyamıza. Amy Schumer sizi anlıyor.
Bir Hayao Miyazaki şaheseri! Pek çok animesever tarafından tüm zamanların en başarılı işi kabul edilir.
Yine karşımızda güçlü bir kadın figür var. Bu güç ise, eril bir şekilde doğaya hükmetmekten değil, doğayla uyumlu olmaktan, aynı dili konuşmaktan geliyor. Derin, çok derin!
Disney'in tek amacı evlenmek olan prensesleri artık yavaş yavaş tarihe karışıyor.
Merida, evlenmek istemiyor! O saçlarını rüzgarda savurarak ata binmek, ok atmak, özgür olmak istiyor! Aferin kız, Merida!
Bu prensesimizin hayali de evlenmek, o yakışıklı prensi bulmak değil! O gezmek, merak ettiği yeri görmek, gizemi çözmek istiyor.
Kendisini 'erkeklerden' koruyabilecek kadar güçlü, cesur ve mücadeleci. Gerçek bir özgür ruh! İsyankar! Aramızda kalsın; filmin sonunda da imparatorluğun başına geçiyor!
Lider olmaktan, kendi gücünden korkan genç kraliçe, şifayı kız kardeşlikte buluyor. Çünkü kız kardeşlik güçlüdür!
Frozen şimdiden bir efsane oldu ve küçük kız çocuklarına 'Ben prenses değilim, kraliçeyim!' dedirtti!
mükemmel bir şey olmuş. Bunu şuraya bir yerlere kaydedeyim. Canım sıkıldıkça bu muazzam filmleri izlerim. Fark ettim de çocukken şurada ki tüm animasyonları izlemişim. Ne iyi etmişim.
İran sineması son dönemlerin iyilerinden , düşük bütçeyle iyi işler çıkarıyor.
Erkek düşmanlığı yapmak birazcık yanlış.Bizim sorunumuz bu herkes suçu birbirine atıyor nefret dolu yazılar yazıyoruz birbirimize. Evet taciz eden öldüren döven fiziksel üstünlüğünü kullanan şerefsiz adi erkek çok var inanın çok.İnanın bir o kadar da kadın var.Şu suçlu bu suçlu demiyorum genelleme iyi bir şey değil dostlarım. Edepli ahlaklı olmak insanlara özgü bir şey cinsiyet fark etmeksizin.İnsanları sevin güzel insanları güzel davranan güler yüzlü insanları.Pollyannacılık yapmıyorum ama inanın hayat o kadar kısa ve anlamsız ki birbirimizi kırmaya gerçekten değmez.O yüzden herkese tek bir insanmış muamelesi yapın ve tanımaya çalışın.Her kadın/erkek aynı değil. :')