Kadıköy'deki 150 Metrekarelik Dükkandan Oyun Bilgisayarlarının Liderliğine: Monster'ın Kurucusu İlhan Yılmaz

Kiminin hayalindeki bilgisayar, kiminin ise işlerinde eli ayağı olan Monster'ın hikayesi insana ilham veren türden. Tüm olumsuzluklara rağmen hayallerinin peşinden giden Monster'ın kurucusu İlhan Yılmaz, işleri bugünlere getirene kadar binbir türlü zorluk çekmiş olsa da sonunda dünyaya açılan başarılı bir marka yarattı!

Kaynak: StoryBox

Piyasada önemli bir yere sahip olan firmaların Türklere ait olduğunu öğrenmek birçok kez şaşırtıcı olabiliyor.

Monster da bu firmalardan biri. Kadıköy’ün arka sokaklarında yer alan 150 metrekarelik bir dükkanda yolculuğu başlayan Monster markası, şu anda teknoloji piyasasında en fazla tercih edilen firmalardan biri.

Monster’ın kurucusu olan İlhan Yılmaz, şirketi ilk kurduğunda çevresindekilerden ‘Bu işin sonu yok ama seni seviyoruz, bu yüzden destekliyoruz’ laflarını duyuyordu….

Yılmaz başlangıçta olumsuz laflara kulak asıp da bu işe girmeseydi bugün oyunları keyifli hale getiren Monster’lara sahip olamayacaktık.

Peki nereden çıktı bu ‘süper bilgisayarlar’ fikri?

1984-85 yıllarında, yani bundan neredeyse 40 sene önce Mandrake’nin çizgi romanını okuyan Yılmaz, bu çizgi romanla süper bilgisayarların şehri ele geçirdiği bir dünyanın hayallerine kapıldı.

Ortaokula geldiğinde yazları oto sanayide çıraklık yapmaya başladı…

Endüstri meslek lisesine giderek okurken iş hayatına da girmiş oldu. İş hayatına bir kez girdikten sonra hiç çıkmadı ve üniversiteye gittiğinde de bir yandan okurken bir yandan çalışmaya başladı.

Bilgisayarla ilk tanışması ise 1993 yılında yaptığı üniversite stajıyla oldu.

Stajdayken yer sürüyordu, masa siliyordu, pc topluyordu. Bu işe tam anlamıyla çıraklıktan başladı. Bu deneyim ona ileride kuracağı firması için fikir verdi, düşüncelerinin temellerini orada attı.

1999 depremiyle birlikte ülke çapında ekonomik kriz yaşanırken bu durumdan o dönemde yeni evlenmiş olan Yılmaz da etkilendi.

Böylece eşiyle birlikte vermeleri gereken bir karar vardı; askere gidilebilir, işe girilebilir veya bir şirket kurulabilirdi. Kurmayı düşündüğü şirkette bilgisayar şirketlerine toptan bilgisayar ürünü satmayı planlıyordu.

Bu düşünceler varken cebinde yalnızca 7-8 bin TL bulunuyordu…

Bütçesi az olsa da eşinin desteğiyle birlikte şirketi kurdu. Ancak bu girişim başlangıçta tamamen başarısız olarak görünüyordu. İlk ayın sonunda -52 bin doları gördüler.

İkinci ayında ise 280 bin dolar civarında ciro yaptı.

Türkiye’nin dört bir yanındaki bilgisayar firmalarına toptan bilgisayar malzemeleri satmaya başladı. Tabii ki istediği şey aslında bu değildi. Türkiye’den bir dünya markası çıkarmayı hedefliyordu.

2001 yazında akşam hep birlikte ‘Sevimli Canavarlar’ (Monster, Inc.) animasyon filmini izlerken Monster markası ortaya çıktı!

Sektör açısından ‘Monster’ın çok ideal olduğunu düşündü. Bu adı kullanacaksa çok güçlü bir bilgisayar yapması gerektiğini iyi biliyordu. Tam anlamıyla ‘canavar’ gibi bir bilgisayar üretmek zorundaydı.

Başlangıçta oyun bilgisayarı olarak üretilmese de bilgisayarlar güçlü olduğu için oyun bilgisayarı olarak bilinmiş oldu.

Aslında mühendislik, animasyon, kurgu modelleme, mimarlık, tasarım ve akla gelebilecek güç gerektiren tüm uygulamaları çalıştırabilecek bir bilgisayar üretiyorlardı.

2007 yılında Intel’in ortak uyumluluk standartlarında başlattığı uygulama, bir nevi Monster’ın dönüm noktası oldu.

O zamana kadar ayda 30-50 arasında bilgisayar satışı yaparken, bu uygulamadan sonra 6 ay içinde ayda 250 bilgisayar satabilecekleri bir duruma geldiler. Bir anda işler patladı ve başarı basamakları bir bir çıkılmaya başladı.

İşlerin en yoğun olduğu ve Yılmaz'ın askere gittiği sene tam 1587 bilgisayar sattılar!

2008’de akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle Monster en büyük kırılmasını yaşadı. İnsanlar bir anda akıllı telefonlara yöneldi ve tüm işlerini telefonlarından halletmeye başladılar. Bu nedenle 2012’ye kadar büyük zorluklar çektiler.

Tüm zorlukları bir şekilde atlatarak şu anda Türkiye’nin en başarılı bilgisayar firmalarından birini kurmayı başardı…

Önlerindeki hedef, dünyaya açılmak! Kısa bir süre önce Berlin’de 1000 metrekarelik bir deneyim mağazası açan Monster, şu anda dünyanın 20 farklı ülkesinde marka tescil çalışmaları yürütülüyor. Gurur duyuyoruz!

Videonun tamamını buradan izleyebilirsiniz:

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Uzaylıdan Hamile Kalmak, Onlarla İletişim ve Dahası: UFO Araştırmacısının Anlattıkları Aklınızı Karıştıracak!
Sayelerinde Türkiye Güzelleşti: İyilik Elçimiz Haluk Levent'in Başında Olduğu Ahbap Platformu Nasıl Kuruldu?
Tam Bir Muamma: Sınırsız Eğlence ve Absürtlüğün Yuvası Olan Flash TV Neden Bir Anda Kapatıldı?

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
04.09.2021

Monster laptopumdan yazıyorum: Başarılı bir firma evet bunu kabul ediyorum, Türkiye'den böyle firma zor çıkar evet bunu da kabul ediyorum fakat teknoloji piyasasında o kadar büyük bir yeri maalesef yok. Kullanıcı dostu, destekleriyle her zaman beni mutlu eden bir firma kendisi. Fazlasıyla beğeniyor ve destekliyorum umarım yurt dışında daha da duyulabilir hale gelir diyorum.

04.09.2021

şimdi ise en ucuz ürünü 7.499 TL :D

Oyun için Monster, iş için Mac kullanıyorum; tabi aradaki kalite farkı inanılmaz. Monster kasası kalitesiz, bir MSI ile falan da rakip olamaz ama haliyle fiyatlar da ona göre. Fiyat performans olarak alınabilecek, şuan piyasada yer alan en iyi ürün. 8.000'lik pc alayım ama 12.000'lik MSI veya Lenovo kalitesi versin isteyenler de markayı kötüleyip duruyor. Tam olarak ne kadar ekmek, o kadar köfte markası.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ