Tüm dünyada tam anlamıyla Endüstri 4.0 rüzgarı esiyor. Evlerine ilk kez televizyon girdiğinde adeta büyülenen insanlık, kısacık bir zamanda oradan nerelere geldi. Yalnızca geçtiğimiz 10 senelik zaman dilimine bile baktığımızda, ilerlemenin dudak uçuklatıcı hızda olduğunu görüyoruz.
İşte bu yazının konusu, dijital çağın içinde büyüyen ve bu çağın tam göbeğine doğan kuşaklar: Y ve Z kuşakları. Peki Türkiye'nin teknoloji nesli gerçekten de yeni çağa hazır mı?
Obama başkan olduğunda yaptığı ilk şey liselere kodlama dersi koymak oldu. Bunun sebebini de “ABD`nin bilişim sektöründeki liderliğini Hindistan, Tayvan gibi Asya ülkelerine kaptırmak üzere olduğu” yönünde açıklamıştı. Biz de hamdolsun Arapçayı ilkokul düzeyine kadar indirdik. Her ülke eğitim müfredatını gelecek nesillerden beklentileri üzerine şekillendirir. Demek ki ABD yeni nesilden de Microsoft, Apple, IBM vb. çıkarma niyetinde.
İyi güzel diyorsunuz da, kim bu dediklerinizi yapar ki ? Hayatımızın her bir kısmına sansür konmuşken, böyle bir şey beklenebilir mi ? En basitinden bile Ülkemizdeki Zeki gençler hakettigi değeri yurtdışın da görmekte, Bakınız: Tübitak.. Dışa bağımlı devletin, üretken bir devlete dönebilmesi ne kadar kolaydır ? mümkün müdür ? binlerce sorulması gereken konu, çözülmesi gereken on binlerce sorun var. Devlet ve Halk olarak bunların üzerine gitmek yerine başka ülkeler ile kavga içerisindeyiz, ve pek tabi ki kendi halkımızla da. Güzel şeyler sadece cümlelerde takılı kalmasa keşke..
Yıllar önce tüketim yapmayı bize özendiren 'çevre' -ki bunu uzun zamandır yapıyor- şimdi ise bizi üretim yapmaya sevk ediyor, peki ama nasıl bir üretim ? Emin olun ki bu üretim -biz buna bireysel üretim diyeceğiz- kati suretle birilerinin sermayesine ihtiyaç duyacak ve ona sahip olanlar da bu 'bireysel üretimi' daha fazla sermaye oluşturabilmek için seçecekler.