Keanu Reeves, Hollywood'un en büyük yıldızlarından biri olma yolunda aslında çok fazla zorluğun üstesinden gelmek zorunda kalmış, çok küçük yaşta hayatın sillesini yemiş biri. Ancak çok az insan oldukça zorlu geçen çocukluğunun hikayesini biliyor. Ailesinden bahsetmekten pek hoşlanmıyormuş. Gelin birlikte adeta azmin kanıtı olan bu adamın ünlü olma yolunda yaşadıklarına bir bakalım. 👇
Kostüm tasarımcısı Patricia Taylor ve jeolog Samuel Nowlin Reeves Jr.'ın çocuğu olarak dünyaya geldi. Farklı ülkelerden olan anne babası nedeniyle genetik anlamda oldukça zengin bir mirasa sahip. Soyu İngiltere, İrlanda, yerli Hawaii, Çin ve Portekiz'e kadar uzanıyor. Keanu üç yaşındayken anne ve babası boşandı ve daha sonra Toronto'da annesi ile yaşamaya başladı. Her şey aslında burada başladı.
Kendisi böylesine büyük bir ailede büyümenin Keanu için zorlukları olduğunu ama aynı zamanda ona yaşamı boyunca yardımcı olan iradeyi verdiğini söylüyor.
Keanu'nun çocukluğunu oluşturan koşullar şüphesiz onu bugün olduğu adama dönüştürdü. Her şey ne kadar zor olursa olsun sıkı çalışmaya değer veren biri. Bu, oyunculuk kariyeri boyunca başkalarına da aktardığı değerli bir ders.
Zor bir çocukluk geçirdi. Keanu ailesi, ebeveynlerinin sorunlu evliliği nedeniyle sık sık taşındı. Babası hem Keanu'ya hem de annesine fiziksel olarak tacizde bulunuyor ve annesini birden fazla işte çalışmaya zorluyordu. Kendisi ebeveyn sevgisi görmeden büyüdü ve ergenliğine geldiğide genellikle akrabalarının evinde kaldı. Hatta bir keresinde bir süreliğine arabada yaşadığını söylemiş.
Çok fazla taşındıkları için beş yıl içinde dört farklı okula gitmişti. Bu nedenle örgün eğitim eksikliği oluşmasına rağmen pes etmedi. Annesine yardımcı olabilmek için iş aramaya başladı. 15 yaşında düşük bütçeli filmlerde yapım asistanı olarak çalışmaya başladı. İlk olarak 1986'da April Wine'ın “Dangerous” adlı müzik videosunda oynadı. Bunu, sorunları olan bir genci oynayan 1989 yapımı “Ebeveynlik” filmindeki ilk büyük rolü izledi.
İşleri biraz iyi gitmeye başlar başlamaz Los Angeles'a giderek kendine yeni bir hayat kurdu ve kariyeri başlamış oldu. Oyunculuk becerilerini geliştirmek için çok çalıştı ve aksiyon gibi türlerde sayısız mükemmel işe imza attı. “The Matrix” üçlemesi gibi gişe rekorları kıran rollerden “John Wick” gibi daha küçük projelere kadar Keanu, dünyanın dört bir yanından izleyicilerin gönlünü hala fethediyor.
Bu süreçte ailesine hep destek olan oyuncu aynı zamanda birçok sosyal sorumluluk projesinde gönüllü olarak çalışması ile de takdir toplayan biri. Kanser için yardımda bulunmaya insanları teşvik etmeye çalışıyor.
Sıkı çalışması ve özverisi onu bugün Hollywood'un en çok sevilen oyuncularından biri haline getirdi. Başarı hikayesi, çocuklukları boyunca psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalmış olan birçok kişiye ilham kaynağı oluyor. Keanu, azmi, kendine güveni ve hayata olan bakış açısıyla, zor koşullara rağmen sıkıntıların üstesinden gelmek ve hayallerinin peşinden gitmek için adeta bir ilham kaynağı.
Bazı insanlar gerçekten de şanslı doğmuyor, o şansı kendi yaratıyorlar.
derdinizi s.... dedirten bı yazı olmuş. her neyse bana sarılarak teselli bulabilir Keaunu'cim