Jinekolojik Muayeneye Dikkat Çekme Zamanı!

Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı deyince akılda beliren kişiye kimse bayılmıyor sanırım. Jinekolojik muayenede çatala çıkmak, pek çok kadının kabusu. Alttan (vajinal) muayene olmamak için rahatsızlıklarını ve sağlık sorunlarını saklayan sayısız kadın var. Rutin jinekolojik muayeneyi ihmal ise zaten kanayan yaram. Bunun üzerine sıklıkla düşünüyorum; neden böyle oluyor? Bir dış hekimleri bir biz, bu kadersizliğimizi nasıl yeneriz?

Öncelikle jinekolojik muayene konusunda korku ve kararsızlık, hatta kaçınma arzumuzun altında yatan neden elbette en mahrem bulduğumuz alanı bir yabancıya açmamız.

Ama oldu da ikna olduk ya da mecbur kaldık, bu noktada da acıyacağından emin olmamız. Oysa jinekolojik muayene, acılı ağrılı bir işlem değil. Sanırım burada tıpkı iğne yapanlarda olduğu gibi daha 'hafif elli' olanlarımızın olduğunu kabul etmeliyim. Ama yine de bilmeliyiz ki acı eşiğimiz düşük olsa dahi hatrı sayılır bir acı duyulmaz ve özel bir inceleme söz konusu değilse muayene can sıkacak kadar uzun sürmez. Üstelik kendini kasmak, sıkmak psikolojik olarak da fiziksel olarak da en büyük düşmanımız.

Maalesef özellikle kamu sağlık kuruluşlarında, aile merkezleri ya da devlet hastanelerinde; iş yükü, dar vakit, yorgunluk gibi nedenlerle hastanın psikolojik olarak rahatlatılması ve hekimle kaynaşma aşamalarının tamamlanamaması da etkili. Bu noktada doktorunuzun, düşündüğünüzden daha fazla yıpranmış olduğunu hatırlamaya çalışın, olmaz mı? Elbette tercihimiz, muayene öncesi, sırası ve sonrasında hastaya işlemden bahsedilmesi, olasılıklar hakkında bilgi verilmesi ve son derece nazik davranılması, hatta zaman tanınmasıdır. En azından benim mesleki bakış açım bu. Ancak bazı durumlarda buna imkan bulunmadığını bilmelisiniz.

Bu, doktorunuzun kötülüğünden değil şartların hız ve sabır gerektirmesindendir. Dilerim doktor başına düşen hasta sayısı daha normal bir hale gelir de hepimiz jinekoloğumuzla uzun uzadıya sohbet edebilecek şansa erişiriz.

Özel sağlık kuruluşlarına başvuran hastaların veryansın ettiği olmuyor mu? Elbette oluyor. Kişisel bakış açısına, mizaca bağlı olarak hastayla doktor arasındaki iletişimin sınırları belirleniyor. Kendi adıma ben iletişime fazlaca önem veren, hasta doktor ilişkisinde devamlılığı hedefleyen ve sağlık takibi konusunda teşvik edici rol üstlenmeye, bunun da sürekliliğine önem veren biriyim. Muayene süremi uzun tutar ve olabildiğince anlaşılır biçimde ve etraflıca açıklamaya gayret ederim. Sorulan ya da sorulması akla gelmeyen ama önemli olan bütün hususlardan bahsetmeye çalışırım. Olasılıklardan etraflıca haberdar ederim ki sonra şaşkınlık, korku durumları gelişmesin ve hasta hazırlıklı ve soğukkanlı olsun. Tabii ki bir doktor olarak sağlık konusunda utanmayı anlamıyorum; yani anlıyorum da aşmamız gereken bir konu olduğunu düşünüyorum diyelim. Ancak ülkemizde gerçek buysa ben de bu gerçeğe uyumlu ve onunla doğru yoldan baş etmeye odaklıyım.

Hastayla doktor arasında olduğuna inanılan olumsuz sınıra inanmıyorum.

Karşılıklı nazik ve iyi iletişimle hastalar doktorlarına, doktorlar hastalarına son derece yakındırlar. Kaldı ki iletişim kurmakta  ve sağlık soru/sorunlarınıza çözüm bulmakta beklediğinizden daha zorlandığınız bir doktoru, eğer imkan dahilindeyse değiştirebilirsiniz. Kendi hastalarımı da tereddütte gördüğümde, örneğin bir operasyon kararında bir hakem doktor görüşü almasını önerdiğim oluyor. Çünkü hastamın kendini güvende, doğru adımlarla sağlığına yaklaşıyor hissetmesini istiyorum.

Benimle anlaşamıyor, muayenede rahat olamıyor, yanıtlarımdan tatmin olmuyor, tedirginlik duyuyor operasyon için kendini ellerime emanet etmekten çekiniyorsa ve bu duygusunu birlikte yenemiyorsak kesinlikle doktorunu değiştirebilir. Burada şu da bir bakış açısıdır 'özel bir iletişimimiz olması gerekmiyor. Ben teşhisi koyarım, o tedavisini olur ve sonra herkes yoluna gider.' Evet zaten bütün süreçlerin sonunda herkes yoluna gidiyor ama ben yine de hastanın kendini psikolojik olarak teslim edebilmesini kıymetli buluyorum. Yani bu bir iş olduğu kadar bir bağ benim için.

Dünya üzerinde pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da aksi görüşler var ve hepsi kendince doğru. Ben kendi bakış açımı sundum. Ve bu bakış açısıyla kadın sağlığı alanında daha hızlı ilerleme kaydedebileceğimi; daha çok kadının daha hızlı biçimde sağlığına kavuşabileceğini ve en önemlisi sağlıklı cinsel yaşam bilincinin de sağlıklı beden/ruh bilincinin de daha kalıcı biçimde oluşabileceğini düşünüyorum. Yaşasın çatal korkusunu yenme amacı! Yaşasın ayrılmaz parçamız olan rutin jinekolojik muayeneler! Konuşa konuşa alışa alışa iyileşeceğiz ve sağlıkla daha uzun yaşayacağız.

Popüler İçerikler

Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!