Japonların Yūrei-zu isimli sanat akımı sonucu ortaya çıkan eserler bugün görenleri büyülemeye hala devam ediyor. Ruhlar ve kanlı sahnelere yer veren bu sanat eserlerini ve tarihini gelin beraber inceleyelim.
Japonların Yūrei-zu isimli sanat akımı sonucu ortaya çıkan eserler bugün görenleri büyülemeye hala devam ediyor. Ruhlar ve kanlı sahnelere yer veren bu sanat eserlerini ve tarihini gelin beraber inceleyelim.
Kurbanlar arasında ise bir sosyal hizmetli, bir dedektif ve bir grup okul kızı bulunuyor. Bu kurbanların yaşamlarından on yıllar önce, bir adam karısını, çocuğunu ve evin kedisini tam da bu gizemli evde öldürmüştü. İnanca göre ailenin (ve kedinin) ruhları evde sonsuza kadar hapsolmuş ve ziyaret eden herkesi öldürerek intikam aramıştı.
Onryō kavramı ise oldukça köklü bir kavram. Japonlar'ın uzun ve zengin bir masal ve folklor geçmişi vardır. Bu hikayelerin tümü, hâlâ yaygın olarak inanılan Şintoizm gibi yerel inançlara dayanmaktadır.
Bazıları asil, bazıları ise Ubume (çocuklarına özlem duyan ölü anneler) gibi çok daha trajik kaderlere sahiptir. Japonlar için tüm bu ruhların genel adı yūrei, yani 'soluk ruh' dur.
Hayaletler, ruhlar ve hatta cinler de dahil olmak üzere doğaüstü özelliklere sahip tüm eserler, bu benzersiz kategoriye girer.
Yüzyıllar sonra, Edo Dönemi'nde (1603-1867), doğaüstü unsurlar içeren daha fazla sanat eseri de yaygınlaşmaya başlamıştır.
Hikayeye göre, Koheiji bir yūrei olarak rol oynadıktan sonra kendisi de bir hayalet olmuştur.
Aşırı sosyo-politik karışıklığın yanı sıra bir dizi doğal felaket sonucu korku ve endişeyle sarsılan insanlar, bu karışık durumların nedenlerini ifade etmek için folklorlara yönelmiştir.
Sonuç olarak bu durumdan hoşnutsuz olan Japon hükümeti bir dizi reformlar ile yūrei-zu'yu yasaklamaya çalışsa da çabaları boşa çıkmıştır.
Bu türler, yūrei-zu ile aynı tondan olmasına rağmen, doğaüstü öğelerden uzaklaşıp daha gerçekçi temalara, örneğin şiddet ve vahşete yönelmiştir.
Bugün Japonya, Ringu (1998), Ju-On (2002) ve Dark Water (2002) gibi uluslararası alanda tanınmış korku filmleriyle tanınan bir ülkedir.
Örneğin, ruh fotoğrafçılığı bugün hala büyümekte olan bir türdür. Birçok insan Japonya'nın bu lanetli evlerini ziyaret ederek bir hayaletin fotoğrafını çekmeyi hedefler.
Her yıl milyonlarca insan Japonya'yı ve bu eserleri ziyaret ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz?