1968 yılının Aralık ayında küçük bir bankanın müdürü korkutucu bir mesaj aldı. Mesajda 3 milyon yeni vermesini, vermediği takdirde evinin bombalanacağı söyleniyordu. (Yaklaşık 2.5 milyon Dolar)
Polis, gün boyu söz konusu evin önünde nöbet tutmaya başladı.
10 Aralık günü bir banka arabasına 3 milyon Yen yüklendi. Arabada 4 güvenlik görevlisi vardı. Her zamanki sayının iki katıydı bu.
Üniformalı bir adam yolda aracı durdurdu. Ve banka müdürünün evinin havaya uçurulduğunu söyledi. Arabanın içindeki dört güvenlik görevlisi hemen arabadan indi. (Fotoğrafta görülen kişiye ait başka görüntü yok)
Nöbetçiler, duman ve aleve doğru koşturmaya başladılar. Üniformalı adam da araca binerek uzaklaştı. Fotoğraftaki yol, olayın tam olarak gerçekleştiği yer.
Aslında olan biten sadece sis bombası ve basit bir alevdi. Eve bir şey olduğu yoktu ama artık para da yoktu. Üniformalı adam, paralarla firar etmişti. 4 nöbetçi onu son kez gören kişi oldular.
Olayın üzerinden 47 yıl geçti ve zaman aşımına uğradı. Davanın çözülebilmesi için 12 milyon dolara yakın para harcandı.
Hırsızdan geriye kalan tek şey polis motoru gibi boyanmış bir motosiklet ve bisikletti. İlk başta gerçek bir polisin oğlu baş şüpheli oldu. Fakat genç 5 gün sonra potasyum zehirlenmesinden öldü. Ölümünün intihar olduğu anlaşıldı ve suçtan aklandı.
Hırsızın paralarla kaçtığı araç sonra bulundu. Üzerinde 120'ye yakın delil bulundu. Fakat sonradan bunları kasıtlı olarak şaşırtma amaçlı hırsızın bıraktığı anlaşıldı.
100.000'den fazla isim şüpheli olarak bildirildi. Ve 170.000 polis dava için çalıştı. Zaman aşımı 1975'de bitti.1988'de hırsızın da bir ceza alma ihtimali ortadan kalktı. Hikayesini anlatması için fırsat verildi ama asla ortaya çıkmadı.