DHA'da yer alan habere göre Halk otobüsü sürücüsü Özgür Sert, 'Aracıma Mehmet Ali Paşa'dan bir bayan bindi. Sonra da yaşlı bir adam bindi. Biner binmez zaten, o bayana irkilerek bir baktı. Bayanın arkasında oturanlar yer vermek istedi. Oraya da oturmadı. Sonra arka koltuğa geçti. Birden oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. 'Hemen arabayı karakola çek' dedi. Ben, 'Neden?' diye sorunca, 'Ben bu olaydan şikayetçiyim. Sen böyle kaza yaparsın' dedi. Aslında kazaya sebebiyet verecek bir şey yok. O bayan aynada zaten kör noktada kalıyordu. Kalmasa bile, trafik stresiyle zaten arabaya kim binmiş, nasıl binmiş ona bakamıyorsunuz. Ben önce geçiştirmeye çalıştım ama tepkisi devam edince ben de sinirlenmeye başladım. Burası sonuçta Türkiye Cumhuriyeti, özgür bir ülke. Bir bayan otobüse şortla da biner, mini etekle de biner, askılıyla da biner. Yolcuya benim, 'Sen bu otobüse binemezsin' deme lüksüm yok. Devlet kanunlarına göre çantasında kedi, köpekle de binebilir. Biz sonuçta devletin belirlediği kanuna göre yolcu taşıyoruz. Şimdi o kadının, o çantadaki kedi, köpek kadar değeri yok mu? Kıyafetinden dolayı otobüse binemeyecek mi şimdi o kadın? Böyle bir şey yok' dedi.
Türbanlı ve başı kapalı olanlar zorluk çektiği dönemlerde hiç bir zaman yolcu otobüsünden indirilmek istenmedi ve polise şikayet etmeye tenezzül edilmedi. Hayatına bu denli müdahale edilmedi. Yüz verirsen ayıya gelir sıçar halıya.
Başörtülüler evet kamuda zorluk çekti ama sosyal hayatta pek çekmediler oysaki şimdi başörtüsüz kadınlar hem kamuda hem sosyal hayatta zorluk çekiyor devlet yaptırımlarla buna dur demezse devran döndüğünde tekrar o mağduriyetler yaşanacak kin çok güçlü bir duygudur.
Gerizekalı yobaz bunak insanları işinden gücünden etmiş, tüm yolcuların konforunu bozmuş, zamanlarını çalmış, kıyafetinden dolayı yargıladığı arkadaşımızın sinirlerini bozmuş keza şoförün de. Üstelik şoföre sapık, kıza namussuz muamelesi yapmış. Yaşına başına bakmayacaksın ver kızım mahkemeye, aç tazminat davası. Bunların parası canının yongasıdır, bir daha elaleme karışmamayı öğrenmiş olur sapık bunak!