2021 yılı film sektörü bakımından yoğun bir şekilde gelişiyor diyebiliriz. Nihayet geçen yıl çıkması gereken tüm filmler karşımıza çıkmaya başlıyor. Devasa maymunlar, nükleer kertenkeleler, arabalarına roket motorları takan adamlar, zaman yolculuğu romantikleri, kum solucanları, ve daha bazilyon tane içerik bu sene bizlerle buluşuyor. Bakalım bu yılın en iyi filmleri arasında hangileri yer alıyor...
Hızlı ve Öfkeli serisinin yeni filmleri öyle bir hal aldı ki, artık bu yapımları bilim kurgu kategorisinde değerlendirmeyi yanlış bulmuyoruz. 9. film özelinde yeniden bol aksiyon dolu, Dom Toretto ve ailesi ile kötü adamları durdurmamız gereken bir film bizleri bekliyor.
Muhtemelen tüm yıl boyunca izleyeceğiniz en tuhaf filmlerden bir tanesi, neredeyse tamamen New Jersey'deki bir depoda, bu fantastik dünyayı ortaya çıkaran puslu, parlak görsel efektlerle çekildi. The Wanting Mare filminin konusu belli belirsiz, kasvetli ve bağlantısız bir kalitede, bu da filmi biraz tutarsız hale getiriyor. Ancak bütünlemesiyle bu film, kolay kolay unutabileceğiniz bir deneyim değil.
Önceden Come True hakkında bir şey duymuşsanız, duyduğunuz şey muhtemelen filmin merak uyandıran ve etkili bir şekilde ürküten bir bilim kurgu filmi olduğudur. Bu yanlış bir tanım değil, ancak filmin o ana kadarki kısmı da olabildiğince ilgi çekici ve atmosferik.
Eğer sıkı bir oyuncuysanız, Mortal Kombat'ı çok büyük bir ihtimalle duymuşsunuzdur. Oyunların film ve dizi adaptasyonları bağlamında konuşursak, aksiyon dolu Mortal Kombat bu sınıfta kesinlikle yüksek bir not alıyor.
Her şeyin kuantum bilgisayarlar üzerinde yürütüldüğü günümüzün alternatif bir versiyonunda geçen Lapsis, insanları bir sırt çantası ve fiber optik kordonla ormana gönderen bir organizasyona katılan Ray isimli karakterin etrafında geçiyor.
Bir kadın, kim olduğunu veya oraya nasıl geldiğini hatırlamadan, arızalı bir tıbbi kapsülün içinde uyanır. Belirsiz bir mekanik arıza nedeniyle oksijeninin yarısından azı kalmıştır ve havasızlıktan ölmeden önce ne olduğunu, onu oraya kimin koyduğunu ve nasıl çıkacağını anlamak için yalnızca bir saati vardır. Başrolünde Mélanie Laurent olan Oksijen, sizi yerinizde rahat oturtmayacak tansiyonu ve gerilimi bol bir film.
Space Sweepers, uzayda çok kültürlü ve çok dilli insan yaşamının uzak geleceğini, ağır şekilde distopik olduğu kadar canlandırıcı bir şekilde bizlere sunuyor.
David Lowery'nin Sir Gawain ve Yeşil Şövalye'nin cesur, atmosferik yeniden anlatımında Dev Patel, Gawain olarak karşımıza çıkıyor. Gawain'in amacı, ağaç kabuğu ve bitkilerden yapılmış gibi görünen ve koca bir balta taşıyan, muazzam bir savaşçı olan ölümsüz Yeşil Şövalye ile savaşıp şövalyelik onurunu kanıtlamak. Kendisine iyi şanslar diliyoruz.
Genç bir kızın, yıkıcı bir araba kazası geçirdikten sonra babası ile ilişkisi mahvolur ve ezilmiş kafatasına kalıcı bir titanyum plaka yerleştirilir. Bu kız zaman geçtikçe kendini insanlardan çok, bir zamanlar hayatını bitiren makinelere daha yakın hissettiğini keşfetmeye başlar ve durumlar ilginçleşir.
Günümüzde pandemi temalı yapımlardan kendinizi rahatsız hissediyorsanız bu yapımı atlamak isteyebilirsiniz, çünkü bu film gerçek hayat temalarının üzerine inşa edilmiş özellikle yıkıcı ve ürkütücü bir hikaye. İnsanların gizemli bir virüsten dolayı hafızalarını kaybettiği bu yakın gelecekte bazı sevgi bağlarını hatırlamak sizce ne kadar zor olabilir?
Birinci filmin devamı niteliğinde olan yapımda, Abbott ailesinin geçen yıl boyunca saklandıkları çiftlik evini terk ettikleri andan itibaren filmimiz başlıyor. Sese aşırı duyarlı uzaylı istilacıların dünya düzenini yıktığı bu filmde fazla ses çıkarmamaya özen göstermeniz sizin yararınıza olacaktır.
Güneydoğu Asya'dan ilham alan Kumandra ulusunda, bir ejderhanın beş parçasını temsil eden beş krallığın her biri Kumandra'nın kayıp ejderhaları tarafından yaratılan bir ejderha kristali parçasına sahiptir. Bu kristal parçaları, ruhani bir tehdidi yenmek için lazım olacaktır.
Nüfuzlu ve otoriter babasından kaçıp Amerika'ya taşındıktan sonra Shang-Chi, San Francisco'da bir park görevlisi olarak çalışmaktadır. Babasının casus ordusunda eğitimli bir dövüş sanatçısı olarak geçmişini bir sır olarak tutmaktadır. Doğal olarak babası, adamlarını oğlunu geri getirmek için Amerika'ya gönderince her şey değişir.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
#5 Titane'nin konusunu yanlış yazılmış: 10 yıl önce kaybolduğu ortaya çıkan ve yüzü morarmış bir şekilde havaalanında bulanan Adrien Legrand, yıllar sonra babası Vincent ile bir araya gelir. Kabus gibi süren bu dönemin sona ermesiyle eş zamanlı olarak bir dizi dehşet verici cinayetler etrafta varlık göstermeye başlar. Araba showroom‘unda model olarak görev alan Alexia ise cinayetlere kurban gidecek bütün karakteristik özellikleri gösterir.