Bazı sahneler var ki her izlediğimizde gözlerimizin dolmasına ve hatta ağlamamıza sebep olabiliyor. Gönlümüzde yer edinmiş dizilerin, yürek burkan sahnelerini sizin için derledik. 👇🏻
Not: Farklı dizi ve filmlere ait spoiler içerir.
Bazı sahneler var ki her izlediğimizde gözlerimizin dolmasına ve hatta ağlamamıza sebep olabiliyor. Gönlümüzde yer edinmiş dizilerin, yürek burkan sahnelerini sizin için derledik. 👇🏻
Not: Farklı dizi ve filmlere ait spoiler içerir.
Nasıl olur da beni istemez?
Seni seviyorum.
Geçer.
Anlamıyorsun anne. Benim valizim değildi o. Benim değil. Çok kötü. Çok çok kötü. Bırakmak istiyorum. Yapamıyorum. Ven ben artık... burda olmak istemiyorum. Özür dilerim. Sizi korkutmak istemedim. Ben sadece... Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok özür dilerim.
Keşke birlikte daha fazla zaman geçirebilseydik.
-Zamanın hiçbir önemi yok. Jeremy Bearimy bebeğim. Bunu atlatacağız ve sonra ikimiz sonsuza dek 'i' nin noktasında takılabiliriz.
♪ Ve eğer yapabilseydim
Tanrı ile bir anlaşma yapardım
Ve yerlerimizi değiştirmesini sağlardım
O yolu koşuyor olurdum. O tepeyi aşıyor olurdum. Hiç problem olmazdı.
Eğer yapabilseydim, Tanrı'yla bir anlaşma yapardım. ♪
Peki ya sen?
-Ne olmuş bana?
Hepsini tek başına sırtlamak zorunda kaldın.
İyileşmeyecek değil mi?
Biliyorum bunun farkındasındır ama sen gerçekten iyi bir annesin. Ben benimkini çok uzun zaman önce kaybettim ve bu yüzden sizi tanıma fırsatı bulduğum için çok şanslı hissediyorum Mrs. Braverman.
-Sen iyi bir çocuksun. Çok fazla şey yaşadın ve biz seni seviyoruz o yüzden hiç sorun değil.
Ben de sizi seviyorum.
Neden tüm çocuklar benden nefret ediyor?
Garip olduğum için mi? Eğer zeki ve eğlenceliysem neden benden nefret ediyorlar?
Baksana. İçeriye seninle gelmemi ister misin?
- Aslında sen oraya giremezsin. Teşekkür ederim.
Steve sana o kalkanı verdi ve sen değersiz bir şeymiş gibi attın onu. Yani belki senin hakkında yanılmıştı. Ve eğer senin hakkında yanıldıysa, benim hakkımda da yanılmış demektir.
Biz nasıl bu hale gelebildik?
-Bilmiyorum.
Hayır, seni henüz bırakmak istemiyorum.
-Devi mecbursun. Bu senin geleceğin. Baban da bunu isterdi.
Babamla ilgili benim de anılarım var ve o ikimizin bir arada kalmasını isterdi. Bir yıl daha seninle kalmaya ihtiyacım var. Başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Babama olana bak. Ben sadece...seninle daha fazla vakit geçirmeye ihtiyacım var. Olur mu?
Hepinizi seviyorum çocuklar.
Ders bitti.
Julian, ona yardım et.
Yapabilirim. Yapabilirim.
Julian o sadece bir çocuk!
Seni çıkarabilirim Brooke!
Julian önce onu kurtar sonra beni lütfen. O daha bir çocuk ve seni seviyor, benim sevdiğim gibi.
Bu adam ne yapamaz? Ağrı kesici almadan 4 saat dayanamaz. Ama yine de herkes onu seviyor. Top fırladı. Pearson pas atmak için geri çekildi. Sola bakıyor. Savunmayı kandırmak için sola gidecekmiş yaptı. Sağına doğru gidiyor. Topu koruyarak gidiyor. Önünde çok fazla kişi var. Savunma oyuncusunu solladı. Hücum sahasına bakıyor. Müsait bir oyuncu var. Tamamen müsait. O esnada geleceğini görüyor. Notre Dame. Heisman Kupası.İlk yarıda oyuncu seçimi. Yılın Çaylağı. Super Bowl En Değerli Oyuncu Ödülü. Tribünde babasını görüyor. Super Bowl ödülünü tutarken, babası onunla gurur duyuyor. Sanki gururdan ağlıyor gibi. 'İşte benim oğlum, işte benim oğlum' diyor. Pearson topu atmak üzere. Bom! Pearson düştü millet. Hanımlar beyler Pearson düştü ve kalkmıyor. Bileği çok fena sakatlandı. Bu sefer geri dönemeyecek millet. Kevin Pearson için her şey bitti. Ayağa kalacak mı peki? Kalkacak millet. Kevin Pearson tekrar yürüyecek ama sadece bir tanecik babasını toprağa vermek için. Bu ona iyi bir şey için engel olacak değil mi? Hayır.
Baba biliyorum, deniyorsun. Ama bu geçmişte yaşanan tüm kötü olayları silmiyor ve her şey düzelmiş değil. Ve bugün, herkesin keyfinin yerinde olduğundan emin olup senin hakkında güzel şeyler söyledim ve en özel gününde yanında oldum. Sen benim en özel günümde yanımda olmamışken hem de! Tüm sorumluluğu alan kişi ben olmamalıyım. Çocuklar ailesine ebeveynlik yapmamalı.
Bu çok fazla.
-O zaman yap şunu. Son ver bu işe. Her şeyi düzeltecek tek şey bu. Ama şu an eşitiz çünkü seni de benim gibi kimse sevmiyor.
Neşeli sohbetin için teşekkür ederiz. Eve sağ salim git tamam mı? Görüşürüz.
-Bekleyin, sizce bizimle takılmak mı istemişti?
Hayır, ve biz de bunu istemiyoruz zaten, değil mi?
Aramızda geçen her şeyi bilirken nasıl hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edebilirim? Ve ilerde yaşayabileceklerimizi düşününce?
-Bilmeyeceksin ki. Benim dışımda kimse bilmeyecek.
Yaşadığımız her şey-
Hiç biri yaşanmadı.
Yaşandı. Yaşandı. Biliyorum yaşandığını! Kalp atışını hissettim senin.
Hayır, duygusallaşmayı bırak. Her şey yolunda, tamam mı? Yani, tatlı değil mi? Her şey- Ben artık yapamıyorum. Ona katlanamıyorum! Öldürecektim onu. Doğru olan neyse sadece onu yapmak istiyorum.
Emily, Allah aşkına ne düşünmüştün, öylece hayatımızdan çıkıp gitmene izin vereceğimizi mi? Sana çok kızgınım şu anda! Ama sonra ne kadar korkmuş olabileceğini, karanlık bir yerde bir başına olduğunu hatırlıyorum. Ama yalnız değilsin tamam mı? Yalnız değilsin. Biz de seninle o karanlık yerdeyiz. Flaş ışıklarımızı sallıyor ve adını bağırıyoruz. O yüzden eğer bizi görüyorsan, eve dön. Eğer göremiyorsan... hayatta kalmaya çalış. Çünkü seni bulmaya geliyoruz.
Yakında eşinin peşinden Japonya'ya gidecek. Çeyiz için verebilecek pek bir şeyim yok. Ama gitmeden önce memleketinin mutfağından bir lezzeti ona verebilirim. En azından bunu yapabilirim.
Ben bir şeye sahip olduğumda hoşuna gitmezdi ve elimden alırdı. Mesela bu araba. Mesela arkadaşlarım. Ya da hayatımın bana ait olan her bir parçası gibi.
-Üzgünüm.
Neden? Senin suçun değildi. Kevin'ın suçuydu. Dünya onun etrafında dönüyor. Hayır, öyle olduğundan değil, öyle olmak zorunda olduğundan. Ve eğer işer istediği gibi olmazsa, cehennemin dibine kadar yolun var. Bunun sona ermesi gerek. Onu yenmeliyim.
Tek istediğim seninle olmak...Geceleri seninle yatakta kıvrılmak. Ama bunun yerine günler ve haftalar beklemek zorundayım ve yine de bana verdiğin hiçbir şey yok!
-Hiçbir şey değil. Sana yazdım. Bu sayılmaz mı?
Emily sen şairsin. Şiirlerin üzerinde deli gibi çalışıyorsun. Her dizenin mükemmel olmasını istiyorsun. Ama ben dağınık halini istiyorum. Kelimelere dökemeyeceğin şeyi istiyorum. Seni istiyorum ve senin de beni istemeni istiyorum.
Bana bir teklifte bulunurdu. Beni oradan çıkarmasına karşılık oradaki ruhlara işkence edecektim. Her gün ona elinden geleni ardına koymamasını söyledim. 30 yıl boyunca söyledim ona. Ama artık dayanamadım Sammy. Yapamadım. Ve oradan çıktım. Çıktığım gibi ruhları parçalamaya başladım. Bir süre sonra kaç tanesini parçaladığımı unuttum bile. Onlara yaptığım şeyleri.
Richard Gilmore, bu akşam bu hastanede çok fazla şey yaşanıyor olabilir ama senin ölümün bunlardan biri olmayacak. Sen öl diye evlenmedim seninle. Ve bu yaşanmayacak. Ne bu gece ne de uzun bir süreliğine. Aslında ben önden gitmeyi talep ediyorum. Anlaşıldı mı?
-Peki Emily, sen önden gidebilirsin.
#30 Dizideki Sam ve Dean adındaki kardeşleri shipleyen ve aşk yaşadıklarına inana embesil hayranlar yüzünden diziden soğudum aralarında Türkler de var.